Sağ Dikey Reklam Alanı Genişlik: 160px Yükseklik: 600px
Antalya Haberleri
Antalya
PARÇALI BULUTLU
26°
Akdeniz Gerçek Eğitim EĞİTİM EMEKÇİLERİNDEN HAK İSYANI! ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE İŞ BIRAKACAK

EĞİTİM EMEKÇİLERİNDEN HAK İSYANI! ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE İŞ BIRAKACAK

Eğitim-İş Sendikası 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde iş bırakacaklarını açıklamıştı. Eğitim Emekçileri bugün yapacağı basın açıklamasın, Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz” diyerek AKP iktidarına tepkilerini gösterecek.

6 Dakika
OKUNMA SÜRESİ
EĞİTİM EMEKÇİLERİNDEN HAK İSYANI! ÖĞRETMENLER, ÖĞRETMENLER GÜNÜNDE İŞ BIRAKACAK
MUHABİR: Arda KIR

Antalya’da 9 bin üyesi bulunan Eğitim- İş Sendikası bugün yani 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde iş bırakacak. Eğitim emekçileri Attalos Meydanı’nda yapacakları açıklama ile öğretmenlerin yaşadığı ekonomik sorunlara bir kez daha dikkat çekecek. Antalya’da artan kira fiyatları sebebiyle memurlar artık Antalya’yı sürgün yeri olarak görüyor. Öğretmenlerin maaşlarına zam yapılması ve çalışma koşullarının iyileştirilmesi adına bir adım atılması gerektiğini ifade ederken, Eğitim-İş Sendikası 25 Kasım Cumartesi Günü Ankara’da büyük bir eylem düzenleyecek. 24 Kasım’da yapılacak yerel basın açıklamaları sonrası Ankara’da buluşacak olan eğitim emekçileri hakları için ses yükseltecek.

“EMEKÇİLER HAYATTA KALMAYA ÇALIŞIYOR”

Konuyla ilgili açıklama yapan Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, “Bizler geleceğin mimarı, eğitimin dinamosu olan eğitim emekçileriyiz. Birilerinin hiç dilinden düşürmediği o Yeni Türkiye’nin görmezden gelinenleri, sefalete itilenleri, itibarı ve hakları yok sayılanlarız. Ve bugün burada bıçağın kemiğe dayanmakla kalmadığını artık kesmeye başladığını haykırmak, ‘Geçinemiyoruz, barınamıyoruz, yaşayamıyoruz’ demek için buradayız.  İktidarın öncelikleri ile ülkenin ve yurttaşların ihtiyaçları arasındaki makas her geçen gün açılmakta, göz göre göre ekonomik buhrana sürüklenen ülkemiz, çalışan kesim için bir hayatta kalma yarışmasının platformuna dönüştürülmektedir. Memur ve memur emeklisinin 2024 ve 2025’te alacağı ücretlerin belirlendiği 7. Dönem Toplu sözleşmesi, ülkemizde her şey durmadan pahalanırken insan emeğinin günden güne ne kadar ucuzlaştırıldığının, kamu emekçisinin yöneticiler gözünde ne denli kıymetsiz olduğunun göstergesi olmuştur” dedi.

“HAKLARIMIZ GASP EDİLDİ”

Başkan Sadık Acar, “TÜİK’in paralel evrendeki Türkiye’ye bakarak belirlediği enflasyon oranları, tokların doluşup açların kaderine karar verdiği görüşme masası, kapalı kapılar ardında toplantılar, sarı sendikaların mikrofonlar önünde dostlar muhalefette görsün tadında göstermelik itirazları, yapısı nedeniyle zaten adil olması beklenemeyecek olan Kamu Hakem Heyeti’nin devreye girmesi derken müzakere değil müsamere yapılmıştır ve perde, kamu emekçisine sefalet kararıyla kapanmıştır. Onca büyük laf, onca vaat, onca beklentinin ardından bu sürecin sonunda yine hükümetin utanç verici zam teklifinin kabul edilmesi, ortada alın terimiz için bir görüşme değil bir dayatma olduğunu bir kez daha ortaya koymuştur. Belirlenen zam teklifi, hem bugünün gerçek enflasyon rakamlarının, hem de Merkez Bankası’nın önümüzdeki yıl için açıkladığı ve yine kim bilir kaç kez revize ederek yukarıya çekeceği iyimser enflasyon rakamlarının dahi altında kalmıştır. TİS sürecinde anlaşma sağlanan maddeler bile şeffaf biçimde bizlere aktarılmamış ve hatta geçen TİS dönemlerinden kalan bazı kazanımlar yeniymiş gibi soslanmıştır. Sadece insanlık onuruna yakışır bir ücret değil, insanlık onuruna yaraşır koşullarda çalışma hakkımız da gasp edilmiştir” diye konuştu.

