Unutanlara hatırlatmakta yarar var. Yaklaşık 15 yıl önce
Lara’yı savunmak için yollara çıkmış, mitingler yapmıştık, Antalyalılar olarak.
Mimarlar Odası Antalya Şubesi
öncülüğünde, Eşgüdüm Kurulu koordinesinde eylemler, açıklamalar yapıp Lara’yı
yedirmemiştik…
Hakkını teslim edelim
basın da siyasiler de kent dinamikleri de büyük oranda üstlerine düşeni yapmış
ve birilerinin hayallerini bir süreliğine de olsa suya düşürmüştük…
Gazetemizin henüz ilk yıllarındaki o süreçte Disneyland hayalini
Lara’da gerçekleştirmek isteyen Tamince’nin servet edinme öyküsünü, Fethullah
Gülen hayranlığını ve birtakım bilinen ama yazılamayan yönlerini yazdığımız
için 100 bin Lira’lık tazminat davasıyla karşı karşıya kalmış…
Çooookkk ünlü avukatların kamu davasını şahsileştirme
anlayışına karşı avukatsız savunma yapmış, sonunda da Cavit Arı ile birlikte
davayı kazanmıştık…
İşte yine yıllar
sonra Lara için direnme dönemi. Ama endişeliyim doğrusu bu kez. Çünkü 2014’te Lara
Birlik’in usulsüz fesh edilmesine kayıtsız kalınarak birtakım yanlış
uygulamalara yol verilmenin ertesinde umarım aynı gaflete düşülmez…
Şimdilik siyasiler en
azından anamuhalefet kanadı uyanık ve takipte. Meslek odalarından bir ses yok
ama teyakkuzdalar, biliyorum…
İYİ Parti, Saadet,
DSP vd tüm partilerin, sendikaların da yakında seslerini yükselteceğini
düşünüyorum. Hatta yanlıştan vazgeçilmezse 2. Lara Mitingleri başlayacaktır…
PTT Kamp Alanı’nın ‘kamu zararı’ bahanesiyle elden
çıkarılması yanlış. Beklenen bu yanlış adımdan vazgeçilmesi…
Bunun sebebi çok. Ama birkaçını sayalım hemen. Bir, sahillere özel sektörün müdahalesinin
sonuçları acı tecrübelerle sabit. İki, emekçinin dinlenme tesisi, kamp alanına
dokunulmamalı. Üç, Lara’da hayalleri sürenlerin sabıkaları ortadayken Lara’ya
kıyılmasına müsaade edilemez…
Flora ve faunasıyla,
eşsiz kumullarıyla özel bir alan Lara. Sadece bu yönüyle bile satılmamalı.
Sahile dikilmek istenen beton yığınlarıyla para kazanma gayreti ve niyetini
anlıyoruz ama kabul etmiyoruz…
Bugün en yüksek
turizm gelirini elde eden ülkelerin doğal güzelliklerini koruyarak inşa
ettikleri turizm tesislerini bir bakın…
Doğayla uyumlu,
doğayı yok etmeden yaratılan tesislerin günlük konaklama fiyatları dudak
uçuklatıyor. Doğayı katledilerek
kazanılan gelirin bu ülkeye en büyük zarar olduğunu unutmayın lütfen…
Buradan Antalya’nın tüm vekillerine çağrımız; Antalya’ya
sahip çıkın, doğasına kıydırmayın. Tarihimiz, doğamız, her şeyimiz tehdit
altında…
Yapmayın…
Yoksa hesabını veremezsiniz, yaşananların…
Ve bu halk bunun hesabını sandıkta çok ağır sorar…
Takipteyiz…