Üç yıla yaklaşan bir zamandan bu yana Gazipaşa'da duyarlı bir toplum kesimi ayakta. Dur durak yok. Toplantılar, basın açıklamaları, planlanan Ankara yolculuğu, hükümete çağrı düzeyinde ardı arası kesilmeyen açıklamalar.....

Görüyorlar, duyuyorlar, haberdar oluyorlar ama yukarılardan "tik" yok. Gazipaşa bu garabeti öteleyemedi. Bunun çok önemli nedenleri var. Bunlardan bir tanesi; kale içeriden yıkılmak isteniyor. Diğer bir sebep, güçlü bir sektör var ortada, "paran kadar konuş" diyorlar Gazipaşa'ya. Gazipaşa'ya orantısız güç kullanıyorlar. Yargı savaşlarının sonu ne olur bilinmez ama Gazipaşa'da bir avuç vatan sever varını yoğunu tüm imkan ve enerjisini canını dişine takmış ve düşmüş yollara. Ses veriyor dört tarafa... Gazipaşa'nın, binlerce Gazipaşalının kırmızı çizgisi ve bekası haline gelmiş altın kumlu kıyıları, gök mavisi kıyı suları ve eşsiz güzellikte denizi, kıyılarındaki karetta yuvaları, kum zambakları, muhtemeldir ki yakın zamanda karşı karşıya kalacağı vurgunun ayak seslerini duyarcasına yaslı ve derin bir hüzün içinde... Gazipaşa ağlıyor, Gazipaşa'yı sevenler ağlıyor, fakat rantiyeciler ve onlara çanak tutanlar... Halkın göz yaşları, Gazipaşa'nın geleceği kimsenin umurunda değil.

"SON DAMLA SU BUHARLAŞIP YOK OLDUĞUNDA, SON YAPRAK KURUDUĞUNDA,

YAŞANACAK DÜNYAYI YOK ETTİĞİNDE O PARAYI NE YAPACAKSIN BEYAZ ADAM" diyor kızıl derili. Tren hala yavaş gidiyor, bir süre sonra hızlanacak. Trenin yavaşlığını kullan, hemen atla kurtul. Biraz sonra o şansını da kaybedeceksin.

Ey karar mercileri, "Yerinden yönetim" kavramı hakkında ne kadar bir bilgiye sahipsiniz Gazipaşa'nın orta ve uzun vadeli geleceğine, Gazipaşa'nın kader planına öncelikle Gazipaşalı karar vermelidir. Ranta odaklı sahiplenme egosu, hakkaniyet ilkelerine aykırıdır.

Elinizi vicdanınıza koyarak, empati oluşturarak verdiğiniz kararı bir kere daha gözden geçirin. Daha önceki raporlarımızın ana başlıklarını bir kere daha hatırlatmak istiyoruz. Gazipaşa coğrafyamızın, kısa-orta ve uzun menzilli konumu, genel çevresi ve çevre değerleri Ekolojik döngüsü, ekosistemi, ekonomisi, ekolojisi, tarımsal aktivitesi ve ticareti, şehircilik alt yapısı, ihtiyacı olan içme ve kullanma su kaynakları bakımından içinde bulunduğu hazin durum, trafik alt yapı ve çevre yolu üzerindeki talihsizliği, katı sıvı atıklarının durumu, kanalizasyon ve arıtma sistemi üzerindeki sıkıntılar, hava güvenliği, yaratılacak hava ve gürültü kirliliği, çarpık kentleşme boyutundaki kentsel profil, nüfus patlaması sonucunda ilçenin bir suç kenti haline geleceği gibi çok yönlü sebeplere bağlı olarak hazırlanıp üzerinde ısrar edilen otelcilik projesinin, Gazipaşa için bir yıkım projesi olduğu defalarca anlatıldı.

Peki bütün bunlara rağmen hala ısrarınız niye, Gazipaşa ile nedir alıp veremediğiniz, konuyu biraz da inançlarımız aksı üzerinden yürütelim; insan oğlu alın teriyle kazanarak vicdani manada bakmakla beslemekle yükümlü ve sorumlu olduğu hanesine helalinden ekmek götürmek ister. İnsan olarak bu davranış biçimi insanlara mahsus olan ve bizim tabiatımıza yerleşmiş kabullerimiz arasındadır.

Konuya bu mercekten bakıldığında haklı olarak binlerce Gazipaşalının ısrarla üzerinde durduğu bu konu denildiği gibi kırmızı çizgi oluşturulmuştur. Ağlayanın malı güleni ondurmaz.

Bu durumda yaşama geçirilmek üzere ısrarla ve inatla üzerinde durulan projenin getirileri asla helal lokma olmayacaktır. Sebebiyet verenlere müsebbiplere hayır getirmez. Bu yoruma gülüp geçebilirsiniz ama hak vaki olduğunda son pişmanlık fayda getirmeyecektir biline. Bu depremin yıkıntılarında siz de kalırsınız.