Güzel bir hafta dileğimle herkese selam
sevgiler…
Evde kalırken; ne pişireyim diyorsanız . Evet,
siz de ev hanımı oldunuz.
Artık evde kalmak hepimizin hayatına oturdu
gibi bir durum .. Evde otur otur, kitap okurken, televizyon izlerken aklımız
çalışıyor çalışmasına ama ya atıştırdığımız o pasta, börek, çerezlere ne
demeli. ‘Canım sıkıldı şundan yiyeyim, canım istedi kek, canım çekti onu, canım
çekti bunu vs vs…’ diye diye sonunda obez olan bir toplumla karşılaşmamız an
meselesi. Hareket etmeden evde oturmak sağlığımıza zarar… Hergün mutlaka
egzersiz hareketlerle eve kaldığımız günlerin telafisini yapmamız gerekiyor.
Abur cuburu seven bir toplumuz aslında. Hele ki; hamur işleri Anadolu
mutfağının vazgeçilmezleri. Yiyelim tamam da.. evdeyiz. Günlük haraketli
yaşamımızı rafa kaldırdık. Ona göre davranmalı; spora hayatımızda yer
vermeliyiz. Ev hanımlarını taktir ediyorum aslında ev işleri ile hergün düzenli
spor yapıyor konumdalar. O nedenle dünyanın en zor mesleklerinden biri de ev hanımlığı.
Kadınlar evde oturmuyor. Kadın devamlı iş yapıyor. Çamaşır, bulaşık, rutin ev
temizliği ve dahası.. Dünyanın zor mesleği aslında ev hanımlığı.Ev hanımı
durumuna gelen herkes kadınların halini de anlamıştır diye düşünüyorum. Bugün
ne pişirsem? İşte bu soruyu sormaya başladınızsa ev hanımı oldunuz demektir.
Evde kal Türkiye; ama hareket, bereketle.
**************
Lütfen israf etmeyelim
Anadolu’yu karış karış gezmiş biri olarak ülkemizin
çok bereketli olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Bu kulaktan dolma ya da ordan
burdan okumakla değil… Bizzat yerinde gidip bir çok yeri görmüşümdür. Ülkeme
hayranım. Her bölgenin kendine özgü kültürü, yemekleri, örf ve adetleri
var. Tarım bereketi tartışılmaz düzeyde.
Allah vermiş de vermiş bu topraklara… Çiftçi eskisi gibi meşakatle tarım
yapmıyor. Gelişen teknolojik yapı tarım alanlarında da kullanılıyor. Ve bu
durum beden gücünü azaltıyor..Ülkemizin verimli topraklarında her çeşit sebze,
meyve üretiliyor. Baktığımızda çok şanslı insanlar olduğumuzu lütfen kabul
edelim. Sofralarımıza gelen bereket dolu yiyecekler bolluk içinde yaşadığımızı
anlatıyor anlatıyor anlatmasına fakat; israf devreye girdi mi konu değişiyor.
Ülkemizde kredi kartı kullanan bir çok
insan markette alışverişte kartı ‘cırt’ geçiriyor. Eskiden fakir ve zengin
ayağını yorganına göre uzatırken; bu durum günümüzde bir kartın geçilmesi ile ‘sende var bende
neden yok’ konusuna getiriyor. Hata burada başlıyor.. Canımızın istediğini yiyor,
canımızın çektiği şeyi alıyoruz. Sonrası mı? Tabiki ödeme zamanı geldiğinde ah
vah.. Zengin, fakir eşit durumda gözükse de ay sonunda biriken borç kişileri
felakete sürüklüyor. Koronavirüs salgını
aslında insanların muhasebelerini
yapmaları için de bir mola verdirdi hayatlarında.. Düşünür olduk.. Neymiş bu
hırsla yiyip, içip, aldığımız onca eşya ve dahası… Şimdi kimse evinin önündeki
arabaya binemiyor. Dünya düşündürüyor insanlığı.. Nereye bu gidiş? Her şerde
bir hayır vardır … diyerek lütfen herkes hayatının neresinde, nereye gidiyor?
muhasebesini yapsın. Bizi mutlu edecek olan gerçekler. Gerçeklerden kaçmayalım.
*********
Bakımlı milletiz vesselam…
Koronavirüs nedeniyle kuaförler kapalı …
Bakımlı gezmeyi seven Türk milleti kuaförlerin kapalı oluşuna ne kadar
dayanacak merak ediyorum. Evde saç, baş darma dağın gezenlerin günün birinde
kuaförler açılacak dendiğindeki kuaför izdihamını düşünmek bile istemiyorum. Koronavirüs
hayatımızı çok değiştirdi, sağ kalırsak daha da değiştirecek. Hazırlıklı
olalım. Hep beraber dua edelim. Güzel günler bizi beklesin. Geliyoruz.
Kucak dolusu sevgilerimle huzur dolu bir hafta
sizin olsun.