Devalüasyon hızlanırken "çok üzülüyorum," dedi Bursa'lı arkadaş...
Oysa bunlar en iyi günlerimizdir...Turbun (belanın) büyüğü heybeden henüz, daha çıkmadı!
Maliye Bakanlığına getirilen Mehmet Şimşek'in hazine kasasıyla ilgili en güncel veriler kendisine gösterildiğinde "Durumumuzun bu kadar kötü olduğunu tahmin edemezdim," dediği çok yaygın bir iddiadır!
Herhalde tüm ekonomik ihtiyaçları AKP tarafından karşılanan biriyse şöyle diyor: "Dolar 100 TL olacakmış? Gölgesinda barınacak bir bayrağım ve devletim var benim!"
Dinlerin paradoksları, çelişkileri :
Müslümana Yahudiye domuz yemek yasak, Hıristiyana domuz yemek serbest...Müslümanın Yahudinin Tanrısı domuzları seviyor ve domuzları korumuş...Müslüman ve Yahudi sünnet olur, Hıristiyanlar genelde olmaz...
Kemal Beye eleştiriler haksız,adaletsiz ve sağanak halinde!
Çünkü cezaevine atılacağım ve tazminata mahkum olacağım korkusuyla, kaygısıyla kimse hükümeti en ufak bir şekilde eleştirmeye cesaret edemiyor...Herkes sağanak halinde Kemal Beye terbiye ve saygı sınırlarının çok ötesinde, hatta hakaret düzeyinde, eleştiriler yöneltiyor...Adaletsiz, haksız, orantısız eleştirilerle Kemal Bey ne yazık ki bombardıman ediliyor...
Ekonomik enkazın faturası yoksullara kesildi bile...Her zaman "itibardan tasarruf olmaz" zihniyetine sahip kodamanların, egemenlerin, süper zenginlerin, yandaşların, liyakatsiz yöneticilerin hatalarının yol açtığı yüklü ekonomik faturalar,israf, yanlış yatırımlar, naylon faturalar, haksız kazançlar yoksulların hesabına yazılıyor...Bugünde ne yazık ki aynı şeyleri yaşıyoruz...
Öngörüm: ben o günleri göremem, ancak tatlılar, pastalar, her türlü şekerli gıda ürünleri yakın gelecekte, günün birinde eroin, bonzai, kokain, met gibi öldürücü uyuşturucular kategorisine alınıp, insan sağlığına verdiği binbir türlü zarardan dolayı ve dünya halklarının sağlık bütçelerinin rekorlar kırmasına yol açtığından yasaklanacaktır...
Almanya'nın, İngiltere'nin çöplerinin yollandığı ülke Türkiye'dir! Bu çöpleri imha etmemiz için bir para ödeniyor ve çöpler Türkiye'ye yollanıyor...Bu çöpleri Türkiye'de imha ederek topraklarımızı zehirliyoruz...Bu da az gelişmiş, hatta gelişmemiş ülke olduğumuzun en güçlü kanıtıdır...
Yakın gelecekte bazı illerde Suriyeliler nüfus çoğunluğuna ulaşacak...Bunlar Suriye'ye katılmak için iç savaş çıkarabilecek bir noktaya gelecek...Geçmişte Osmanlı Yunan, Arap, Ermeni ayaklanmalarıyla çok uğraşmıştı...
Enflasyon denilen felaket (en ağır vergidir) istatistik rakamlarına makyaj yaparak, enflasyon ölçüm paketine 19. yüzyılın ihtiyaç malzemesi, ürünü nal çivisi de koysanız, reel olarak düşebilecek bir şey değildir...Enflasyon fakirden çalıp zengine aktarma yöntemidir...Enflasyon yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapma yöntemidir...
Aynı parti yönetimiyle 2002'den bugüne yola devam ediyoruz...Bunun bir anlamı var: Yoksulluğa razı olan bir bir yüzde 52 var...Halinden, sosyal yardım alarak , boğaz tokluğuna, yaşamaktan fazlasıyla memnun bir kitle...
Bizans'ın son günlerinde meleklerin cinsiyetleri hararetli olarak tartışılmıştı diyen tarihçiler var...Bizde günümüzde akıl sağlığına zarar verebilecek tartışmalar yapıyoruz...
Cumhur ittifakında bir partide bir zamanlar yöneticilik yapan günümüzün her tarakta bezi olan bir tüccarı, girişimcisi, bana şöyle dedi:
"Çalıştırdığım bir adam adam aç gözlü, paraya doymuyor...Adamın 7 kiracısından gelirleri var ve yine de gelip yanımda para kazanmaya çalışıyor...Ben işe gerçekten ihtiyacı olana, gerçekten paraya ihtiyacı olana işvermeye çalışıyorum..."
Yazımın kültür sanat bonusudur:
1958'de ve 1972'de Türk sinemasının yağmaladığı filmlerden biridir; "City Lights" (1931) ...
Türk sineması Aydın Arakon, Metin Erksan, Muammer Çubukçu, Memduh Ün, Atıf Yılmaz, Ertem Göreç, Bülent Oran'dan kurulu bir senaryo ekibi kurarak "City Lights"ı yağmalar...Filmin adını da "Üç Arkadaş" koyar...
