KURBAN, yani yüce dinimizin buyruklarından birini yerine
getirme günü geldi. O görev için kesilen hayvana da ‘Kurban’ diyoruz. O kadar
çok girmiş ki yaşamımıza kurban, şaşar kalırız şöyle bir anımsasak.
BİR ülkü uğruna feda edilene de, kendini feda edene de
kurban demiş çıkmışız. Bir kazada veya felakette ölen kimse de kurbanlardan:
“Bu depremde çok kurban verildi.”+ “Cinayetin kurbanı 25 yaşında bir genç
kızdı.” derken bunu örneklemiş oluyoruz. Ya da çok sevdiğimiz, kendimize çok
yakın bulduğumuz can’lara ne deriz? “Kurban, nerde kaldın?” Bazen kurban ederiz
birilerini çıkarımız uğruna, bazen -Allah korusun- kurban gideriz kendimiz.
“Çatma kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!” dediğimizde yalvarmış oluruz!
“Kurban olayım, ne güzel ülke!” dediğimizde de anlatmak istediğimiz aşırı sevgi
ve hayranlıktır. Kurban verdiğimiz zamanlar da yok mu? Ülke uğruna, ilke
uğruna, aydınlık ve çağdaşlık uğruna ne kurbanlar verdik değil mi? Şöyle bir
araştırın yakın tarihimizi. Başına gelecek kötü şeylerden habersiz olanlar
için: “Kurbanlık koyun!” demez miyiz? Acaba “Biz de kurbanlık koyunlardan
mıyız?” desem çok mu karamsar bulursunuz beni? Kısacası yaşamımız sayısız
kurbanlarla dolu; deyimlerimiz kurbanlarla süslü.
KURBAN’I bırakıp ‘Bayram’a gelelim şimdi: Yetkililerin ve
tuzu kuruların lüks yerlerde doyasıya gezmeleri, eğlenmeleri için -alışkanlık
haline getirdikleri- hafta içindeki günleri de tatile çevirdikleri yaşama
günleri, savurganlık günleri olan ‘bayram’a, yani turizm bayramına: Bir ömürde
bir kez -o da zenginsen eğer- farz olan Hac görevini, ne hikmettir bilinmez, 5
kez, 10 kez, 20 kez, 25 kez yapma ve oralarda (gerçek anlamda
değerlendirilmeyen) kurbanlar kesme
eylemiyle sürdürülen bayrama… Yani Hacılar Bayramı’na… “Benim vakfım, benim
kursum, benim felsefemdir en hayırlı olan. Vatandaş etini, derini bana ver;
etinle, derinle destekle beni! Yasaların öngördüğü kurumları es geç!” dedirten
bayrama, kurban derisi bağış bayramına…
HANİ sosyal içeriği olan, mal ibadeti sayılan, yoksulları
sevindiren; aylar boyu bir lokma ete muhtaç midelere bayram ettiren bayram?..
Kaçımız bu anlamıyla yorumluyoruz Kurban Bayramı’nı? Kaçımız yılın bu ikinci
dinsel bayramını saygı, sevgi, büyükleri ziyaret günleri, sofrasında yoksulların
ağırlandığı altın zamanlar olarak değerlendiriyoruz?
BU duygu ve düşüncelerle: “Bayramımız kutlu, insanlarımız
mutlu, sofralarımız etli olsun!” diyor saygılar, sevgiler sunuyorum.