Zil çaldı ama sancılı çaldı.

Önceki yıllarda anneler, babalar, aile büyükleri 'çocuğumuz okullu oldu' diye büyük heyecan duyarlardı.

Ders yılının ilk gününde okulların önü şenlik alanına dönerdi.

Öğretmenler de öğrencilerine kavuşmanın sevinciyle koşarlardı okullara..

Artık o günler geride kaldı.

Yeni ders yılının başlaması nedeniyle dün bazı okullar gözleme şansım oldu.

İlginçtir o eski heyecanlar, koşuşturmalar yoktu.

Ne veliler de, ne de çocuklarda yeni bir ders yılına girmenin coşkusu yoktu.

Konyaaltı Gürsu Mahallesi'ndeki Halit Uluç İlköğretim Okulu'nda dün sabahın erken saatlerindeki manzara bu şekildeydi.

Elbette okula ikinci bir isim de eklenmişti.

"Haliç Uluç İmam Hatip Ortaokulu' tabelası giriş kapısının en göze batan bölümüne yerleştirilmişti.

Velilerin bu durumdan hiç de hoşnut olmadıkları aralarındaki konuşmalar ve mini guruplar oluşturarak yaptıkları değerlendirmelerden anlaşılıyordu.

Çok sıkıntılı gördüm anne ve babaları.

Çocukları için kaygılanıyorlardı.

4+4+4 sisteminin gözbebekleri evlatlarına nasıl yansıyacağını merak ediyor, okul yönetiminden en azından derslerin müfredatları konusunda bilgi almaya çalışıyorlardı.

Ancak, vatandaş gibi okul yönetimleri de şaşkın, onlar da yeni sistemi çözebilmiş, neler getirip, neler götüreceği konusunda bir değerlendirme yapma fırsatını bulmuş değiller.

AKP hükümetinin dayatması olan 4+4+4 sisteminin temelinde 'dindar nesil' yetiştirme hedefi bulunuyor.

Yeni sistemle birlikte Kuran-ı Kerim ve Peygamberimiz Hayatı dersleri seçmeli ders olarak konulsa  da tıpkı Halit Uluç İlköğretim-İmam Hatip Ortaokulu'nda olduğu gibi çocuklara, doğal olarak ta velilere başka şans tanınmıyor.

Çocuğunun zorunlu din dersini seçmesini istemeyen velilere," diğer branşlar için yeterli öğretmen yok, siz 15-20 öğrenci daha bulun o zaman seçtiğiniz ders için sınıf açalım" yanıtı veriliyor.

Tüm bunlar olurken, Antalya Alevi Bileşenleri, Milli Eğitim Müdürlüğü önünde zorunlu din dersini protesto ediyor.

Alevi vatandaşlar, haklı olarak çocuklarına din dersi dayatılmasını istemiyor.

Pekala annesi ve babası istemezken, Alevi bir ailenin çocuğunu zorunlu din dersine sokmak hangi anlayışla bağdaşır ?

Devletin din dersini zorunlu hale getirmesi, seçilmesi için de dayatması laiklik ilkesine ters değil mi ?

Zorunlu din dersi ile Anayasa'nın laiklik ilkesine karşı çıkılmıyor mu ?

Antalya gibi turizmin başkenti, dünyanın gözdesi olan bir kentte çocuklara zorla Arapça öğretmek insan haklarına aykırı bir davranış değil mi ?

Olayın bir diğer sakıntı yaratan tarafı ise zorunlu din dersi için imamların, melelerin görevlendiriliyor olması.

Özel bakım gereken 66 aylık çocukları dayatarak okullu yapan iktidarın, minicik yavruları pedagojik eğitim almamış, öğretmenlik deneyimi bulunmayan din görevlilerine emanet etmek hangi mantığa sığar ?

Antalya'da olduğu gibi ülkenin hemen hemen her yerinde 4+4+4 eğitim sistemine büyük tepki var.

Minicik beyinlerin bu tartışma ortamında kobay olarak kullanılması doğru mu ?

Okula başladıkları ilk günde kendilerini tartışma ortamının ortasında bulmaları onların psikolojilerinde nasıl bir yer eder ?

66 aylık bir minik, kendisinden bir, hatta iki yaş büyük bir çocukla aynı sıralarda nasıl ders oturur, nasıl eğitilir ve öğretilir ?

Yürümekte zorlanan çocuklar, okulların 3. hatta 4. katlarına nasıl çıkıp inerler ?

Dünyanın hiçbir yerinde yarının büyüklerine hayatlarının en önemli gününde böyle eziyet çektirilmez..

4+4+4 sisteminde dayatan iktidar bu kadar vebalin altından nasıl kalkacak ?