Dondurucu kış soğuğundan koruyacak bir paltosu bile olmayan (çünkü cebinde beş kuruş yoktu) Orhan Veli şöyle yazmıştı: "iki günden beri yağan yağmura ve soğuğa rağmen üstümde beyaz ceket var. Pabucum yok, gömleğim yok, kravatım yok, pardösüm yok. Bu kıyafetle Ankara’ya gelebilir miyim?"
Orhan Veli Ankara belediyesinin açtığı çukuru karanlıkta göremediğinden çukura düştü Orhan Veli bu olaydan birkaç gün sonra İstanbul'da ne yazık ki beyin kanamasından vefat etti.
Orhan Veli’nin Yaprak dergisi dijital ortama aktarıldı
Şair Orhan Veli Kanık’ın çıkarmak için ceketini sattığı bilinen Yaprak dergisinin bütün sayıları TÜSTAV tarafından ücretsiz erişime açıldı. 1949-1950 tarihlerinde yayımlanan dergide Abidin Dino’dan Cahit Sıtkı Tarancı’ya dönemin birçok ünlü edebiyatçısı yer alıyor.Corona salgını nedeniyle kültür dünyamıza dair birçok önemli dergi dijital ortamda erişime açılmaya devam ediyor. Sevindirici bir haber de Türk şiirinin önemli şairlerinden Orhan Veli Kanık’ın 1949-1950 yıllarında 28 sayı yayımladığı edebiyat dergisi Yaprak dergisinden geldi. Türkiye Sosyal Tarih Araştırma Vakfı (TÜSTAV), süreli yayınlar arşivinde yer alan bütün sayıları dijital ortamda ücretsiz erişime açtı. Orhan Veli Kanık’ın çıkarabilmek için ceketini sattığı bilinen dergi, Türk edebiyatında şiir anlayışına yön veren ‘Garip’ akımından şair ve yazarları bünyesinde barındırmanın yanı sıra, dönemin politik olaylarına da edebiyat cephesinden ışık tutuyor.
Orhan Veli:
Uyuşamayız yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin, kalaylı
kapta;
Benimki aslan ağzında;
Sen aşk rüyası görürsün, ben kemik.
Ama seninki de kolay değil, kardeşim;
Kolay değil hani,
Böyle kuyruk sallamak tanrının günü...
Ciğercinin kedisi ise şöyle karşılık verir:
Açlıktan bahsediyorsun;
Demek ki sen komünistsin.
Demek bütün binaları yakan sensin.
İstanbul'dakileri sen,
Ankara'dakileri sen...
Sen ne domuzsun sen!
ANNEMİN ÖLÜMÜ’NDEN
Bir solmuş baharın bir sarı yaprak…
Okudum yüzünün kırışığında,
Beliren kederi için yanarak,
Bir ölü lambanın kör ışığında…
Rüzgâr kudurmuştu dışarıda yine…
Bu gece kalbimden beni vurmuştu…
Uzandı ellerim bir an göğsüne…
Heyhat ki o müşfik yürek durmuştu.
(Orhan Veli’nin daha önce kitaplara girmeyen şiirlerinden. Şiir ‘K.O.’ müstearıyla, 30 Teşrinevvel (Ekim) 1930’da Sesimiz dergisinin 1. Sayfasında yayımlandı.)
İstanbul Türküsü
İstanbul'da, Boğaziçi'nde,
Bir fakir Orhan Veli'yim;
Veli'nin oğluyum,
Tarifsiz kederler içinde.
Urumelihisarı'na oturmuşum,
Oturmuş da bir türkü tutturmuştum:
"İstanbulun mermer taşları;
Başıma da konuyor, konuyor aman, martı kuşları;
Gözlerimden boşanır hicran yaşları;
Edalım,
Senin yüzünden bu halim."
"İstanbulun orta yeri sinema;
Garipliğim, mahzunluğum duyurmayın anama,
El konuşur, sevişirmiş bana ne?
Sevdalım,
Boynuna vebalim!"
İstanbul'da, Boğaziçi'ndeyim;
Bir fakir Orhan Veli,
Veli'nin oğlu;
Tarifsiz kederler içindeyim.
Biliyorum, kolay değil yaşamak;
Ama işte
Bir ölünün hala yatağı sıcak,
Birinin saati işliyor kolunda.
Yaşamak kolay değil ya kardeşler,
Ölmek de değil;
Kolay değil bu dünyadan ayrılmak...
Orhan Veli Kanık
Şair Orhan Veli’nin yaşam hikâyesi bu kez kız kardeşi Füruzan Yolyapan’ın anlattığı anılarla satırlara döküldü. Yolyapan’dan dinlediği anıları ‘Ağabeyim Orhan Veli’ kitabında bir araya getiren gazeteci Seray Şahinler “Orhan Veli’nin tiyatroya özel ilgisi var. Beykoz’daki evlerinin bahçesinde mahalleliden dekor temin edip sahne kurar, Moliere oynarmış” diyor. Ölümünden birkaç gün önce, çukura düşüp yaralandığı Ankara’ya da Şehir Tiyatroları’nın istediği bir oyun çevirisini almak üzere gitmiş. Gazeteci Seray Şahinler, Türk şiirinde Garip akımının kurucularından olan ve çok genç yaşta hayata veda eden şair Orhan Veli’nin yaşam hikâyesinin bu kez bir aile üyesinin tanıklığıyla aktarıldığı bir kitaba imza attı.
Ağabeyim Orhan Veli - Seray Şahinler “Annemi, babamı, Adnan Ağabeyimi, eşimi, arkadaşlarımı kaybettim. Ama hiçbiri Orhan Ağabeyimin ölümü kadar şu kalbimi acıtmadı…”
“Dünyalar vardır, düşünemezsiniz” diyordu otuz altı yıllık kısacık ömrüne dünyaları sığdıran Orhan Veli... Ölümünün üzerinden onlarca sene geçmesine karşın bugün dizeleri en çok bilinen şairlerden.
“Otuz altı yıla neler sığdırılır?” sorusunun cevabını yaşadıklarıyla ve engin hayal dünyasıyla verir Orhan Veli. Onun gücü naifliğinde, iddiası iddiasızlığında ve derinliği sadeliğinde gizlidir. Son güne dek hayatını dolu dolu yaşamış, kendi deyimiyle istediği her şeyi yapmış ve hiçbir şeyden pişman olmamıştır.
Gazeteci Seray Şahinler, hayatı boyunca ağabeyine kardeşlikten öte yoldaşlık, dostluk, sırdaşlık etmiş Füruzan Yolyapan’ın tanıklığıyla çıktığı benzersiz yolculukta, usta şairin ilk şiirlerine, aile ilişkilerine, bilinmeyen meraklarına, yazar ve şairlerle atışmalarına, omuz omuza verdiği dostlarıyla sürdürdüğü yaşam mücadelesine, maddi sıkıntılara rağmen büyük bir dirençle hayata tutunduğu “yalnız” zamanlarına, kitaplarına, Yaprak yıllarına ışık tutarak olağanüstü bir “Orhan Veli portresi” sunuyor.
Yazar Hakkında: Seray Şahinler İstanbul’da doğdu. İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu. Gazeteciliğe 2009 yılında başladı. Çeşitli günlük gazetelerde kültür sanat edit.rlüğü yaptı; özel haber, röportaj ve yazıları hem gazetelerde hem de dijital platformlarda yayımlandı. 2012’den beri Orhan Veli üzerine çalışıyor. Tıpkı Orhan Veli gibi büyük bir aşk beslediği İstanbul’da yaşıyor |