Tıp Bayramı'nın kutlandığı bugün, Türkiye'nin sağlık alanındaki kahramanlarına bir kez daha minnet duygularımızı sunuyoruz. Ancak bu bayramın ardında yatan gerçekler, sağlık emekçilerinin zorluklarla dolu mücadelesini ve sistemdeki derin sorunları da gözler önüne seriyor.
Sağlık çalışanları, günden güne artan iş yüküyle mücadele ederken, kaynak kısıtlamaları, altyapı eksiklikleri ve pandemi gibi beklenmedik olaylarla baş etmek zorunda kalıyorlar. COVID-19 salgını, sağlık sistemimizin kırılganlığını acı bir şekilde gözler önüne serdi. Sağıkçıların sorunları bu dönemde gittikçe tırmandı. Pandemi dönemi sonrası ise tırmanan sorunlar bir türlü aşşağıya inemedi
Türkiye'deki sağlık emekçileri, sadece pandemi döneminde değil, yıllardır süregelen sorunlarla da mücadele ediyorlar. Bunlar arasında adaletsiz çalışma koşulları, düşük ücretler, uzun mesailer, mesleki şiddet ve iş güvencesi gibi sorunlar yer alıyor. Sağlık çalışanlarının maruz kaldığı fiziksel ve sözlü saldırılar, mesleklerini icra ederken hissettikleri güvensizliği artırıyor ve ruhsal sağlıklarını olumsuz etkiliyor.
Üstelik, sağlık sistemimizin yapısal sorunları da göz ardı edilmemeli. Kamu hastanelerindeki aşırı kalabalık, randevu sistemlerindeki uzun bekleme süreleri ve sağlık hizmetlerine erişimdeki eşitsizlikler, halk sağlığını tehdit ediyor. Özellikle kırsal kesimlerde yaşayan vatandaşlar, yeterli sağlık hizmetine erişimde büyük zorluklarla karşılaşıyor.
Tüm bu sorunların üstesinden gelmek için, sadece sağlık emekçilerinin değil, aynı zamanda hükümetin, sivil toplum kuruluşlarının ve toplumun bir bütün olarak harekete geçmesi gerekiyor. Sağlık çalışanlarının daha iyi çalışma koşullarına, adil ücrete ve mesleki güvenceye sahip olmaları için yapısal reformlar şart. Ayrıca, sağlık hizmetlerinin yaygınlaştırılması ve kalitesinin artırılması için yatırımların artırılması gerekiyor.
Bugün, sadece sağlık çalışanlarının fedakarlıklarını takdir etmekle kalmayıp, aynı zamanda onların karşılaştığı zorluklara da dikkat çekmek önemli. Sağlık emekçilerinin hak ettikleri değeri görmesi ve güvenli bir çalışma ortamına sahip olmaları için birlikte mücadele etmeliyiz. Ancak bu şekilde, sağlık sistemimizi güçlendirip, toplumumuzun sağlık ve refahını artırabiliriz.
