--Seçimler ile "atı alanlar da kendi Üsküdarlarına
geçtiler" ama onlar rahvan giderken ahali, halk hala yayan.
--Fıkra bu ya, Cehennem kendisine müşteri toplamak için
bir reklam filmi hazırlatır. Huriler, Melekler, Gılman* vs yemyeşil bahçeler,
yiyecek ve içecekler. Reklam ile Cehenneme gidenler huşu içinde
eğlenmektedirler.
--Derken, birden her şeye değişir. Huriler, Melekler,
Gılmanlar, yeşillikler ne var ise yok olur ve ortalık lağım suları ve kokuları
ile etrafı saran ateşler içinde kalır.
-Ahali feryat, isyan eder. "Ama bize gösterdiğiniz
cehennem bu değildi" diye.
--Ulu bir ses yükselir. "Beyler, bayanlar gürültü
yapmayın, reklamlar bitti, asıl film başlıyor."
--2000'li yıllardı, MHP Genel Başkanı Bahçeli Devlet Bey,
o zaman ki 57.Hükümetin ikinci büyük ortağı olarak 7 Temmuz 2002 günü,
partisinin Bursa'nın Keles ilçesinde düzenlediği 11. Kocayayla Türkmen
Kurultayı'nda yaptığı açıklamada 3 Kasım 2002 tarihinde erken seçim yapılmasını
istedi.
--16 Temmuz 2002'de koalisyon hükümetini oluşturan üç
partinin(DSP+MHP+ANAP) genel başkanları arasında yapılan zirve toplantısında 3
Kasım'da erken seçim yapılması kararı alındı ve bu karar TBMM'de 31 Temmuz
2002'de onayladı.
--3 Kasım 2002 Genel Seçimlerinden sonra Adalet ve Kalkınma
Partisi'(AKP)nin o günkü Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan siyasi yasaklı
olduğundan, yerine Başbakan olarak Abdullah Gül Başbakanlığında 18 Kasım
2002'de 58. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti kuruldu.
--İktidar gücü o kadar muhteşem bir şeydi ki, yerli ve
yabancı fark etmeden ne var ne yok ise ülkenin kaynakları "etkin bir
şekilde, değerlendirilip, özel sektörün kullanımına açıldı"!..
--Yetmedi TBMM'nin denetiminde ki Hükümetler yerine,
Başkanlık Sistemine geçildi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi uygulamaya
konuldu.
--İşin enteresan tarafı, yürürlükte birçok yasa ile o
kadar çelişkili uygulamalar var iken, "gül gibi idare edilip
gidiyoruz".
--Türbanımız, inancımız gereği iken, şimdi modamız oldu,
doğruluk dürüstlük inancımız gereği iken, hırsızlık paylaşılır ise, mübah oldu.
Tv'lere bir bakın ahlak-namus konusuna siz karar verin.
--"NERDENNNNNN, NEREYEEEEE!... sahiden ya. Nereden
nereye geldik. Ta ki bir mart pazar gününe kadar. Ben bu martları sevmem.
"31 Mart" ayrı bir hikayedir. Anadolu'da kötü bir şey olmuş ya da
olacak ise "Ananın ......, Mart karı yağar" diye pek de hoş olmayan
bir söz vardır. Vardır da vardır.
--Haziranlar da, idamlar, ölümleri hatırlatır. Yani
"HAZİRAN'DA ÖLMEK ZOR"duru bilirim derken.
--Ben bu Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş serüveninin
başladığı 1919'un 100. yılını yani 2019'u pek sevmeye başladım. 31 Mart 2019'da
meğer, Mart'ın Sonunun Bahar olduğunu, 23 Haziran 2019'unda da,
#HERŞEYİNGÜZELOLDUĞUNU gördüm.
--Artık Nazım Hikmetten iki kelam olmazsa bu güzel
günlerin tadında bir şeyler eksik olur.
--"Küba'dan döndüm bu sabah
Küba meydanında altı milyon kişi
akı karası sarısı melezi ışıklı bir
çekirdek dikiyor çekirdeklerin çekirdeğini güle oynaya
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin
işin kolayına kaçmadan ama
gül yanaklı bebesini emziren melek yüzlü anneciğin
resmini değil
ne de ak örtüde elmaların
ne de akvaryumda su kabarcıklarının arasında dolanan
kırmızı balığınkini
sen mutluluğun resmini yapabilir misin Abidin!...
--Gerçekten ya, sevgili dostlar, siz. Siz ama tek tek
siz, 23 Haziran2019'unun "#HerŞeyGüzelOlacak'ından sonraki ahalide ki
MUTLULUĞUN RESMİNİ YAPABİLİR MİSİNİZ?
--"işin kolayına kaçmadan ama!.."
--Kazanmak, elde etmek maharettir ancak, sahip olunanı
kurumak, muhafaza etmek de bir hünerdir.
--Elbette ki iktidar ve yandaşları şimdiye kadar halka
TC'nin tüm malvarlıklarını hovardaca kullanarak bir reklam dönemi yaşattılar.
Hep birlikte buyurun şimdi ZAMLI, GAMLI filmi seyretmeye. İyi seyirler!..
--Değil mi?
*Kur'ân-ı Kerim'in Tûr Sûresi 24. âyetinde
"Etraflarında, sedeflerinde saklı inciler gibi tertemiz Gılmanlar
dolaşır." denilerek, bayanlara "hizmet edecek erkek".