Türk toplumu olarak bizler aile bağları ve dost ilişkileri kuvvetli bir toplumuz. Kurduğumuz bu ilişkiler biraz abartılı biraz iç içe girmiş durumda. Birbirimizin hayatına biraz fazla müdahale ediyoruz. Eşlerimize, çocuklarımıza o kadar çok müdahale ediyoruz ki bazen onların karar alma verme mekanizmasını çökertiyoruz. Kendi istediğimiz hayatı yaşasınlar ve tüm sınavlarda başarılı olsunlar, bizim bütün etik kurallarımıza uysunlar. Bu da karışımızdakilere karşı baskıcı bir tutum sergilememize neden oluyor. Bu baskısı aile içinde o kadar artıyor ki aile de bu konudan başka bir şey konuşulmaz oluyor. Bir de sınıf arkadaşımızın ailesi ile ailemiz arkadaş ise işte en sinir bozucu olanı o.
Sınıf arkadaşının annesi ve babası misafirlik için gelir ya da bir yerde buluşur aileler, başlarlar bizim çocuğun puanı bu, senin çocuğun sınavı bu koskoca ebeveynler birbirleri ile yarışıp hunharca çocukları hakkında konuşmaya başlarlar. Olay artık iki aile arasında psikolojik bir savaşa dönüşür. Bakan Nebati’nin ‘’Benim bir de kaptanlık belgem var‘’ demesi kadar komik ve kendi çocuklarının başarısını ispatlama, bundan da tuhaf bir zafer hazzı almasına dönüşür. Hatta bu rekabet bir süre sonra çocuğunun sınıf arkadaşını yalnız yakaladığı anda sorduğu sorularla ‘’Sınavdan kaç puan aldın?’’, ‘’Öğretmen sana niye kızdı?’’ , “Niye ders çalışmıyorsun?‘’ Çocuğu darlar sinirlerini bozar ve bir zafer daha kazanmış hissi yaratır. Çocuk da çocuk olmanın zorunluluğu büyüklerine saygı göstermesi gerektiği düşünceleri ile cevap da veremez... Bunun adı bana göre düpedüz bir zorbalık. Bu yapan dışardan bakılınca masum gibi gözükebilir. ‘’Daha iyi olsun diye söylüyorum’’ bile der. Ama bilinçli ya da bilinçsiz bir şekilde zorbalık yapmaktadır. Kendine çocuğum daha başarılı demek için böyle bilinçli ya da bilinçsiz rahatsızlıklar yapabiliyorlar. Burada çocukları biz iyi eğitmemiz gerekiyor aile dostları, kardeşleri dahi olsa onlara zorbalık yapan ya da manipüle eden insanları iyi analiz etmeleri gerekiyor. Buna karşı da nasıl mücadele edeceğini öğrenmeli. Çocuğa haklarını iyi öğretmek gerekiyor.
Bura da aileye düşen görev de; çocuklarınızı birbiri ile kıyaslayarak ve onları sırf kendinizi daha başarılı hissetmek için lütfen sohbet konusu yapmayın. Sınav başarısı da sadece çocuğun başarısıdır çünkü gelecek onun geleceği, yaşam onun yaşamı. Çocuklarınızı da başka insanlar ile kıyas içerikli sohbet konusu yapayın. Çocuğunuz ile konuşarak en güzelini beraber bulabilirsiniz. Ayrıca yetişkin bir insan olarak kendinize ait hobileriniz, dostlarınızla hakkında konuşabileceğiniz siyasi, dini, ekonomik ne olursa olsun anlatacak başka konularınız olmalı. Çocuklarınız çok değerli, özel ama kendi hayatınızın da en önemli noktası değil yarın bir gün çocuklarınız kendilerine bir hayat kurduklarında siz amaçsız kalacaksınız ve geçmişe baktığınızda ihmal ettiğiniz hayatınız, yapmadığınız hobileriniz, gitmediğiniz yerlerin pişmanlığını yaşama olasılığınız yüksek. Hayattaki tek hedefiniz çocuğunuz olmamalı. Bu hedef için çocuğunuzun, çocuğunuzun arkadaşlarının, dostlarınızın canını sıkmanıza hiç gerek yok. Sınav da sizin ve çocuğunuzun hayatta olmazsa olmazı değil. Olursa olur olamaz ise mutlaka başka bir önemli hayat tecrübesi ile kendini bulacaktır.
Türk aile yapısına, değerli öğretmenlerimize ve dünyanın geleceği çocuklarımıza olan inancım yüksek hayatınızın her duygusunu ölçülü yaşamanız dileği ile saygılar.