 “EĞİTİM GERİCİLEŞEMEZ”

Başkan Sadık Acar, “Eğitim emekçileri borç içinde, borçla borç çeviremez halde. Nefes alamaz, yaşayamaz, yaşatamaz halde. Gerçekler budur ve bu gerçekler değişmek zorundadır; Değiştireceğiz! Bu duruma çözüm üretmekle yükümlü olan Milli Eğitim Bakanlığı ise tüm bunları beyaz önlük gibi dayatmalarla, yeni model mülakatlarla ve süslü açıklamalarla geçiştiriyor. Öğretmenlerin seminerlerini bile onları mağdur etmeyecek şekilde programlayamayan, bakandan bakana çelişen açıklamalar yapan bir eğitim yönetimi ile karşı karşıyayız. Okulların tatil kararın için bile eğitimin bileşenlerine danışmayı bırakın, önceden haber vermeye bile zahmet etmeyen bir eğitim yönetimi kabul edilemez. Eğitim, sadece eğitimcilerle verilebilecek dünyanın en kritik işlerinden biriyken okullara pedagoji bilmeyen ve kim olduğu bilinmeyen din adamlarını doldurmanın yöntemi olan ÇEDES gibi protokoller kabul edilemez. Eğitimi daha da gericileştirmek için temel araç haline getirilen ve onlarca yardımcı kitapla bile yamanamayan müfredat ile ilgili özeleştiri vermek yerine hala tutarsız açıklamalar yapan bir eğitim yönetimi kabul edilemez. Son 2 yıldaki LGS ve YKS bize ne gösterdi: Bu ülkenin gençlerine Türkçe’yi bile öğretmekten aciz bir eğitim sistemimiz var. Öğrenciler eğitim göremiyor, eğitimciler yaşayamıyor; öyle bir eğitim atmosferi oluşturuldu ki tarikatlardan başka kimsenin yüzü gülemiyor. Bu kabul edilemez! Ülkedeki bu ağır ekonomik şartlara, sosyal devlet icraatlarının azlığına rağmen bin bir zorlukla üniversite okumaya çalışan gençlerimize yeteri kadar barınacak yurt dahi yapmamak, bu yolla onları cezaevi hücresi gibi odalara, tarikat yuvalarına, potansiyel tabut olan asansörlere, kurtlu yemeklere mahkum etmek kabul edilemez. Etmedik, etmiyoruz! Eğitim-İş olarak bizleri sefalete sürükleyen TİS açıklanır açıklanmaz tepki göstermiş, okullarda ve işyerlerimizden seslenerek bu rezaleti kabul etmeyeceğimizi söylemiştik. 15 Eylül’de yaptığımız bordro eylemlerinde, ülkenin geleceğinin mimarı olan eğitim emekçilerine verilen ücretlerin ne kadar trajikomik olduğunu belgeleriyle göstermiştik. Tüm illerde stantlar ve sembolik çadırlar kurarak, broşürler dağıtarak sesimizi duyurduk. Ülkenin her alanını olduğu gibi eğitimi de sarmalayan gerici, antidemokratik tavra karşı, mesleki onurumuza, demokratik hak ve taleplerimize, çocuklarımızın laik, bilimsel, demokratik, parasız ve eşit eğitim hakkına sahip çıkmak için mücadelemizi ve sesimizi büyütüyoruz” dedi.

“ÇEDES PROJESİ LAİKLİĞİ HEDEF ALIYOR”

Başkan Acar, “Dernek ve vakıf maskesi takan gerici yapılarla imzalanan protokollere; eğitim bilimine, pedagojiye, laik ve bilimsel eğitime taban tabana zıt, eğitim ve öğretim birliğine ve yasalarımıza açıkça aykırı olan ÇEDES ve benzeri projelere karşı “çocukları korumak vatanı korumaktır” şiarıyla hareket etmeye devam ediyoruz. Eğitime ve çocuklarımıza sahip çıkıyoruz. Şimdi Kasım ayında eylemlerimizle hız verdik: İlk 3 gün işyerlerimize kokartlarla giderek halimizi de taleplerimizi de görünür kıldık. Artık bölge eylemleri yaparak yurdun dört bir yanında eğitim emekçilerine, demokratik kitle örgütlerine ve duyarlı yurttaşlara sesleniyoruz. Bu eylemlilik sürecimizin en önemli 2 durağı ise 24 Kasım ve 25 Kasım olacaktır. 24 Kasım Öğretmenler Günü’nde, okullarımızda öğrencilerimizle olmak, tebrikleri almak yerine üretimden gelen gücümüzü kullanarak iş bırakacağız. Tüm illerde Atatürk heykellerinin, büstlerinin olduğu alanlarda Başöğretmenimize saygımızı sunacak ancak öğretmenliği ayaklar altına almaya çalışan yöneticilerin riyakarca tebriklerini reddedeceğiz. Eğitimi gerici ve piyasacı hale getiren, eğitim emekçisinin haklarına ve itibarına sistematik biçimde saldırılarda bulunan, yılın 364 günü eğitim emekçisini görmezden gelen yöneticilerin yılın bir günü sıralayacağı sahte övgülere karnımız tok. Hatta kuşa çevrilen alım gücümüz nedeniyle karnımızın tok olduğu tek alan da bu” İfadelerini kullandı.

bu kadar geri plana atmış şekilde giremez. Gelin, birlikte değiştirelim!” diyerek açıklamasını tamamladı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *
Adnan Beker Akşener'i hedef aldı

Adnan Beker Akşener'i hedef aldı