Antalya'nın 640 kilometrelik sahil şeridinde binlerce turistik tesis var.

Çok yıldızlı tesis sayısını devletin resmi kurumları bile bilemiyor artık.

Büyük bölümü tahsisli, bununla yetinmeyip sahilleri parselliyorlar.

İşgalci, yayılmacı bir anlayışı var turizm sektörünün, nerede ise nefes alacak yer bırakmadılar halka.

Genişledikçe genişlediler, denizin ortasına bile tesis kondurmaktan çekinmediler.

Hızlarını alamadılar sahili tel çitlerle çevirip, asıl sahibi olan vatandaşa yasakladılar.

Antalya turizmde önemli bir merkez olsun diye her türlü kolaylık sağlandı arkadaşlara.

Bedavadan tahsis edilen sahillerin dışında krediler verildi, onlar parayı bankalara yatırarak, ya da satarak kazançlarına kazanç kattılar.

Antalya'nın denizini, havasını, doğasını hovardaca harcıyorlar.

Yetmiyor indirimli elektrikten yararlanıyorlar.

Suyu bedavaya getirmek üzere sondaj açtırdılar.

Gerçek şu ki Antalya'ya faydaları yok gibi.

Çünkü tamamına yakınının merkezleri Antalya dışında.

O nedenle vergi ödemiyorlar.

Belediyeler turizmcilerin çöpçüsü olup çıktı.

İstihdam sağlama açısından bir nebze yararları var.

Binlerce kişiyi yaz sezonunda adeta köle gibi çalıştırıyorlar.

Sezon bitince de kapı önüne koymaktan çekinmiyorlar.

Öyle sözleşmeler yapıyorlar ki işten çıkarılan emekçinin hakkını araması hayal.

Dedik ya Antalya'ya bir kuruş katkıları yok.

Bir etkinlikleri olduğunda Antalya basınına süslü davetiyeler göndermeyi biliyorlar da iş tanıtım, baskı ve diğer materyallere gelince Antalya'yı pas geçip İstanbul'u, hatta yurt dışını tercih ediyorlar.

Antalyalı matbaacıların henüz siftahı yok.

Reklam gerektiğinde 'ağam cicim' dedikleri Antalya gazetelerine daha bir kuruş vermiş değiller.

Antalya ile ilgili bir konu olduğunda bülbül sesli halkla ilişkiler uzmanları telefona sarılıp gazetelerin ve ajansların yayın yönetmenlerine 'rica' da bulunuyorlar ama iş reklama, ilana gelince, "O konuyla başka bir departmanımız ilgileniyor" kaçamağını yapmaktan da geri kalmıyorlar.

Antalya'nın kaynaklarını tepe tepe kullanıyorlar, 'her şey dahil' saçmalığı ile sudan ucuz fiyatla yatak satıyorlar, ondan sonra da " Turizm iyi gitmiyor, ekonomik anlamda sıkıntıdayız, kemerleri sıkmak zorundayız" ağlamaya başlıyorlar.

Pekala beyler madem turizmden kazanamıyorsunuz neden yerden mantar gibi otel bitiyor ?

Neden tesislerin çok yıldızlı olması için yarışıyorsunuz ?

Neden otellerin inşaat malzemelerinden tutun da, en küçük sarf malzemelerini bile yurt dışından, hatta Okyanus ötesinden getiriyorsunuz ?

Sürekli "kazanamıyoruz" diyerek timsah gözyaşı döküyor, buna karşılık her yıl görkemli yeni tesisleri ardı ardına açıyorsunuz ?

Ne zaman doyacaksınız ?

Ne zaman size bu nimeti sunan Antalya'ya olan borcunuzu ödeyeceksiniz ?

Bir tek siz mi akıllısınız ?

Vatandaşı salak yerine mi koyuyorsunuz ?

Bir konuda sıkıştınız mı 'Yetiş basın' diyorsunuz.

Darda kaldığınız mı,"Devlet bile sahip çıksın" diyorsunuz.

Ama iş Antalya'dan kazanıp ta Antalya'ya verilmesine gelince inanılmaz derecede kıvırmaya başlıyorsunuz..

Bu kadar nankörlük olur mu ?

Size her türlü olanağı sunan Antalya'ya karşı bu kadar kayıtsız kalınır mı ?

Bir gün maymun gözünü açacak..

Sizin de foyanız ortaya dökülecek..

O zaman neler olacağını hiç aklınıza getirdiniz mi ?

Bu kentin sahiplerine nasıl hesap vereceğinizi hiç düşündünüz mü ?

Ne zaman doyacaksınız ?

Antalya'yı ve kamuoyunu oyalamaya daha ne kadar devam edeceksiniz ?

Keser döner sap döner, bir gün gelir hesap döner..

Bunu turizmciler asla aklından çıkarmasın.