***Türkiye'de kurulu düzen birkaç milyon insanın ülkenin tüm zenginliklerini sömürmesi yaklaşık 80 milyon insanın ise bu zenginliklerin hiçbirinden yararlanamaması üzerine kurulmuştur... Bu düzenin adı da oligarşidir... En azından ben böyle düşünüyorum... Lübnan, Filipinler, Arjantin, Venezuela, Rusya, Pakistan, İran, Afganistan, Brezilya, Meksika, Mısır gibi ülkelerle ne yazık ki aynı kategorideyiz; Olanda kamyonla para var olmayandaysa kuruş yok!

***Halktan toplanan vergiler akılcı şekilde harcanmıyorsa, israf ediliyorsa, yoksul,işsiz ,evsiz,mutsuz sayısı azalmaz... Türkiye'de Camiye değil üretim, sanayi tesislerine, fabrikalara ihtiyaç var... Cami, mescit, imam hatip, ilahiyat fakültesi, kuran kursu, imam, vaiz, ilahiyatçı fazlası var!  

***İYİ Parti Lideri Akşener, Türkiye'deki mevcut Suriyelilerin aynı hızla doğurması sonucu 31 yıl sonra ülkedeki tahmini Suriyeli sayısını açıkladı. Meral Akşener: Türkiye'de doğumlarla 2053 yılında 35 milyon Suriyeli olacak...

***Yabancı uyrukluların her geçen saniye Türkiye'de büyük bir iştahla ve gözü doymazca gayrimenkul satın alması 19. ve 20. yüzyılda Filistin halkının topraklarını dünyanın dört bir yanından gelen zenginlere satarak 21. yüzyılın başında evsiz, yurtsuz kalmasını hatırlattı...Şu anda Türkiye'de T.C. vatandaşları aylık ev kira fiyatlarının aylık asgari ücreti bile geride bıraktığını bizzat yaşıyor! 

Kanada gibi ülkeler kendi vatandaşlarının  evsiz kalmaması (sokakta kalmaması) için yabancı ülke vatandaşlarının konut edinme iştahlarına kısıtlama ya da yasaklama getiriyor...


***Cumhuriyet’ten Şehriban Kıraç’ın haberine göre,  yabancılar 9.5 yılda Türkiye’de 314 bin 310 konut satın aldı. Buna göre 2013-2022 yılları arasında satılan her 1000 konutun 25’ini yabancılar aldı.En çok konut alanlar ise Irak, İran, Rusya ve Suudi Arabistan vatandaşlarından oluştu. Yabancıların en çok tercih ettiği kentler İstanbul ve Antalya oldu. 2013-2022 döneminde yabancılar İstanbul’da 125 bin 179 konut, Antalya’da ise 74 bin 65 konut satın aldı. İstanbul’un en değerli gayrimenkulü olan Vaniköy, Kandilli, Anadoluhisarı, Bebek ve Yeniköy’deki iki kıta manzaralı yalılar Dubai, Katar ve Kuveytli zenginlere satıldı.İstanbul boğazındaki 622 yalının fiyatları 20 ila 30 milyon dolara kadar çıkabiliyor... Yalıların yer aldığı bölgeler; Vaniköy, Kandilli, Anadolu Hisarı, Bebek ve Yeniköy mahalleleri.Öte yandan Araplar ve Azerilerin boğaz manzaralı daire ve villalara da talebinin arttığı belirtiliyor.

***Son dönemde çok sayıda Suriyeli ve Afgan’ın Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına alındığı konuşulurken, bu geçiş kendini Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) kuralarında gösterdi. Başvuru şartı olarak T.C. vatandaşlığının ve 1 yıllık ikametin yeterli olduğu kuralara katılımda, son birkaç yılda vatandaşlık alan kişilerin yoğun başvurusu sonuçlara yansımaya başladı.

Sözcü’den Özlem Ermiş Beyhan'ın haberine göre  göre, son olarak geçen ay yapılan İstanbul Kayabaşı 3. ve 4. Etap evlerinin kuralarında 3 artı 1 dairelerden kazanan yaklaşık 500 talihli içinde yabancı isimler dikkati çekti.

Kurayı kazanamayan bir vatandaş, “Önce, ‘kazanamadım ama neyse ki bu daireler ağırlıklı olarak ev sahibi olmayan şehit ve gazi yakınlarına gidiyor' diye düşündüm. Sonra listedeki isimleri görünce bunca vatandaşımız evsiz barksızken sonradan vatandaşlığa geçenlerin bu hakkı kazandığını görmüş oldum” dedi.

