Bir insan öldüğünde, yalnızca bir insan gitmez. Eş, arkadaş, dost, kardeş, abla, çocuk, akraba da gider. Şu sıralar çok kayıplar veriyoruz, her birimiz. Kimimiz hastalıktan kimimiz ani sebeplerden kaybediyoruz yakınlarımızı. İşte biz de Başkaya Ailesi olarak öyle günlerden geçiyoruz. Geçtiğimiz Cuma günü Mustafa Abi’nin eşi, eşimin yengesi, benim eltimi kaybettik. Henüz 53’ündeydi, Kamuran Abla…
Yaşayacak çok günleri vardı. Olmadı. Bir hastalık mı aldı, bir yanlışlık mı oldu bilmiyorum ama her şeyin yolunda gittiği bir dönemde kalple başlayan çoklu organ yetmezliği onu çaldı aramızdan…
Konuşarak girdiği yoğun bakımdan, cansız bedenini aldık. O şimdi ebedi istirahatgahında. Ama herkesi yarım bıraktı…
Yaktı…
Mekanı ışık olsun, toprak sıkmasın…
Onu hep gülen yüzüyle hatırlayacağız…
Bizi bu acı günümüzde arayan, soran, baş sağlığı dileklerini ileten, yalnız bırakmayan herkese teşekkürler…
Sevinçler nasıl paylaşıldıkça çoğalıyorsa, acılar da paylaşıldıkça azalacak…
Hiç bitmeyecek olsa da…
Teşekkürler…
ANTALYA ALEV ALEV
Bizim içimizin alev aldığı bir dönemde Antalya’nın ormanları da alev alev yandı. Bir tarafta Serik, diğer tarafta Manavgat…
Her zamanki gibi aklımızda deli sorular. Aynı anda Manavgat’ta çıkan 4 yangın, tesadüf mü?
Elbette değil. Muhakkak bir insan faktörü var ortada. