Bu işin sonu nereye varır kimse bilmiyor. On kişi, yüz kişi, bin kişi, milyonlarca kişi "yandık diye " feryat ediyor. Sonuç yok. Piyasa bildiğini okuyor. Kazık atmaya devam. Gerekli olan denetim, kontrol, piyasa disiplini yok. Enflasyon canavarının gölgesine sığınarak vatandaşın kanı emiliyor. Vatandaş beslenemiyor, bağışıklık mekanizması çöküyor. İnsanın bedeninde kan can kalmıyor. Gıdasızlık, sağlıklı beslemeden uzak kalınınca hastalıklar kapımızda...

Sokak çeteleri, mafyanın kumandasında çocuklar silahlanmış yolda sokakta insan avına çıkıyor, milyonlarca insanın belinde silah, elinde bıçak satır, can ve mal güvenliği risk altında. Defalarca dile getirildi bireysel silahlanmaya devam...

Bütün bu bilgiler TV ekranlarından, sayfa sayfa gazetelerden seri şekilde yayınlanmaktadır. Tüm bu haberler, insan olarak hepimizi korkutuyor ve derin endişeye sürüklüyor. Söz konusu kaçak silahlar toplanamıyor mu?

Gıdalarla ilgili olarak gıda güvenliği kavramı gıda güvensizliğine dönmüşken şimdi de çamaşır gömlek güvensizliği konusu gündeme gelmiştir. Bedenimizi örten çamaşır, gömlek, giysi malzemeleri de kurşunlu çözeltilerle boyanarak cildimizden kanımıza geçerek kansere sebep olacağı gerçeği akıllara durgunluk vermektedir. Çıldırma noktasındayız. En yüksek perdeden sesleniyoruz. 

Bütün bu işlerin sorumlusu yok mu bu ülkede? Düne ait ajanslardan öğrendik bunları.

Sorumlu kurum, kuruluş, kişiler kimdir. Çıkıp vatandaşı aydınlatsınlar. 

Bu skandalların muhatabı kimse en ağır ceza ile cezalandırsınlar. 

Yazıktır günahtır...

Yine ülke basınından hareketle; hastanelerde sayısız, sınırsız sorunlar yumağı ne zaman ve ne şekilde çözülecek, çözülecek mi, ne zaman?

Devasa şehir hastaneleri inşa ediliyor. Görkemli, ihtişamlı. Yıllarca ödenmeye devam olunacak borçlar sırtımızda. Vatandaşların mütevazi gelirleriyle ödenecek borçlar. Ama randevu almak hemen hemen imkansıza yakın denilebilir. Ciddi sıkıntılar var. İşin psikolojik boyutu da çok derin.

Randevu alabilseniz bile hastane içinde akıl almaz sıkıntılar var. 30 yıl hizmet ettiğiniz hastane ve bakanlık kurumlarına, Bunun hiç mi hiç önemi yok. Ülkemizin, yani vatandaş olarak bizlerin enerji konusunda çok ciddi sıkıntılarımız var. Elektrik enerjisiyle ilgili sayısını bilemediğimiz şirketler var. Hangi sorunu hangi şirketin çözeceği bilinmiyor. Elektrik tasarrufu olsun diye uygulama değiştirilmişti değil mi, fakat yapılan hesaplara göre kullanılan enerjinin arttığı, tüm öğrencilerimizin ve çalışanlarımızın karanlıklarda sokakları doldurduğu sonucu yapılan bu uygulamanın sonucu değil midir, yaz ve kış saati uygulaması, tüm kamuoyunun vaz geçilmez talebidir. Enerji Bakanımızın dikkatine sunulur.

Akaryakıt fiyatlarındaki vergilerin makul düzeylere çekilmesi aynı şekilde 85 milyon vatandaşın ısrarlı beklentisi ve talebidir. Diğer taraftan araçların teknik muayenelerinden alınan fahiş fiyatlar hakkaniyet ilkelerine aykırıdır. Her alanda ezen, işkenceye dönüşen uygulamalardan mutlaka vaz geçilmesini talep ediyoruz.