TOKİ'nin büyük konut açığı olan İstanbul için kura çekimi yaptığı bir diğer proje de Sancaktepe projesi. Proje, yurt dışında ikamet eden T.C. vatandaşlarına özel yapılması ile “neden dövizle kazananlara özel proje yapılıyor” tepkisi çekmişti. Yüzde 30 peşinatla 8.342 Lira taksitle 120 aya varan vade ile ev sahibi yapan projenin kurasını kazananlar arasında da yine yabancı isimler var.

TOKİ’nin kurasından Suriyeliler çıktı

T.C. vatandaşlığına geçişteki artış kendini TOKİ kuralarında da gösteriyor. Lama Hamaideh, Ammar Abdulazim, Abdulkader Mohammad, Kayabaşı kurasını kazananlar arasında...

Son dönemde çok sayıda başta Suriyeli ve Afgan'ın TC vatandaşlığına alındığı biliniyor. Bu gelişme sadece sokaklarda, tabelalarda, menülerde değil Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına, özellikle engelli ve şehit-gazi yakınlarına konut edindirme amacı güden Toplu Konut İdaresi Başkanlığı (TOKİ) tarafından gerçekleştirilen kura sonuçlarında da kendini gösteriyor. Başvuru şartı olarak TC vatandaşlığının ve 1 yıllık ikametin yeterli olduğu kuralara katılımda, son birkaç yılda vatandaşlık alan kişilerin yoğun başvurusu sonuçlara da yansımaya başladı.

Son olarak geçen ay yapılan İstanbul Kayabaşı 3. ve 4. Etap evlerinin kuralarında 3 artı 1 dairelerden kazanan yaklaşık 500 talihli içinde, Lama Hamaideh, Muhammed Ammar Abdulazim, Abdulkader Mohammad gibi isimler dikkat çekti. 

Kurayı kazanamayan bir vatandaş, “Önce, ‘kazanamadım ama neyse ki bu daireler ağırlıklı olarak ev sahibi olmayan şehit ve gazi yakınlarına gidiyor' diye düşündüm.Sonra listedeki isimleri görünce bunca vatandaşımız evsiz barksızken sonradan vatandaşlığa geçenlerin bu hakkı kazandığını görmüş oldum” dedi.

TOKİ, 50 bin sosyal konut projesi kapsamında Başakşehir Kayabaşı 3. ve 4. etap konu projesinde ; 2 oda 1 salon 482 adet ve 3 oda 1 salon 524 adet konutu satışa çıkardı. Kura çekiminde belirlenen hak sahipleri 240'a varan vadelerde ev sahibi olabilecek. 

TOKİ Abdulmajid Alkaddah’a İstanbul’da konut yapıyor...

TOKİ'nin büyük konut açığı olan İstanbul için kura çekimi yaptığı bir diğer proje de Sancaktepe projesi. Proje, yurt dışında ikamet eden TC vatandaşlarına özel yapılması ile “Neden dövizle kazananlara özel proje yapılıyor” tepkisi çekmişti. Yüzde 30 peşinatla 8.342 lira taksitle 120 aya varan vade ile ev sahibi yapan projenin kurasını kazananlar arasında da Abdalhaki Sadaki, Abdulmajid Alkaddah, Abdelkader Benkhaled gibi isimler var.


***Dünyadaki fındığın % 70'i Türkiye'de üretiliyor. Biz fındıktan yılda 2,5 milyar dolar kazanıyoruz. Bir tane İtalyan firması (Ferrero) bizim fındıklarımızı işliyor, yılda 10 milyar dolar kazanıyor.1946 yılında kurulan ve yaklaşık 30 bin kişinin çalıştığı Ferrero, dünyanın üçüncü büyük çikolata ürünleri imalatçısı olarak biliniyor.   

***Kaçıp kurtulmak istenen ülkeler sınıfına düştük!   

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu Moody's’, Türkiye’nin kredi notunu B3’e düşürmüştü. Türkiye ile aynı B3 notuna sahip diğer ülkeler: Bosna Hersek• Kırgızistan• Moldova• Moğolistan• Nikaragua• Nijer• Pakistan• Svaziland• Tacikistan

***20 milyon kişi, kredi kartı borcunun tamamını ödeyemiyor.

36 milyon kredi kartının limiti dönem bitmeden dolmaktadır.

Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “36 milyon kredi kartının limiti dönem bitmeden dolmaktadır. Semt pazarlarında dahi kredi kartı kullanımının arttığı tespit edildi" dedi.

Deniz, 20 milyon kişinin kredi kartı borcunu kısmi olarak ödediğini söyledi. 

