Emekli, memur, işçi, çiftçi, öğrenci, sanayici ya da işveren
kimin tuzu kuru ki! Mutlu azınlık dışında açlık, yokluk, yoksulluk, işsizlik
tırmanıyor. Keşke her şey Türkiye
İstatistik Kurumu’nun rakamlarındaki gibi olsa. İşsizlik daralsa…
Maalesef hayaller güzel, gerçekler acı. İşte pandemiyi en ağır yaşayanlardan turizm işçileri zaten zor olan
sektörlerindeki pandemi sonrası durumu aktarıp Ankara’ya ses duyurmaya
çalıştılar…
İtalya'da binlerce restoran sahibinin, yeni tip koronavirüs
(Covid-19) önlemlerine karşı başlattığı ‘’sivil
itaatsizlik hareketinin” İzmir’e sıçramasından aldıkları güçle seslerini
duyurmak istediler…
Kafeler, restoranlar, barlar kapalıyken turizm sezonundan
endişelerini dile getirip askıdaki turizm işçisinin sorunlarının nasıl
çözüleceğini dile getirdiler…
Önerilerini sundular,
tüm turizm işçileri adına ve örgütlenme çağrısı yaptılar…
Biz de seslerini duyurmak için köşemizi ve manşetimizi bugün
onlara ayırdık. Diliyoruz ki uzaya çıkma projeleri ya da sanal gündeme kurban
gitmez, bu ses…
Manşetlerden ‘markete
tok gidin’ uyarıları yapanların yer vermeyeceği bu sesi, yetkililer mutlaka
duymalı ki emekçinin tüpü dolsun, tenceresi kaynasın, askıda kalmasın…
Sezonda çalışıp sezon
dışı kapıya konulmasın…
Sigortalı, güvenceli
olsun 12 ay…
Gelelim İtalya’dan Türkiye’ye sıçrayan sivil itaatsizliğe.
Antalya’ya da sıçrar mı bilinmez ama İzmir Karşıyaka’daki Girit Adası Et ve
Balık Evi, ‘’Yakında kaybedecek hiçbir
şeyimiz kalmayacak’’ diyerek 1 Mart’ta açılacağını duyurdu…
Bence bu çıkışa da destek olunmalı, bu işletme yalnız
bırakılmalı…
Tedbirler ve
önlemlerle işletmeler açılmalı. Sektör çalışanları açılmalı. Nasıl ki kamuda ve
toplu ulaşımda HES kodu ile hizmet alınıyorsa, buralarda da HES koduyla hizmete
başlanmalı…
Bakın ünlü, ünsüz
restoran, kafeler kapalı. Her işletme paket servise uygun değil. Çorbayı, sıcak
yemeği paket servise soktuğunda pide, lahmacun, dürüm ya da kebapla yarışamaz…
Sonra balık restoranın paketi mi olur?
Yapmayın, kıymayın insanlara. Biraz vicdan…
Sektörün takati
kalmadı. Bakmayın siz durum basın için de aynı. Daralan ekonominim en çok
vurduğu da demokrasinin olmazsa olmazı basın. Özellikle muhalif basın. Zaten
siyasi iklimde ambargolarla yaşamaya çalışan muhalif basının da nefesi
maskelendi…
Hani araya sıkıştırayım dedim…
Dayanışma yaşatır…
Herkes için, hepimiz için…