Pandemi ile zorunlu bir değişimle karşı karşıya kaldı,
dünya. Doğaya saygılı yatırım, daha az
beton, bilenmiş hırslar, ihtiraslardan arınmış belki daha sade bir yaşam…
Antalya Ticaret ve
Sanayi Odası (ATSO) Başkanımız, değerli dost Davut Çetin’in davetiyle
pandemi sonrası ilk basın buluşmamız dün gerçekleşti. Ve evimizin kapısından
çıkarken o değişen yaşama adım attık…
Kontrollü serbestlikle pandemi sürecinde devam eden
hassasiyetlerimizle maskeli bir şekilde bindim, aracıma. Tek kişi olmama rağmen yol boyu maskemi taktım. Toplantı mekanına
geldiğimde bir restoran olması sebebiyle girişte maske takmış görevlilerce
ateşimiz ölçüldü. Maskesiz olanlara maskeleri takdim edildi…
Dostlarla ve yöneticilerle eskisinin aksine tokalaşmadan
gözlerimizle ve vücut dilimizle selamlaştık. Aralıklı yerleştirilen
sandalyelerimize oturduk ve önce Başkan
Davut Çetin’i sonra Antalya Valisi Münir Karaloğlu’nu dinledik…
Onlar da aralıklı oturdukları sandalyelerden sosyal mesafe kuralları
içinde toplantılarını yaptı…
Pandemi sürecinin
başlangıcından bugüne yaşananlar anlatılırken, ATSO Başkanı Çetin, aslında ilk
vakanın görülmesinden önce kendisini saran endişeyi de aktardı. Ve Vali Bey’e
dönerek sürecin ne denli iyi yönetildiğine dikkat çekti…
Tabii haksızlık edilmemeli. Her türlü eksiklik, gecikme ve yanlışa rağmen Antalya’da yerel yönetimler, kolluk güçleri Antalya Valiliği organizasyonu iyi bir çalışma yaptı…
Herkesin can
korkusuyla evden çıkamadı sürede hizmet veren ve vermeye devam eden herkese,
belediyecisinden sağlık personeline teşekkürler…
Antalya olarak vaka
sayısı itibariyle Türkiye sonuncusuyuz ki sevindiren bu sonunculuğun devam
etmesini bekliyoruz. Bunun için takibi bırakmamak gerekiyor…
Gelelim değişen ve değişmeye devam eden sistemde Antalya’ya…
Şimdilik kaybın
ekonomik göstergeleri yok elimizde. Ama aylardır kapalı kalan işletmeler,
kepenk kapatan işletmeler, işsiz kalan vatandaşlar ve diğerleri…
ATSO Başkanı Çetin, verilerle birlikte yol haritası için
üniversite destekli bir çalışma yaptıklarını, Kalkınma Ajansıyla bu çalışmayı
yürüttüklerini belirtti…
Öyle ya kıt kaynakları en verimli şekilde kullanmak lazım ki bunun için de ATSO’nun üyelerine öncülüğü mühim. Tabii Ankara’dan da desteklenen ve bilimsel tabana oturtulmuş bir çalışma olmalı ki krizden çıkılabilsin…
Malum kredi alan, SGK
öteleyen iş insanı, esnaf yılın son iki ayına denk gelen kredi ödemeleri ve
ötelenen SGK’larını düşünüyor…
Nakit akışını
düşünüyor…
Ama öngörü şimdilik mümkün değil…
Her şartta kesin
olarak biliyoruz ki eskisi gibi olmayacak, hiçbir şey…
Ne yaşantımız…
Ne kazancımız…
Toparlanmak mümkün
mü…
Elbette…
Hatta sıçramak bile mümkün…
Doğayı, toprağımızı, dağımızı, ağacımızı, suyumuzu koruyarak, betona değil insana yatırım yaparak çıkacağız, çıkmalıyız bu girdaptan…
KASAP ET DERDİNDE!
Gelin görün ki kasap
et derdinde. Onlar canı değil, malı düşünüyor. Ki bence toplantının en önemli
sorularından biriydi; pandemi döneminde bile artan kaçak yapılaşma…
Özel Çevre Koruma Alanları, sit alanları, Hazine arazileri
vs…
Kaş’tan Gazipaşa’ya
doğaya kıymaya, betona yatırıma devam edildi…
Vali Bey de sağolsun soruma az çok elindeki verilerle cevap
verdi. Denetimin kendisinde, kaçakla mücadelenin ilçe belediyesinde olduğuna
dikkat çekti…
Ve Kaş ile Kumluca
Belediyesi’ni topunun ağzına koydu. Kaçakla mücadelede yavaş kaldıklarını
belirtti…
Hatta bu yavaşlıktan dolayı da bakanlıktan ödenek
istediklerini ve yıkım ihalesine
çıktıkları gün belediyenin yıkım kararı aldığını belirtti…
Vali’nin açıkladığı
rakamlarla tespit edilen ellerinde yaklaşık 1200 kaçak yapı var. Yarısı da
yıkılmış…
Oysa biliyoruz ki sadece bir ilçede binin üzerinde kaçak
yapı çıkabilir…
Yani burada hem denetim hem de kaçakla mücadele daha etkin
olmalı...
Yine Vali’den öğrendiğimize göre kaçakla mücadelede en
başarılı Kemer…
Ardında Kepez…