1960'lı ve 1970'li yılarda öğrencilik dönemlerimizde hastanelerimizde uzunca zaman staj yapılıyordu. O günlerde hastaneye baş vuran hastalarımıza adeta annemiz babamıza sarıldığımız gibi sıcak davranışlarla yaklaşıp, şikâyet ve beyanlarını sabırla dinleyerek servislerde hasta yaraklarına yatırıp Gerekli tedavileri tamamlanıp iyileştirildikten sonra taburcu edip uğurlardık. Bu süreçte doktoru, hemşiresi, yardımcı hizmetlisi ve stajyerleri hastalara güler yüzle davranarak ve tedavinin % 20'sinin güler yüz ve motivasyon olduğu bilinerek hasta insanlarımızı koruduk.
Gelelim günümüze: lütfen günümüzden 50-60 yıl önceki durumları hatırlanarak hastanelerimizin bugün ne hale geldiğini bir görelim. Hazin ve çok acı. Hastanelerimize günlük başvuruda bulunan hasta sayısının da yaşanan olumsuzlukların sebepleri arasındadır elbet. Her nedense öncelikle hastane içindeki duvarlardan gürültü yapmayın logosunu taşıyan hemşire resimleri kaldırıldı.
Binlerce hasta hastane içinde ne yapacağını bilmediği için gişelere yaklaşarak ne yapacağı ve nereye baş vuracağını sormak öğrenmek istiyor ama gişe önünde kocaman bir yazı: "danışma değildir" diye
Yazıyor. Vatandaş danışma masası aramaya devam ediyor. Fakat öyle bir masa yok. Çaresiz kapıları çalıyor ama kovulurcasına kapı yüzüne kapanıyor. (Özellikle bazı hastanelerden bahsediyoruz.)
Umum basında da sıkça bahsedildiği gibi bir türlü randevunun alınamadığı, hatır ve gönül işleri sonucunda doktorunuza ulaşabilmiş bile olsanız, personelden gerekli bilgiyi alamadığınız, sağlığınız için yeterli ve doyurucu açıklamalara ulaşamadığınız, saldırılarla hastane personelinin eziyet ve taciz edildiği, insanların güvenliklerinin risk altında olduğu, tepeden tırnağa hastane personelinin hastaya karşı şefkat ve tebessümün iflas ettiği tıbbi nezaket ve deontoloji kavramının unutulduğu, mecbur kaldığınızda başvuru hakkınızın kullanılmasında üst yöneticilere ulaşmanızın bile engellendiği, güler yüz, hoş görü ve anlayışın toplumsal uzlaşmanın, yardımlaşma ve koordine olma becerilerinin unutulduğu çağımızda genel manada kurumlarımızın tamamında bu ve benzeri nahoşluklar söz konusudur. Ülkemizde tüm kurumlara yönelik kalıcı bir eğitim planı yapılmalıdır.