Akdeniz Gerçek okurları yakından takip etti, konuya benden
daha vâkıf. Batı Antalya’ya bir yol yapılmak isteniyor. Kaputaş’ı da
bozacakmış, narenciye bahçeleri, yani ‘yeşil doku’yu yok edecekmiş.
Hep sustum, süreçte defalarca Demre, Finike, Elmalı
ziyaretlerim olmasına karşın sustum. Bekledim. Karşı çıkanları anlıyordum da
susanları anlayamamıştım. Kim miydi susanlar? Tabii ki sosyal medyada ‘her şeyi
bilmiş’ edasıyla, talimatla paylaşım yapan trol sürüsü değil.
Ben Finike’de, Demre’de, hatta Kaş’ın dağ yamaçlarına
kurulan seralarda üretim yapanların susmasını anlayamadım.
Geçenlerde Finike Turunçova’da bir emekli doktor abimizle
sohbet ettik. Bölgeden geçecek yolda arazisi kalacak olanlardan biri de
kendisiymiş.
“Yazık değil mi portakal ağaçlarına, servet bunlar. Kıyıda o
kadar güzel bir yol varken neden burası yol olsun ki?” dedi.
Finike-Demre arası sert ve dar virajları ile bilinir.
Özellikle hasat dönemi ile turizm popülasyonu birleştiği günlerde o daracık
virajlarda trafik felakete dönüşür.
Dedim ki; “Abi, bu bölgede artık sadece narenciye değil,
seracılık da gelişti. Dağ başları bile sera oldu. Doğru mudur?”
- Doğrudur.
“Peki bu ürünlerin tamamı buralarda mı tüketiliyor. Ülkemin
dört bir yanına, hatta ihracata gidiyor mu?
- Gidiyor…
“Peki bu ürünler, tüketiciye ne kadar teze ve kolay ulaşırsa
o kadar güzel ve ucuz olmaz mı?”
- Olur…
Geçmişte deniz yolu kullanırken kıyıya vuran pamuk
balyalarından söz etmişti. Hatırlattım.
Bölgede demiryolu yok. Olmayacak da. Eee... Denizde durum
malum. Buralar açık deniz, lodosu eksik olmuyor. Elde kaldı karayolu. Arabana
bindin, çok beğendiğin Demre virajlarında iyot kokusu çeke çeke ilerlerken
virajda TIR ile karşılaşmak güzel mi oluyor?
Yıllar önceydi. Finike- Elmalı arası yol açılıyordu.
Finikeli siyasetçi Mehmet Baysarı’ya “Bu yol çok gerekli miydi?” diye
sorduğumda benzer bir yanıt almıştım:
“Eskiden buradan çıkan ürünler Antalya’ya kadar gider,
oradan İstanbul, İzmir tarafına geri dönerdi. Hem ulaşım zamanı uzar hem
maliyet artardı. Yol medeniyettir.”
Ben üretici değilim, maliyet hesabı yapmam. Ben tüketiciyim.
Kalite ve satış fiyatına bakarım. Ama bir de ağalar, beyler var. Yaşadığı
toplumdan uzak, kendi coğrafyasının derdinden uzak birkaç lümpenin ‘muhalefet’
adı altında ortaya koyduğu girişime destek vermiş.
Sosyal medyada mesajı okuyunca şaşırdım. Buyrun…
Hasan Subaşı
“Finike portakalı yetişen verimli topraklardan, Demre ve
Kaş'ta doğal ve arkeolojik sit alanlarından geçmesi planlanan
#Finike-#Demre-#Kaş yolu projesine halkın itirazlarına ve mahkeme kararlarına
rağmen ısrarın nedenini anlamak zor değil ama biz de engellemek için
ısrarlıyız. Halk da yaşam alanını, çevresini korumakta kararlı!.. Finike kısmı
sözde iptal edildi ama yine de tümden gündemden kalkmadan kuşkular devam
ediyor!”
Ben burda sustum. Demek ki bir şeyleri eksik veya yanlış
biliyorum. Rahatsız ettiğim için özür dilerim.