Türkiye, Avrupa’da en yüksek obezite oranına sahip ülke konumunda. Ülkemizde erişkin nüfusun 3’te 1’i obez. Peki neden obez oluyoruz? Yoksuluz da ondan. Sağlıklı gıdaların fiyatlarının yüksek olması sebebiyle milyonlarca insanımız, daha ucuza karnını doyurabilecek karbonhidrattan şekerden zengin ama mineralden, vitaminden fakir gıdaları alıyor. Yani yoksulluk daha açık bir ifade ile ‘makarna’ ile obezite arasında giderek güçlenen bir ilişki var.
Obezite, 21. yüzyılın en büyük halk sağlığı sorunlarından biri olarak karşımıza çıkıyor. Dünya Sağlık Örgütü ve OECD raporlarına göre, 2035 yılına kadar 1.9 milyar insanın obeziteyle yaşayacağı tahmin ediliyor. Maalesef Türkiye'de obezite oranları alarm veriyor…Türkiye, Avrupa’da kadınlarda en yüksek, erkeklerde ise beşinci en yüksek obezite oranına sahip ülkeler arasında. Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin raporuna göre Türkiye, Avrupa’da en yüksek obezite oranına sahip ülke konumunda. Ülkemizde erişkin nüfusun yüzde 32’si obez. Daha da acı olan ise ülke olarak hergeçen gün obezitenin bir kriz olarak her geçen yıl daha da artıyor oluşu. Öyleki; 1975’te %8.6 olan obezite oranı, şimdilerde yüzde 35’lere dayanarak dört katına yükseldi. Dünya Sağlık Örgütü’nün tahminlerine göre, 2030 yılına kadar Türk kadınlarının yarısı, erkeklerin ise üçte biri obez olacak. Türkiye, Avrupa’da kadınlarda en yüksek, erkeklerde ise beşinci sırada yer alıyor. Bu dramatik artış, yalnızca bireylerin yaşam kalitesini değil, sağlık sistemini ve ülke ekonomisini tehdit eden bir halk sağlığı krizine işaret ediyor. Türkiye’de her 100.000 ölümden 84’ünün obeziteyle ilişkili olduğu bildiriliyor. Bu oran, küresel ortalamanın neredeyse iki katı…
Peki Neden Obezleşiyoruz?
Uzmanlara göre sebebi; ultra işlenmiş gıdalar, fiziksel aktivitenin azalması, yüksek kalorili gıdaların kolay ulaşılabilir olması ve şekerli içecekler yani sağlıksız beslenme alışkanlıklarının yaygınlaşması obezitenin en temel sebeplerinden biri. İyi de sağlıklı beslenmek kolay mı? Elbette değil? Günümüzde sağlıklı beslenmek artık bir lüks bu yüzden yani mecburen ülke olarak obeziteye teslim oluyoruz. Sağlıklı gıdaların yüksek maliyeti düşük gelirli bireyleri daha ucuz, besin değeri açısından fakir ama tok tutan gıda ürünlerine, işlenmiş ve yüksek kalorili gıdalara yönelttiği için özellikle gençler ve çocuklar başta olmak üzere tüm toplumu etkiliyor. Bu gıdalar vücuda fazla enerji alımına neden olarak kilo artışına yol açarken, aynı zamanda bağırsak mikrobiyotasını bozarak sindirim sağlığını da olumsuz etkiliyor. Ayrıca şekerli içeceklerin tüketimi de obeziteyi tetikleyen önemli faktörlerden biri. Türkiye’de kişi başına yıllık şekerli içecek tüketimi 160 litreye ulaşarak dünya ortalamasının neredeyse iki katına çıkmış durumda…
Yoksulluk = Obezite…
Sevgili okurlar; asıl mesele ekonomi yani fakirlik…Çünkü gıda güvensizliği denen bir meselemiz var. Sağlıklı gıdaya sürekli erişimi olmayan yoksul kesimler gıdaya ne zaman ulaşabilirlerse ondan olabildiğince çok faydalanmak istiyorlar. Çünkü 'Bir daha bulabilir miyim?' endişesi var. Yani gıda enflasyonunun yüksek seyrettiği Türkiye'de, sağlıklı beslenmek bir bütçe meselesi haline geldi.Türkiye, 38 OECD ülkesi arasında gıda fiyatlarının en çok arttığı ülke.TÜRK-İŞ'in Kasım 2024'te açıkladığı rakamlara göre dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 20 bin 562 TL'ye yükseldi. Bu rakam 2025 için açıklanan asgari ücretin neredeyse tamamına denk geliyor. Sağlıklı gıdaların fiyatlarının yüksek olması sebebiyle yoksul kesimler, daha ucuza karnını doyurabilecek karbonhidrattan şekerden zengin ama mineralden, vitaminden fakir gıdaları alıyor. Yani yoksulluk(makarna) ve obezite arasında giderek güçlenen bir ilişki var.Toplum olarak bu ilişkiyi artık kırmak gerekmiyor mu? Ne dersiniz?
Sevgi&Saygı…