Dün akşam yaşanan olaylı Fenerbahçe-Göztepe maçı, bir kez daha sporun ne kadar kirlenebileceğini gözler önüne serdi. Maçın heyecanı, ne yazık ki yerini şiddete bıraktı. Saha içindeki mücadele, tribünlere de sıçradı ve üzücü görüntüler ortaya çıktı.
Spor, birleştirici gücüyle bilinen en önemli sosyal etkinliklerden biridir. Ancak son zamanlarda yaşanan olaylar, sporun asli görevinden uzaklaştığını gösteriyor. Maçların kazanılması kadar, dostluğun ve kardeşliğin pekiştirilmesi de önemlidir. Taraftarlık, bir yaşam tarzı olabilir ancak bu yaşam tarzı, şiddete ve düşmanlığa zemin hazırlamamalıdır.
Statlar, insanların bir araya gelerek tutkularını paylaştığı, stres attığı ve keyifli vakit geçirdiği yerler olmalıdır. Ne yazık ki, bazı taraftarlar bu mekanları şiddet yuvasına çevirmektedir. Bu durumun önüne geçilmesi için herkesin üzerine düşen görevler vardır. Kulüpler, federasyonlar, güvenlik güçleri ve taraftarlar el ele vererek bu sorunu çözmek zorundadır.
Sporun güzelliklerini yaşamak ve gelecek nesillere daha iyi bir dünya bırakmak istiyorsak, şiddete hayır demeliyiz. Taraftarlık, sevgi ve saygı üzerine inşa edilmelidir. Maç sonuçları ne olursa olsun, sporun kardeşleştirici gücünü unutmamalıyız.
Unutmayalım ki, spor bir savaş alanı değil, birleştirici bir köprüdür.