Tüketici Birliği Federasyonu'nun, ‘Cüzdanımızda Ne Var?’ başlıklı temmuz ayı raporu yayımlandı. Araştırmaya göre, tüketicilerin yüzde 33’ü kredi kart hesap özetinin tamamını ödeyemiyor. Borcunu öteleyen tüketiciler 20 milyonu bulurken üç aydır bu sayıda artış yaşanıyor. Geçen ay yapılan araştırma sonuçlarını değerlendiren Tüketici Birliği Federasyonu Genel Başkanı Mehmet Bülent Deniz, “36 milyon kredi kartının limiti dönem bitmeden dolmaktadır. Semt pazarlarında dahi kredi kartı kullanımının arttığı tespit edildi. Bu sonuç, kredi kartı harcamalarının büyük oranda tüketicinin yaşamını sürdürmesi için zorunlu olarak satın almak zorunda olduğu kalemlerde gerçekleştiğini ortaya koyuyor. Geçen hafta Cumhurbaşkanlığı kabine toplantısında konunun ele alınacağı duyurulmuş, ancak toplantı sonrası açıklama yapılmamıştır” dedi.  

Acil önlem uyarısı yapan Deniz, aksi takdirde yasal takipte olan 750 bin tüketiciye, milyonlarca kişinin eklenmesinin kaçınılmaz olacağına dikkat çekti. Deniz, yasal takip süresinin 90 günden salgın dönemindeki gibi 180 güne veya daha fazla süreye çıkarılması, yasal takibe düşen kredi kartı borçlarının yanı sıra hesap özeti kısmi olarak ödenerek ötelenen borçlara da yapılandırma olanağı getirilmesi çağrısı yaptı.

***Sözcü'den Başak Kaya'nın haberine göre Mahkemelerdeki icra dosyaları 24 milyonu aştı...2002 yılında 8 milyon icra dosyası bulunuyordu. Artık vatandaşın muhtarlıklara gelen icra tebligatlarını bile almaya gitmediğini söyleyen CHP İstanbul Milletvekili Gürsel Tekin, “Çünkü ödeyemiyorlar. İktidar ise izliyor, hiçbir önlem almıyor. Büyük bir borç krizi adım adım geliyor” diye konuştu.


***İllerin borç haritası: Konya kart batağında; Hakkâri bankaların takibinde...

81 ilde kredi kartlarında ortalama artış hızı yüzde 85 oldu...

Yüksek enflasyon nedeniyle reel ücretlerde ve satın alma gücünde yaşanan dramatik düşüş milyonlarca vatandaşı daha fazla borçlanmaya itiyor. En temel harcamaların bile kredi kartları, krediler ve ek hesaplarla karşılanması banka borçlarında ciddi bir artışa yol açtı. Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu'nun (BDDK) ikinci çeyrek Fintürk verileri banka borçlarının 81 ildeki hızlı artışını ortaya koydu. Kredi kartı harcamaları 12 ayda yüzde 70.5, kredili mevduat hesapları (KMH) yüzde 62.3 artarken, ihtiyaç kredilerinde ise 28.6 oranında artış görüldü. Verilere göre Haziran 2022 itibarıyla toplam kredi kartı harcamaları 284 milyar 801 milyon TL'ye ulaşırken, son bir yılda en hızlı artış gösteren il yüzde 107 ile Konya oldu.

Sözcü'den Mehtap Özcan Ertürk'ün haberine göre, hem pahalılık hem de alım gücünde azalma nedeniyle kullanımın artmasıyla 81 ilde kredi kartlarında ortalama artış hızı yüzde 85 oldu. Kartların hızlı artışı tüm illerde kendini gösterirken en düşük büyüme oranı yüzde 40.46 ile İstanbul'da gözlendi.Kredili mevduatlar 43 milyarı aştıFaizi yüksek olmasına karşın kullanımı artan kredili mevduat hesapları ise toplamda 43 milyar 648 milyar TL'ye yükseldi, KMH'ta en fazla artış gösteren il ise yüzde 87.77 büyümeyle Kilis oldu. 81 ilin ortalama artış hızı yüzde 64'ü bulan KMH'da en düşük artış gösteren il yüzde 42.93 ile Nevşehir oldu. 81 ilin ihtiyaç kredisi toplamı da haziran sonu itibarıyla 499 milyar 284 milyon TL olurken, ihtiyaç kredisinde ise en yüksek artış yüzde 36.26 ile İstanbul'da görüldü.Batık üç haneli büyüdü.