Gold Digger: The Outrageous Life and Times of Peggy Hopkins Joyce (2000; Constance Rosenblum), Secret Lives of Great Filmmakers (2009; Robert Schnakenberg) , Charlie Chaplin (2014; Peter Ackroyd), Einstein: His Life and Universe (2007; Yazan: Walter Isaacson), Churchill: A Life (1991; Martin Gilbert) gibi kitaplarda "City Lights" adlı başyapıtın yapım sürecinde Hollywood'da neler yaşandığı konu edildi:
Charles Chaplin'i 20 Eylül 1929'da Hollywood'daki evinde ve "City Lights" filminin setinde ziyaret eden Winston Churchill eğer Chaplin Napoleon'u canlandıracaksa "Genç Napoleon" filminin senaryosunu yazmaya talip oldu...
Churchill geniş ailesinin maddi ihtiyaçları için yeni gelir kaynağı bulmaya çalışmaktaydı...
Churchill "Chaplin harika komedyen, siyasette Komünist, sohbeti keyif verici" dedi...
31 Aralık 1927'den 22 Ocak 1931'e kadar üzerinde çalışılan "City Lights" Chaplin bir sahneyi Stanley Kubrick gibi 127 kez çekebildiğinden o dönem için korkunç bir yapım maliyetine ulaştı: 1,5 milyon dolar...
Joseph Kennedy ve Chaplin Wall Street borsasının altüst olacağını tahmin edip 29 Ekim 1929 büyük borsa çöküşünden hemen önce borsadaki hisse senetlerini satarak mali iflastan kurtulmuştu...Oysa Churchill bunu yapmadığından Wall Street borsasında büyük para kaybetti...
Chaplin'in Summit Drive'daki evinde düzenlenen bir grup seks partisinde Chaplin ve Luis Bunuel dahil beş erkek ve üç seks işçisi bir araya gelmiştir...Chaplin profesyonel seks işçilerine çok düşkündü...
Chaplin'in ikinci eşi Lita Grey (1908-1995) Nabokov'un "Lolita" romanındaki "Lolita" karakterinin esin kaynağıydı, Grey "The Kid" ve "The Gold Rush" gibi Chaplin filmlerinde rol almıştı...
Chaplin bir çeşit pedofili hastasıydı... Çok küçük yaştaki kız
çocuklarıyla cinsel olarak ilgileniyordu...
Eşcinsel Rus yönetmen Sergei Einstein de Chaplin'in Summit Drive'daki evinde konuk edilmişti...
Beş süper zenginle evlenmeyi başaran servet avcısı oyuncu Peggy Hopkins Joyce (1893-1957) ne yapar eder dünyanın en zengin erkekleriyle evlenmenin yolunu bulurdu...Hatta 500.000 dolar vermeyen onun yatağına giremezdi...Peggy Charles Chaplin'le tanıştığında Chaplin'e "Cinsel organın en az Rasputin'inki kadar hatta bir atın kadar büyükmüş onu hemen görebilir miyim? " demişti!
Elsa ve Albert Einstein'ın "City Lights"ın ilk gece gösterimine katılmasıyla birlikte test gösteriminde çok az kişinin beğendiği bu film tüm sinema tarihinin, son 90 yılın, sinema seyircileri ve film eleştirmenleri tarafından en çok beğenilen filmleri arasında seçkin bir yer edindi...
Ocak 1931'de Albert Einstein Universal Film Stüdyolarını gezerken Charlie Chaplin'le tanışmak istediğini söyleyince Stüdyo'nun patronu Chaplin'i aradı ve Chaplin'i bir öğle yemeğinde Albert Einstein ve eşi Elsa'yla buluşturdu...
Ocak 1931'de Chaplin Los Angeles Tower Sineması'nda "City Lights" için bir test gösterimi düzenledi ve bu gösterimde film çok az kişi tarafından beğenilerek Chaplin'in çok ama çok üzülmesine yol açtı...
30 Ocak 1931 Cuma gecesi Los Angeles'ta Chaplin'in "City Lights" filminin ilk gösteriminde Einstein çifti kırmızı halıda Chaplin'in onur konuğu oldu...Chaplin Einstein'a sinema salonu önünde toplanan büyük kalabalığı göstererek şöyle dedi:
"Bu kalabalık beni anladıkları için, seni de anlamadıkları için alkışlıyor!" 30 Ocak gecesi "City Lights" olağanüstü bir beğeni topladı...
New York George M. Cohan Sineması'ndaki New York ilk gösteriminde ve 27 Şubat'ta Londra'daki Dominion Sineması'ndaki Londra ilk gösteriminde de "City Lights" çok beğenildi...
Mustafa Kemal Atatürk 6 Şubat 1931 Cuma günü Türkiye sinemalarında gösterilmeye başlanan "City Lights"ı 18 Mayıs 1931 Pazartesi gecesi Ankara Yeni Sinema'da seyretti...Bu filmi çok beğenen Atatürk "Chaplin ve meslekdaşları olan filmciler dünyanın büyük adamları.İnsanlığın ilerlemesine yardımcı oluyorlar" dedi...