Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
26°
Akdeniz Gerçek Özel Haber “ENFLASYON SARMALDA!”

“ENFLASYON SARMALDA!”

Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMO) önceki dönem Başkanı Emrullah Tayfun Çavdar, “Enflasyon toplumları yavaş yavaş kemirir ve görünmeyen bir vergidir. Bütün ticari ve toplumsal ahlakı da bozar. Bu sarmaldan kurtulmanın yolunun birincisi, enflasyonda kalıcı ve sürdürülebilir bir politikanın açıklanması ve sıkı para politikasıdır. Biraz canımızı acıtabilir, bunalabiliriz ama tünelin ucunda bir ışık varsa herkes buna katlanır” dedi.

6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
“ENFLASYON SARMALDA!”

Yükselen enflasyona bağlı olarak yeni yılda Ocak ayından itibaren yeni zamlar bekleniyor. Türkiye her gün gelen zamlarla dizginlenemeyen enflasyona karşı alım gücü düşüyor günden güne yoksullaşıyor. Yurttaşlar yoksullukla boğuşurken yeni yılda da iğneden ipliğe neredeyse her ürüne zam gelecek. Zamların ve değişen etiketlerin hızına yetişilemezken yurttaşların alım gücü her geçen gün daha fazla eriyor. Asgari ücretin açıklanmasının ardından konuşan geçmiş dönem Antalya Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMO) Başkanı Emrullah Tayfun Çavdar, “Bir işçinin ortalama maliyeti, 12 bin 250 lira. Dolayısıyla 12 bin 250 lira maliyeti alan bir iş üretim tesisi, üretici veya hizmet sektörü, bütün sattığı ürünlere bu kadar oranda zam yapacak demek. Çünkü başka türlü bu maliyete katlanamaz” dedi.

Emrullah Tayfun Çavdar2

“ENFLASYONUN DÜŞMESİ BEKLENİYOR”

ASMO önceki dönem Başkanı Emrullah Tayfun Çavdar, “TÜİK tarafından açıklanan enflasyonu yüzde 85 olarak kabul edersek, bu oranın 2023 yılının ilk çeyreğinde baz etkisiyle düşmesi bekleniyor. Bu zaten olağan beklenen bir durum. Yüzde 85’ten yüzde 60’lara ancak iner. Nedeni, özellikle üretici fiyat endeksinin yüksek çıkması. Çünkü üretici fiyat endeksine bu şekilde oranın çıkması demek, üretilen tüm mallara bu kadar oranda bir zam geleceğinin göstergesidir. Enflasyon hesaplanırken bir önceki yılın aynı ayındaki orandan bakılarak istatistik tutulduğu için 2023 yılının Ocak ayından itibaren baz etkisiyle biraz aşağı doğru gelecek. Ancak hayat pahalılığının hızı enflasyon yüzde 60’a düşse de artmaya devam edecek” dedi.

“SATIN ALMA GÜCÜ SÜREKLİ ERİYOR”

Örnekler vererek konuşmasına devam eden Çavdar, “Örneğin; 1 kilo peynirin bugünkü fiyatı 100 liraysa bu 90 liraya düşmeyecek. Yüzde 85’ti yüzde 60 artmaya devam edecek. Enflasyon oranları açıklanıyor, ancak herkesi ilgilendiren konu hayat pahalılığı, yani paranın satın alma gücü. Banknot olarak en yüksek para birimi 200 lira. Baktığımız zaman 200 TL’ye 2009 yılında 130 dolar alabiliyorduk. Bugün 200 TL ile bu dolar kuruyla 10 dolar alabiliyoruz. Dolayısıyla hem enflasyondan hem pahalılıktan dolayı paramızın satın alma gücü sürekli eriyor. Enflasyon düştü dense de hayat pahalılığı devam ettiği için insanlar bunu hissetmeyecekler. Üretimdeki girdi maliyetleri sürekli yükseldiği için bu raflara ve tüketicinin satın aldığı ürünlere yansıyor. Bu sarmaldan kurtulmanın en büyük programı, enflasyonla kalıcı mücadele programının açıklanması ve sürekli sürdürülebilir bir politikaların yürütülmesi lazım. Önümüzdeki 6 ay içerisinde ülkemizde bir seçim var. Yapılan bu seçimi de göz önünde bulundurduğumuz takdirde bu politikaların yapılabileceğini de düşünmüyorum. Çünkü nihayetinde bir enflasyonla mücadele programı açıklandığı zaman ister istemez sıkı para politikası peşinden gelir. Sıkı para politikası demek kemerlerin sıkılması demek” diye konuştu.

ORTALAMA MALİYET 12 BİN 250 LİRA”

Asgari ücretin 8 bin 500 TL olarak açıklanmasını değerlendiren Çavdar, “Siz bunu 8 bin 500 TL değil, 9 bin TL yapın, 10 bin TL yapın fark eden bir şey yok. Çünkü 8 bin 500 liranın bir işverene maliyeti brütü 10 bin lira olacak. Bunun üzerinden de SSK Primi ödendiğini düşünelim. Yani ortalama maliyeti, bir işçinin maaşı artı SSK Primi, eşittir 12 bin 250 lira. Dolayısıyla 12 bin 250 lira maliyeti alan bir iş üretim tesisi, üretici veya hizmet sektörü, bütün sattığı ürünlere bu kadar oranda zam yapacak demek. Çünkü başka türlü bu maliyete katlanamaz. Dolayısıyla ülkemizin şu anda içinde bulunduğu problem işte bu sarmal. Bu sarmaldan kurtulmanın yolunun birincisi, enflasyonda kalıcı ve sürdürülebilir bir politikanın açıklanması lazım. İkincisi sıkı para politikası. Biraz canımızı acıtabilir, bunalabiliriz ama tünelin ucunda bir ışık varsa herkes buna katlanır” ifadesini kullandı.

