İYİ Parti Antalya
Milletvekili Hasan Subaşı, ülkenin yaşadığı ekonomik krizin en önemli
sebeplerinden bir tanesinin de tek adam yönetimi olduğunu söyledi. Türkiye’deki
ticari hayatın global bir sistem çerçevesinde yürüdüğünü hatırlatan Subaşı, “Ticaret
yapan, yatırım yapan şirketler güvenli bir liman arar. Burada bizim yönetim
biçimimiz her ne kadar bize has ‘Türk tipi’ de desek böyle bir model yok. Bu
model daha önce de yoktu. Ancak otoriter ülkeler var bu modelle yönetilen,
onların da durumu malum. Gittikçe o yapıya benzememiz, sermaye piyasalarını,
ekonomi dünyasını tedbirli olmaya sevk ediyor. Doğal olarak da çektiler
kendilerini. Bunu sadece dış mihrakların saldırıları olarak yorumlarsak tedbir
almakta da gecikiriz” dedi.
ÖZELEŞTİRİ
YAPILMALI
Ülkeyi yönetenlerin özeleştiri yapması gerektiğini
kaydeden Subaşı, “Biz dış dünya ile kavga yerine kendi eksiklerimizi giderme
çabası içinde olmalıyız ya da kendimize bakmayı öğrenmeliyiz. Yanlışlarımızı
gidermek, nerede yanlış yaptıysam düzeltmek zorundayız. Bunun içinde ortak akıl
lazım ama bu sistemde maalesef ortaya böyle bir yapı çıkaramazsınız. Bu
sıkıntıların geçmesi için çok ciddi özeleştiri sistemini geliştirmek lazım. Bunu
yaptığın zaman, ortak aklı aradığın zaman, hakkaniyete önem verdiğin zaman her
şeyin kendiliğinden düzeldiği görülecektir. Böyle bir sistemde sonra bir de
ekonominin başına damadını getirdin mi dünya piyasaları kuşkularında yani tek
adam modelinde ısrarı görmüş oluyor. Cumhurbaşkanınız ekonomiyi de kendine
bağlama isteği olarak yorumlandı bu dünyada. Bu da tam bir güven bunalımı
yarattı. Sermaye de yavaş yavaş uzaklaştı” diye konuştu.
25 YILLIK ANISINI
PAYLAŞTI
Subaşı açıklamasının sonunda 25 yıl önce Dubai’de
yaşadığı bir anısını da paylaştı. Dubai gibi şeriatla yönetilen bir ülkenin
bile ticaret hukukunda İsviçre yasalarıyla yönetildiğini vurgulayan Subaşı
şöyle konuştu: “Bundan 25-30 yıl önce Dubai’ye gitmiştim. O kadar büyük finans
çevrelerini gördüm ki Dubai’nin içinde, çok şaşırmıştım. Mihmandarı çağırdım ve
‘Bütün sermaye ve dış piyasa sanki Dubai’ye yerleşmiş, siz şeriatla idare
edilmiyor musunuz’ dedim. ‘Evet’ dedi. ‘Nasıl olur bu sizin hukuk düzeninize uymak
ki’ dedim. Sonra güldü ve ‘ticari yaşamımızda İsviçre Ticaret Yasası var’ dedi.
Yani ticari yaşamda tam bir batı sistemini benimsemişler. ‘Şeriat hukuku yok
mu?’ dedim. O ayrı, aile hukukunda geçerli’ dedi. Bende ‘çok akıllı bir
şeyhiniz var’ dedim. Dolayısıyla Dubai bile 25 yıl önce ekonomide dünya
standartlarına uyum sağlamış, biz hale tek adamın ağzından çıkan, ona bağlı
olan bir ekonomiyle idare ediliyoruz.” Senem KÖR