TALİHSİZ ADAM
MACHİAVELLİ (Makyavelli)
Geçen gün facebookistan cumhuriyetinde bir arkadaşım söz
etmişti Makyavelli'den. Birilerini MAKYAVELİST olarak tanımlayarak/suçlayarak. Ne
zaman birisi, birisini MAKYAVELİST olarak, suçlasa hemen aklıma SUÇLAMA ile
zavallı Nicollo Machiavelli gelir ve gülerim. Madem "amaca ulaşmak için
her yol mübah"tı da, gayri meşru işlerine Makyavelli'yi şahit gösterenler,
O'nun kitabını bile bastıramadan, yoksulluk içinde öldüğünü görmezlikten
gelirler. Koca bir filozof salak mıydı?
Buyurun sebebine birlikte bakalım. (hoş çok yoğunsunuzdur
ama yine de iki dakika ayırın derim)
Nicollo MACHİAVELLİ, 3 mayıs.1469
-21.Haziran 1527 tarihleri arasında Floransa'da(kuzey
İtalya'da bir şehir) yaşamış bir askeri stratejist, düşünür, devlet adamı,
şair, yazardır. Eğer İtalya'da bir RÖNASANS yaşandı ise; İTALYA, YILLAR SONRA
DA bir Devlet oldu ise bu Makyavelli gibi düşünürlerin sayesinde olmuştur. Makyavelli,
PRENS/HÜKÜMDAR kitabını, Floransa'nın birçok Hükümdarını, Fransa'nın da birçok
Kraliyet mensubunu yetiştiren MEDİCİ AİLESİNE yazmıştır. (yıl:1513) Bu
bilgileri biraz da şundan dolayı yazdım. Osmanlı Devleti'ne matbaa 1727 yılında
gelmiştir. Adamlar, bu kitabı 1532 yılında basmışlardır. Makyavelli bu
kitabında, bir devlet için yöneticilerin önemini vurgulamak için yazmıştır. Bu
yüzden de, Kaç çeşit hükümdar vardır ve hükümdarlıklar nasıl kazanılır? sorusuna
yanıt aramıştır. Kitap da ki enteresan konu ve örneklerden birisi de, henüz
işgaller altında olan bu KRALLIK /DEVLETÇİKLERE örgütlenme ve yönetim biçimi
tanımlamalarında OSMANLI/TÜRK Padişahları ve yönetimleri ile FRANSA Krallarını
ve yönetimlerini örnek vermesidir. (BÖLÜM IV)
HÜKÜMDAR/PRENS kitabında Makyavelli, günümüzde de
enteresan olabilecek bir ÖRNEK vermektedir; "Başkalarının silahı ve
talihin yardımı ile kazanılan yeni hükümdarlıklar" başlıklı VII'inci
BÖLÜM'ünde. "Gelişlerinde hiçbir güçlük yoktur. Adeta uçarak ulaşırlar
buraya. Fakat yerlerine geçer geçmez güçlükler ile karşılaşırlar."
TÜRKİYE'nin güneyi, GÜNEY KOMŞULARIMIZ diye bir nota gerek olur mu? XXII'üncü
BÖLÜM ise, yönetimde ne kadar önemli ise DALKAVUKLARA ayrılmıştır.
"DALKAVUKLARDAN, UZAK DURULMALI" diye.
Zalimlikten Merhamete, Cömertlikten Cimriliğe kadar, o
günün koşullarında yönetici için önemli olabilecek bütün konuları ele almış ve
örnekleriyle birlikte iyi analiz etmiştir.
Bir yazar olarak Makyavelli için en acı bölüm ise
XXIV(24)'üncü BÖLÜM olsa gerek. Başlık "İtalya'daki hükümdarlar, ülkelerini
neden kaybettiler" "Ne oldum demeyeceksin, ne olacağım
diyeceksin!.." Bunu en güzel örneğini Makyevelli, arkadaşı Francesco
VETTORİ'ye yazdığı ve kendi durumunu anlattığı MEKTUBUNDA vermektedir. Yeni
yerleştiği dağ/orman evine girince çamurlu giysilerini çıkardığını, içeride
soylu giysilerini giyerek, kendine olan saygısını kaybetmemeye çalıştığını
özetliyor.
VE PRENS/HÜKÜMDAR kitabını da Roma İmparatoru JULİEN'e
ithaf ettiğini yazıyor arkadaşına. "Tükendiğimi hissediyorum ve yoksuluğun
uzun vadede beni küçük düşüreceğini sanıyorum!.." diye son satırlarını
bitiriyor. Okuduysanız, bu kadar bilgi ve deneyim sahibi bir bilenin şunu nasıl
tavsiye edebileceğini, önerebileceğini düşünebiliriz. "Amaca ulaşmak için
her yol mübahtır!.." sözünü, NASIL en olumsuz almada anlayıp, her yapılanı
meşru, kabul edilebilir sayabiliriz? BİLGİ ve TARİH bir olaylar bütünüdür. Kartaca
komutanı HANNİBAL, Alp dağlarında bir vadiye sıkışınca, komutanları "yol
yok, sıkıştık kaldık!.." derler. Hannibal, bir komutan olarak en dahi
sözünü söyler, "ya bir yol
bulacağız!.. ya bir yol açacağız!..." Yönetmek de böyle bir süreçtir. Çözümsüzlük
ve çıkışsızlık bir yönetimin tercihi olamaz. Mayavelizm'in özü olarak da
tanımlanan "amaca ulaşmak için her yol mübahtır" sözü, özünden ve gerçek
anlamından uzaklaştırılmış, yeteneksiz ve kötü niyetli yöneticilerin
kendilerini ve yaptıklarını "MEŞRU" göstermek için kullandıkları bir
söz olmuş çıkmıştır. Hannibal'ın "ya bir yol bulacağız" sözünü de,
"her yol mübahtır" gibi mi alacağız yoksa?
SON BİR NOT: Gerçekten Makyavelli'nin HÜKÜMDAR'ını bir
gün okur ve anlar iseniz, son yıllarda kurulup ve iktidar olan bir partinin de,
kuruluş aşamalarında, nasıl stratejik toplantılar yaptıklarını, nasıl
fikir/görüş sahibi olduklarını öğrenir isek, "STRATEJİK DERİNLİK'in nasıl
ortaya çıktığını, hangi fikirler ile güncellendiğini ve BİR İKTİDAR PROJESİ
olarak nasıl yol aldığını anlamakta güçlük çekmeyiz sanırım. "Bilgi sahibi
olmadan, fikir sahibi olunmaz!.. Uğur MUMCU'nun mu sözüydü?.
BEŞ BENZEMEZ İLE PARTİ YÖNETENLERE DUYURULUR!..