Borçluluk hızla büyürken, ödenemediği için takibe düşen kredilerin tutarı da BDDK'nın takibe atma esnekliğine rağmen hızla arttı. Haziran 2021 – Haziran 2022 tarihlerini kapsayan bir yılda takipteki bireysel krediler yüzde 57.7 artış gösterdi ve 20 milyar 765 milyon liraya ulaştı. BDDK verilerine göre Hakkâri’de takibe düşen alacak miktarı 2021 Haziran ayına göre yüzde 129.40 arttı, Şırnak'ta yüzde 122.49, Bingöl'de yüzde 113.57, Bayburt'ta yüzde 112.60, Van'da ise yüzde 110.45 artış yaşandı.Takipteki alacak artışında ise 7 ilde üç haneli büyüme yaşandı.

***Bu haber Türk turizminin kanaat önderlerine örnek olmalı: Yeni Zelanda Turizm Bakanı: Günde 10 dolar harcayıp, erişte yiyen turistleri hedeflemeyeceğiz!

Turizm Bakanı, daha önce de istedikleri turist grubunu "birinci sınıfta uçan, helikopter kiralayan ve lüks marketlerde yemek yiyen" kişiler olarak anlatmıştıYeni Zelanda Turizm Bakanı Stuart Nash, düşük bütçeli turistler yerine daha zengin turistleri hedefleyeceklerini söyledi. 

The Guardian gazetesindeki habere göre, Kasım 2020'den bu yana Turizm Bakanı olarak görev yapan Nash "Yüksek nitelikli turistleri hedefleyeceğiz. Sırt çantalıları da ağırlayacağız ama günde 10 dolar harcayıp, erişte yiyecek turistlere odaklanmayacağız" dedi.

Nash, 2020 yılında da benzer açıklamalar yapmıştı. Turizm Bakanı, hedefledikleri turist grubunu "birinci sınıfta uçan, helikopter kiralayan ve lüks marketlerde yemek yiyen" kişiler olarak nitelendirmişti. Nash, açıklamasının ardından "elitist" olmakla ve güncel trendleri yakalayamamakla eleştirilmişti. Düşük gelir grubu daha uzun süre kalıyorBirçok uzman ise daha zengin turistleri hedeflemenin hem iklim krizini derinleştirdiğini hem de ekonomik açıdan sanıldığı kadar avantajlı olmadığını belirtiyor. Yeni Zelanda'daki Otago Üniversitesi Turizm bölümünde profesör olan James Higham, zengin turistlerin turizm gelirine daha fazla katkı sağladığı yönünde bir kanıt görmediğini söyledi.Gemi gezisi için gelenlerin daha varlıklı insanlar olduğunu söyleyen Higham, turistlerin yüzde 9'unun gemiyle gelmesine rağmen ekonomik katkılarının yüzde 3 seviyesinde kaldığını ifade etti. Akademisyen,öğretim görevlisi, sırt çantalılar ve öğrenciler gibi düşük gelir grubundaki turistlerin, daha uzun süre kalmaya eğilimli olduğunu paylaştı.Covid-19 salgınından önce, Yeni Zelanda'nın gayri safi yurt içi hasılasının yüzde 9,3'ünü turizm gelirleri oluşturuyordu. 


***20 yılda toplanan 2,32 trilyon dolar verginin 590,5 milyarı faize gitti

Faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı 2001 yılında yüzde 92,3 ulaşırken, 2017’de yüzde 11’e kadar indi. 2019 yılında toplanan 673,3 milyar liralık verginin yüzde 14,9’u olan 100 milyar lirası faiz ödemelerine harcandı.

Devletin en önemli gelir kaynağı vergiler. Öyle ki 2017 yılında gelirlerin yüzde 92’sini vergiler, yüzde 8’ini vergi dışı normal gelirler oluşturdu. Verginin daha adaletli olması için tabana yayılması, büyük bölümünün gelir vergisi, kurumlar vergisi gibi vasıtasız vergilerden oluşması, servet vergilerinin ağırlığının artması gerekiyor. Buna karşın Türkiye’de verginin yüzde 66,8’i KDV, ÖTV gibi vasıtalı vergilerden, yüzde 29,9’u vasıtasız vergilerden oluşuyor.

Servet vergilerinin toplam vergi gelirleri içindeki oranı ise yok denecek düzeyde, sadece yüzde 3,3’de kalıyor.

Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nın 2000-2017 dönemi verilerine, Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın 2018-2019 bütçe gerçekleşmelerine göre, 2000 yılı dahil 2000-2019 dönemindeki 20 yılda, devlet cari fiyatlarla 5 trilyon 283,8 milyar lira vergi toplandı. Buna karşın faiz ödemelerinin toplamı 1 trilyon 72,4 milyar lirayı buldu.20 yıllık sürede vergi gelirlerinin GSYH’ye oranı yüzde 17,7 oldu. Bu dönemde vergi gelirlerinin yüzde 20,3’ü, bir diğer ifadeyle 5’te 1’i faize gitti.

