“NE dersin, ne
söylersin? Göz açıp gördüğüm, gönül verip sevdiğim, tatlı damak verip
soruşturduğum, bir yastıkta baş koyup emiştiğim… Karşı yatan kara dağları
senden sonra ben neylerim, yaylayacak olsam benim mezarım olsun;soğuk soğuk
suların, içecek olsam benim kanım olsun; altın akçanı harcayacak olsam benim
kefenim olsun; tavla tavla şahbaz atın binecek olsam benim tabutum olsun;
senden sonra bir yiğidi sevip varsam, birlikte yatsam ala yılan olup beni
soksun; senin o muhannet anan baban bir canda ne var ki sana kıyamamışlar; arş
tanık olsun,yer tanık olsun, gök tanık olsun kürsi tanık olsun Kadir Tanrı
tanık olsun benim canım senin canına kurban olsun!” şiirini bir Türk kadını
kocasına söylüyor, o kadar sade söylüyor. Övünmüyor, övünmeye lüzum görmüyor. *
ERKEK EN önemli tip Dede Korkut’tur. Göktürkler zamanından beri Hakan’ların
yanında bulunup yol yordam gösteren, Irkıl Ata olup ‘ata’lığını yapan, Oğuz
destanlarına giren bilgili, ak saçlı, ak sakallı, tarihin canlı mümessili olan
Türk; bu hikâyelerde de duasını yapan, ‘yöm veren’ Oğuzname düzen, en sıkışık
zamanlarda yol göstericilik yapan, en yerine getirilemez işleri yapmak için
hayatını ortaya koyan(sf.38), bazen keramet gösteren(sf.39) bir ozanlar
başıdır. Eşsiz Türk zekâsının doğurduğu zarif nükteleri de Dede Korkut’tan daha
zarifleşmiş, daha eşsizleşmiş olarak dinliyor, gülümsüyoruz (sf.39). KAM Han
Oğlu Han Bayundur, hemen hemen her hikayenin başında kendisinden bahsedilen;
“Ala sabah ala yerde dikildiğinde ak büyük evli, atlaslarla yapıldığında gök
sayvanlı, tavla tavla çekildiğinde şahbaz atlı, çağırıp dat verildiğinde yol
çavuşlu, yağ döküldüğünde bol nimetli, kalmış yiğit arkadaşı bize miskin umudu,
Emet suyunun aslanı, Karacuğun Kaplanı,” Devletli Handır. Tanrı’dan ayrılmaz
(sf.9), sık sık ziyafet verir (sf.9-32-89-103), sık sık Oğuz Beyleriyle sohbet
eder ünü büyük bir Türk büyüğüdür.(sf.90). DEDE Korkut’ta Han Bayundur’dan
sonra olgu Türk erkeklerine bir yeni tip daha karışır, Salur Kazan. Salur
Kazan’ın Evinin Yağmalanması hikâyesinde Salur Kazan şu yönüyle dikkat çeker
(sf.19). Bir Türk erkeğine verilebilecek her türlü unvan kendisine yaraşır
(sf.25), yiğitliğine leke kondurmak istemeyen asil bir gurura sahiptir (sf.25).
Atından inip bir çobanı alnından öpecek kadar mütevazıdir (sf.28. Anası uğruna
düşmana her şeyini bağışlamaktan kaçınmayan bir evlattır (sf.31). Her Türk gibi
kaçanı kovmayan, aman diyeni bağışlayan bir ruha sahiptir (sf.56). Milletinin
geleceğini düşünen, oğluna istikbal hazırlaması bakımından bizzat öğretmenlik
yapan bir babadır (sf.58). Salur Kazan Tutsak Olup Oğlu Uruz’un Çıkarması
hikayesinde 8sf.121) soğukkanlı, ve mizah yapan bir yiğit, hazırcevaplığı ve
yaptığı kelime oyunlarıyla (tutsakken bile) kafirleri ürperten; bir harp
hilesiyle o kadar kişinin önünde korkmadan kafir öldüren (sf.121-122-126),
olanca yiğitliğini saydıktan sonra ne kadar sakin davrandığını ifade edip
tevazu gösteren (sf.123) büyük bir insandır.
DEDE KORKUT (4)
Tayyar ÜNAL
Yorumlar