“ENFLASYONLA MÜCADELE POLİTİKASI SÜRDÜRÜLMELİ”

Çavdar açıklamasının devamında şu bilgileri verdi: “Özellikle tarımda ve sanayide üretim politikasını yeniden ele alıp hem hayvancılıkta hem de tarım ürünlerinde bu girdi maliyetlerinin aşağı çekilmesi veya devletin açıklayacağı sıkı politikalarla üreticilere ciddi teşvikler verilerek bunların üretime yansımasını sağlamak lazım. Çünkü en büyük girdi maliyetlerinden bir tanesi olan enerji maliyeti, buna akaryakıt, elektrik ve doğalgazı dahil ederseniz bunların bu kadar yüksek olduğu bir ortamda, üretilen ürünlerin aşağı inmesini beklemek biraz hayalcilik. Dolayısıyla önümüzde bir seçim var bu seçime endeksli giderlerse, ki öyle gözüküyor, enflasyonun yüzde 60’lara yüzde 50’lere düşmesi hiçbir şey fark ettirmeyecek. Nihayetinde satın alma gücü düşüyor. Pahalılık yerinde saymayacak, yükselmeye devam edecek. Ama sıkı para politikası, kalıcı bir enflasyonla mücadele politikası sürdürülürse tünelin ucundaki ışık belki bir altı ay sonra 2023’ün ikinci çeyreğinde bir rahatlama olabilir. Ama bundan umutlu değilim.”

“BAŞKA TÜRLÜ BU TEKERLEK DÖNMEZ”

“Hazine ve Maliye Bakanlığı 20 gün önce yeniden değerleme oranını yüzde 122,5 olarak açıkladı. Motorlu Taşıtlar Vergisi (MTV) 2023 yılında yüzde 61,5 oranında zam geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, yeniden değerlenme oranındaki indirim yetkisini kullandı ve 61,5’e indirdi. Ama niye 30 değil de 61’5. Niye daha aşağı değil. Neden? Çünkü şu anki meclisten geçen bütçeye baktığımız zaman devletin de bu gelirlere ihtiyacı var. Başka türlü bu tekerleğin dönmesi mümkün değil. Onun için 60’tan aşağı inemiyorlar. Merkez Bankası’nın faiz oranını yüzde 9’a, tek haneye düşürdüler. Bu hiçbir şeyi değiştirmiyor. Çünkü Merkez Bankası vatandaşa kredi veren bir kurum değil bir banka değil. O bankanın açıklamış olduğu faiz sadece bankalar arasındaki faiz oranı. Ticari faiz oranları şu anda 25’lerde geziyor. Dolayısıyla bu sarmaldan Merkez Bankası’nın açıklamış olduğu politika faizini düşmüş olması 9’a inmiş olması 85 milyonu hayatlarının standartlarında satın alma güçlerinde, bir şeyi satın alırken ki maliyetlerin düşmesinde hiçbir etkisi yok. Bu sadece bankalar arasındaki faiz rakamlarının gidip gelmesi. Ama ücretli çalışanlar, emekliler, esnaf, sanatkârlar, herkesi ilgilendiren 85 milyonu ilgilendiren kısım; ‘Bugün 100 liraya ürettiğimi yarın 100 liraya üretemiyorum’ diyor. Veya 100 liraya satın aldığım bir malı rafa koyduğumda 110 liraya sattığım zaman tekrar o mal bittiği zaman yerine 110 liradan alamıyorum’ diyorlar. Bu nasıl aşılır çok ciddi bir enflasyonla mücadele politikasıyla mücadele programıyla ancak aşılabilir.”

“ÇOK UMUTLA KONUŞAMIYORUM”

“2023 yılında seçim sürecine girildiği için enflasyonun baz etkisiyle biraz ineceğini düşünüyorum” diyen Çavdar konuşmasının devamında, “Ancak bu hiçbir şekilde hayatın içinde olan kimseyi bir nebze rahatlatmayacak. Enflasyon yüzde 30’a düştüğü zaman satın alma gücü yüzde 30 daha aşağı inmeyecek. Satın alınan ürün yüzde 30 daha artacak demektir. Bugün 100 liraya alınan ürün 130 lira olacak. Ama alınan ücrette hiçbir değişiklik olmayacak. Ücretin sürekli enflasyon kadar eriyecek yüzde 30’da olsa yüzde 60’ta olsa satın alma gücün düşecek. Asgari ücret net Haziran ayında 5 bin 500 lira olmuştu. O gün 5 bin 500 lirayla ne alıyordunuz bugün ne alıyorsunuz bakın. Enflasyon toplumları yavaş yavaş kemirir ve görünmeyen bir vergidir. Bütün ticari ve toplumsal ahlakı da bozar. Onun için enflasyon bir beladır. Bu beladan kurtulmanın yöntemleri var. Daha önce ülkemiz bu enflasyon ortamından aşağı doğru, doğru politikalarla indi.  Önümüzde bir seçim olduğu için çok umutlu konuşamıyorum” dedi. HABER/Fadime YİĞİT

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
“Asgari ücret yılda 4 kez belirlenmeli”

“Asgari ücret yılda 4 kez belirlenmeli”