Her yıl gerçekleşen vergi gelirlerini ve faiz ödemelerini Merkez Bankası ortalama döviz alış kurundan dolara çevirdiğimizde vatandaşların devlete 20 yılda 2 trilyon 320,4 milyar dolar vergi ödediği ortaya çıktı.Bu dönemde devletin ödediği faiz gideri ise 590,5 milyar doları buldu.

2019 yılı verilerine baktığımızda vergi gelirlerinin 673,3 milyar lirada kaldığını, faiz ödemelerinin ise 100 milyar lirayı bulduğunu görüyoruz. Buna göre, faizlerdeki düşüşe rağmen vergi gelirlerinin yüzde 14,9’e faiz ödemelerine gitti.

Tarihsel sürece baktığımızda, 2000 yılında 48,6 milyar dolar olan vergi gelirleri, 2001 kriziyle 37,3 milyar dolara indi. 2002’de 40,9 milyar dolara çıkan vergi gelirleri, TL’nin dolar karşısında değer kazanmasıyla 2007’de 120,2 milyar dolara ulaştı. 2013’de 175,9 milyar dolara kadar yükselen vergi gelirleri, 2016’de bir miktar artsa da bu tarihten sonra düşmeye başladı. 2017 yılında 150,7 milyar dolar olan vergi gelirleri, Nisan 2018’den sonra dolarda aşırı yükselme, ekonominin küçülmeye başlamasıyla 2018’de 129,1 milyar dolara, 2019 yılında ise 118,7 milyar dolara indi. Bu rakam, 2009’daki 113,9 milyar dolardan bu yana ki en düşük dolar bazında vergi geliri oldu.Faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı kriz yılı 2001’de yüzde 92,3’e kadar ulaştı. 2002 yılında yüzde 86,8 olan faiz ödemelerinin vergi gelirlerine oranı, 2017’de yüzde 11’e kadar indi. 2018’de yüzde 11,9’a yükselen bu oran, geçen yıl yüzde 14,9 ile 2013 yılından bu yana ki en yüksek rakama çıktı. 2013 yılında faiz giderlerinin vergi gelirlerine oranı yüzde 15,4 olmuştu.

 (18 Şubat 2020 tarihli Dünya Gazetesi 'nde yayınlanan Metin Türkyılmaz'ın haberi...)




***Ukrayna kolay yutulabilir lokma değil

 ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) Savunma Politikalarından Sorumlu Müsteşarı Colin Kahl, düzenlediği basın toplantısında, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal ettiği Şubat ayından bu yana 70 ile 80 bin arasında kayıp verdiğini tahmin ettiklerini belirtti.

Her yıl yaklaşık 2 trilyon (2.000.000.000.000) Amerikan doları dünya devletlerince savaş ya da savaşa hazırlık bütçesi olarak harcanıyor...Şimdi de Tayvan'ın Çin tarafından işgali olasılığı yükseldi...

Anlayacağınız dünyada yoksulluk, açlık, barınma, salgın hastalıklar, yerinden yurdundan olup yollara düşme sorunları hiç bitmeyecek...

Öte yanda Türkiye'nin hemen her alanda (enerjiden turizme) Rusya'ya fena halde bağımlı olması ve yumurtalarını tümüyle Rusya sepetine koyması kısa, orta ve uzun vadede her Türk vatandaşı için endişe kaynağı olmalı...

***Rusya'da yaşayan gazeteci Hasan Aksay T24'te şöyle yazdı

Artık en önemli örgüt NATO...Putin'in belki de en büyük hatasını yaparak başlattığı savaştan sonra, vaktiyle Macron'un "beyin ölümü gerçekleşti" dediği NATO güçlendi, üyelerini konsolide etti, yeni üyelere kucak açtı. Şimdi bakıyorum da artık BM, G-7, AB ve başka uluslararası örgüt ve toplulukların esamesi bile okunmuyor. Varsa yoksa NATO…Paktın yöneticileri bence bu "yeniden doğuş" için Rusya liderine ödül vermeyi düşünmeli.

***2003-2019 arasında Türkiye'de toplanan vergi 2 trilyon 150 milyar dolar...Bu sürede Türkiye'nin diğer ülkelerin önünde gittiği bir tek alan var: İnsansız hava araçları...Başka bir alanda dünya çapında bir başarı yok!