İşte en basitinden en
ağırına şiddetin kol gezdiği günümüz Türkiyesinde maalesef geçmişte kadının
ekonomiden siyasete, akademiden sivil topluma her alanda yükselmesini
tartışırken, bugün önceliğimiz kadını yaşatmak…
Şöyle bir geriye bakıyorum ne çok yapmışız aslında sadece
Antalya’dan. Karınca kararınca benim
de az emeğim olmadı…
Antalya’nın en genç
kadın gazetecisi ve siyasetçisi olarak seçildiğim Antalya İl Genel Meclisi’nde Antalya
Valiliği ve Avrupa Birliği’nde yürütülen Antalya Kadın-Erkek Eşitlik Eylem
Planı’nın mutfağında yer aldım…
Antalya İl Genel Meclisi’nin ilk ve son Kadın-Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu olan KEFEK’in Kurucu
Başkanlığı’nı yaptım…
Kadın, engelli, çocuk, yaşlı dahil tüm dezavantajlı gruplara
karşı verdiğim şahsi destek ve basın desteği Antalya Valiliği’nden İnsan Hakları ödülüyle taçlandı…
Antalya Kent
Konseyi’nin en genç Kadın Meclisi Başkanı oldum. Muratpaşa’da Palmiye
Caddesi’ndeki şiddetin sembolü olan Al Yazma Anıtı’nın yapımı bizim dönemimizde
gerçekleşti…
Bu ve sayamadığım
pekçok çaba Antalya İş Kadınları Derneği’nin 2012’de vermiş olduğu Yılın Kadını
ödülünü getirdi…
Onurla taşıyorum…
Ardından önseçime
girdiğim Muratpaşa’dan 1. çıkarak Antalya Büyükşehir ve Muratpaşa Meclislerinde
CHP’nin ilk ve en genç kadın grup başkanvekili oldum. Kadınların haklarını
mecliste de savundum…
80 Yıldır Antalya’da kadın milletvekili çıkaramayan CHP’de
son seçimlerde milletvekili aday adayı oldum…
Bugün mecliste olamasak da kadınlara desteğime basında ve
yaşamımda devam ediyorum. Türkiye Kadın
Dernekleri Federasyonu’nda (TKDF) Canan Güllü Başkanım; Türk Üniversiteli Kadın
Derneği Antalya Şubesi’nde de Ayla Yüksel Başkanımızla çalışmaktan
mutluyum…
ŞİDDETİN HEPSİNE
HAYIR!
Bir gün değil, her gün kadın hareketine destek olan biri
olarak kadına hakareti, saldırıyı asla kabul edemem diyerek, hakaret olayını
aktarmak isterim…
Antalya Gazeteciler
Cemiyeti (AGC) Başkanı Mevlüt Yeni’nin yazdığını bile görmediğim, anında
sildiği bir kapalı grup paylaşımı üzerinden yapılan ve linç girişimine dönüşen kampanyaya
dair görüşlerimi paylaşmak istiyorum…
İlk seçiminde oy verdiğim ve hatta bir dönem Denetim
Komisyonu’nda yer aldığım Başkan Yeni’nin yönetim anlayışına ilişkin
eleştirilerimi, muhalefetimi bilen bilir. Bilmeyeler de lütfen arşive baksın…
Ama haksızlık da yapmayalım. Ne olursa olsun kapalı bir
grupta dahi yazmaması gereken ama yazdıktan sonra da hatasını anlayıp sildiği,
hatta özür dilediği hakarette isim olmasa da hakaret edilen Antalya Büyükşehir Belediye Başkanımız Muhittin Böcek’in Basın
Danışmanlığı’nı geçtiğimiz günlere kadar yapan Serap Belovacıklı…
Kendisi ile tanışmaya haiz olamadık. Antalya’ya geldiği
günden itibaren yerel basınla bir irtibatı oldu mu bilmiyorum ama en azından
bizimle olmadı…
İlk ve tek görüşüm
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun’un Akdeniz Üniversitesi Rektörlüğü’ne
yaptığı ziyaret sırasında oldu. Kapı önünde ayak üstü göz göze geldik…
Bildiğimiz ve
duyduğumuz, önce Belovacıklı’nın Mevlüt Yeni’ye hakareti olmuş. Ahmet
Oruçoğlu’nun da şahitliğini yaptığı bir hakaret olayı sanırım husumete dönüştü.
Yeni ve Belovacıklı arasında gerilimi
tırmandıran ise Belovacıklı’yı istifaya sürükleyen haberler…
Başkan Böcek’in hastanede tedavi sürecinin basın açısından
yönetilememesi çok eleştirildi. Kendisini
ilk günlerde TV ekranlarında da savunduğum Belovacıklı’nın onedio’daki ‘haşera’
ayıbına geç müdahalesini ise eleştirdim…
Bu hakaret olayına gelince…
10 Kişilik bir gruptan sızdırılan ve görmediğim bir hakaret
için yine Belovacıklı’nın yanındayım. Olmamalıydı. Ama kişisel hesaplarla
birilerinin bu konuyu kaşıdığını düşünüyorum…
Zira bu memlekette
daha yakın geçmişte yirmi yıllık gazeteci, iş insanı, aktivist, anne, eş olarak
iki farklı siyasi şahsiyetin resimli, isimli mesajı ve açıklamalarıyla hedef
oldum…
Kimse görmedi…
Kadın parti
yöneticilerine, meclis üyeleri tarafından hakaret edildi…
Tık yok…
Kadın siyasetçiler
istifa ettirilip yerine erkekler getirildi, ses yok…
Daha nice kadın, sosyal medya şiddetinin mağduru oldu, gören
yok…
Olayı bir rant devşirmeye ve kurumların rekabet mücadelesine
çevirmeyin…
Lütfen herkes kendi hatasını görsün…
Antalya Gazeteciler
Cemiyetimiz (AGC) bizim evimiz…
Nokta…