İktidar ve yandaşları savaş çığlıkları atsa da Türkiye'de gündemi katılacak belediyeler oluşturuyor.

Vatandaş müthiş tepkili, AKP'li belediye başkanları ise diken üstünde, eleştirilerini çekinmeden söylüyorlar.

Antalya'da 74, Türkiye genelinde binin üzerinde belediyenin kapatılması vatandaşı tedirgin ediyor.

Çünkü vatandaşın derdini anlatabildiği tek yer belediyeler.

Öyle ki belediyelerin görev alanlarında olmadığı halde elektrik kesintisinde bile vatandaş belediyeyi arıyor.

AKP hükümeti 'Bütünşehir Yasası' ile resmen ateşle oynuyor.

Çünkü yasa ile belediyelerin yüzde 54'ü, köylerin de yüzde 47'si kapanıyor, mahalleye dönüştürülüyor.

Bununla da bitmiyor sıkıntı Antalya ile birlikte 29 ilde İl Özel İdareleri ve il genel meclisleri kapatılıyor.

Halkımız uysal, merkezi yönetimlere karşı her zaman saygılı davranmaya çalışır.

Özellikle kırsal kesimde Ankara'nın kararlarına pek tepki vermez, "Büyüklerimiz en iyisini bilir, en iyisini yapar" düşüncesinin ardında durur.

Ancak, bu kez durum farklı..

Vatandaşın derdini anlattığı, dara düştüğünde koştuğu belediyesi elinden gidiyor.

İl Özel İdareleri ve bağlı olarak İl Genel Meclislerinin kapatılması, köylere hizmet akışının hemen hemen durması anlamına geliyor.

Örnek olarak yasa ile sınırları genişletilen Büyükşehir Belediyesi, Gündoğmuş'un Akyar Köyü'ne hizmet götürmede nazlı davranacak.

Akseki için de, Korkuteli için de, Kaş için de, Elmalı için de, Kumluca için de,. Finike için de, Demre için de, Serik için de , Manavgat için de, Gazipaşa için de, Alanya için de, Kemer için de aynı tehlike söz konusu.

Çünkü o belediyeler siyasi yerler, doğal olarak yatırım yaparken, hizmet üretirken, oy potansiyelini düşünürler.

Yani merkezdeki belediyenin Antalya'nın en ücra köşesindeki köyün su sorununu, köy konağı sorununu, cami ihtiyacını düşünmesi, programlarını ve yatırımlarını buna göre yapması fazla iyimserlik olur.

Demokrasinin beşiği belediyelerdir.

Vatandaş belediye seçimine büyük önem veriri.

Gerçek şu ki belediye seçimlerinde özellikle ilçe ve beldelerde, hatta il merkezlerinde siyasi partilerden çok adaya oy verilir.

Bunun pek çok örnekleri var Antalya'da..

AKP, belde belediyelerini ve köyleri kapatarak, 'ileri demokrasi'nin örneklerinden birisini daha veriyor.

Yani vatandaşın kendisini yönetecek, suyunu, çöpünü toplayacak, parkını yapacak, yollarını genişletecek yönetimleri seçmesini önlemek istiyor.

Son günlerde belde belediyelerinin kapatılması konusunda Antalya bölgesinde vatandaşın sesini çıkarmaya başladığını gözlüyoruz.

Çünkü vatandaş derdini köyde muhtara, beldede belediye başkanına anlatır.

Eğer bu iki kurumun yasal statüsüne ortadan kaldırırsanız, vatandaş sahipsiz kalır..

Vatandaşın derdini milletine, bakana, hükümete anlatması zor, hatta imkansız gibi..

Pekala ne yapmalı ?

Aslında vatandaşın yapacağı belli, muhtarına, belediyesine sahip çıkmalı.

Tepkisini göstermeli, kararlı bir duruş sergilemeli..

Kimse aklından çıkarmasın ki halktan büyük güç yok.

Hiçbir yönetiminin dayatma ile ayakta kalması, istediği gibi karar verip, istediği gibi hareket etmesi olanaksız.

Bu ülkede madem ki demokrasi var, herkes düşüncesini söylemeli, sesini duyurmak için de Anayasal haklarını kullanmalı.

AKP iktidarı ülkede korku imparatorluğunu hakim kılmaya çalışıyor.

Susan, biat eden, ne dayatılırsa ses çıkarmayan bir toplum istiyor.

Korkmamalıyız, mücadele etmeliyiz, mücadele etmezsek, dayatmalara, tepeden inme uygulamalara sessiz kalırsak ezildikçe eziliriz, biz sustukça yönetenler daha çok ezer, bizi dikkate almazlar, bizim adımıza karar verirler.

Belediyelerin kapatılmasının altında da bu anlayış yatıyor zaten..

Kimse aklından çıkarmasın korkaktan hiçbir şey olmaz.

Her birey düşüncesini özgürce dile getirirse kimse bir şey yapamaz..