Eskiden Kadın Bakanlığımız vardı, onu aldılar elimizden. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na
dönüştü ve kadın da aile içinde eritildi. Hal böyleyken yeni Bakanlığımızın
değerli Bakanı Derya Yanık, şiddetin bile farkına varamamışken halimiz harap…
Bakan Yanık, 20 yıllık AKP iktidarını öyle içselleştirmiş ki
"Türk siyasetinde kadın hareketini,
kadının varlığını sadece siyasetle değil siyasetle başlayan ve sonraki süreçte
ekonomik hayatta, sosyal hayatta eğitim hayatında, iş hayatında bütün
noktalarda kadınların varlığını teslim eden hareket AK Parti siyasetidir.
Kadınların Türkiye sosyolojisi içerisindeki yerini teslim eden hareket AK Parti
siyasetidir. Bugün tersini söyleyenlere bakmayın, bugün tersini iddia eden
muhalefet söylemlerine bakmayın" demiş…
Yapmayın desek ne fayda! Yapacaklar, yapıyorlar. Tamam,
dünyayı siz kurdunuz, medeniyeti siz getirdiniz. Sizden önce köle olan kadını,
siz kurtardınız…
Kim inanır buna! Artan
şiddet, taciz, istismar ortada. Öldürülen kadınlar, korunamayan kadınlar.
Sokakta ortasında kesilen kızlarımız…
Sonra göstermelik
atanan ya da seçilen kadınlarınızın, toplumsal cinsiyet eşitliğinden ne denli
yoksun, eşitliğe inanmayan tavırları, Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyon
Üyesi’nin Meclis’teki şiddetini, istismarcılara af teklifine kalkan kadın
milletvekili ellerini unutmadık…
Kadına hangi hakkı teslim ettiniz bilmiyoruz…
İş ce istihdamdan uzaklaştırıcı onlarca karara imza attınız
üstelik…
Hatta yaşam hakkını bile koruyamadınız…
Ve tüm bunlara
karşılık çıkıp kadına hakkını teslimden bahsediyorsunuz. Son bir yılda
kadınların yüzde 20’sinin şiddete maruz kaldığını kendiniz söylemişsiniz. Bizce
rakamlar onun da üzerinde. Çünkü Bakanlığınız ve İçişleri Bakanlığınızın acil
ihbar hatları maalesef pandemide yeterli hizmet sağlayamamıştır. Adeta sosyal
yardım hattına dönüşmüştür…
Bu konuda sivil toplum örgütlerinin açıklamaları da
ortadadır…
İstanbul Sözleşmesi’nden bile çekilme girişimi başlı başlına
faciadır…
Sözü uzatmaya gerek yok kadınlar, her şeyin farkında.
İçlerine düştüğü acı tablonun, şiddetin artan boyutu, yoksulluk ve yoksunluk
içindeki gelinen süreç…
Durum ancak değişimle düzelebilir…
İzlenen adımlar ve yanlış politikaların resmi acı, kan ve
gözyaşı, yoksulluk dolu…
Artık yeter…
Eşit, adil bir düzen istiyoruz…
Şiddetin her türlüsünden uzak…