Bölgemizde bir çok zeytinyağı üretim fabrikası var. İşte zeytin mevsimi geldi. Üretici bin bir zorlukla zeytini hasat edip fabrikalara getiriyor. İşletme sahibi, miktar olarak 400 kilogramdan az olan zeytini kabul etmiyor. Bu nedenle, kalite bakımından çok iyi zeytini olan bir üretici, kalitesiz, asidi yükselmiş, zeytinlerle iyi kalitedeki zeytinleri karıştırarak 400 kiloya tamamlanması için ( daha fazla miktar da olabilir.) kaliteli+kalitesiz zeytinleri karıştırarak işlem alıyor. Üretilen zeytin yağı ise eşit olarak üreticilere veriliyor. Bir örnek verelim: Ahmet Amca'nın süper kalitede ve 1.5 asitli taze toplanmış zeytini var.
3-4 kilosu 1 litre yağ veriyorsa, aynı işletmenin sistemine karıştırılarak dökülen Mehmet ve Hasan Amcaların zeytini çok kalitesiz hatta bekletilmiş, yüksek asitli zeytin grubu, 6-7 kilosundan 1 litre yağ veriyor ise; Ahmet Amca'nın hem taze hem de kaliteli zeytininden elde edilen yağı diğerleriyle karıştığı için onun da kalitesi düşürülüyor ve ürün ortalama olarak eşit şekilde 3-4 kişiye bölüştürüldüğünde Ahmet Amca'nın zeytin yağının kalitesi düşürülmüş oluyor. Ayrıca yağının 1.5 asidi de yükseltilmiş olduğundan sağlıklı ürününün kilosu düşürülerek asit miktarı da yükseltilmiş olacağından üretici Ahmet Amca'ya büyük bir haksızlık yapılmış olacaktır.
Bu nedenle zeytinyağı fabrikalarına Tarım Bakanlığı’nca, Sağlık Bakanlığı ve belediyelerce Gayri Sıhhi Müessese raporu verilirken mutlaka işletme bünyesinde üreticinin zeytininin yüzde kaç yağ içerdiğinin tespiti yapılmalıdır. Halen faaliyete devam eden zeytinyağı fabrikalarının da aynı amaçlı laboratuvar kurmaları kesinlikle şart koşulmalıdır. Eğer bu durum yerine getirilirse zeytinin yağ verimine bağlı olarak Ahmet amcanın kaliteli zeytininin yağ oranına göre hakkı zayi edilmeyecek, diğer üreticilerin de imalat sonrası zeytin kalitesine göre herkes yağını eşit olarak bölüşme imkanını elde etmiş olacaktır. Bu konu insan hakları bağlamında da çok çok önemlidir. Aynı konuda idari anlamda adaletin tecelli bakımından tarım teşkilatımız olaya derhal el atarak, içinde bulunduğumuz zeytinyağı üretim döneminde fabrikalarda acil denetimleri yapmak suretiyle, teknik bakımdan yukarıda ifade olunduğu şekilde projenin uygulanarak üreticinin mağdur olması engellenmelidir. Konu hem fabrika işletmesi açısından hem de Tarım Bakanlığımızın sorumluluğu altındaki bu önemli konunun insan hak ve hukukuna uyumlu olarak sonuçlandırılabilmesi bakımından mutlaka gereğinin yapılmasını zaruri kılmaktadır.
Aynı zamanda bu konu, insani ve vicdani sorumluluğun da bir gereği olarak üzerinde hassasiyetle durulması hayati bir meseledir.
ÇOK ÖNEMLİ BİR BAŞKA SORUN: Bazı üreticiler bağı ve bahçesi için kimyasal gübre kullanmaktadır. Gübreyi bahçesine verdikten sonra çuvallarını zeytin mevsime kadar saklayarak aynı kimyasal bulaşıklı çuvallara zeytin toplayarak fabrikaya götürmektedir. Dolayısıyla kimyasal kirliliğe maruz kalmış zeytinler de kirlenmiş olacağından kimyasal ve kanserojen bir gıda durumuna gelen zeytin yağı da insan sağlığı açısından tehlikeli bir ürün durumuna gelmiş olacaktır. Bu nedenle tarım-sağlık ve belediye kurumlarımız durumu tüm üreticilere duyuruda bulunarak bunun engellenmesinin sağlanması temin edilmelidir. Buna rağmen durum zeytin yağı fabrikalarına da fabrikalara bildirilmeli, buna rağmen hatayı tekrarlayan üreticilerin zeytinleri fabrikaya alınmamalı, devlet kontrolü hemen uygulanmalı.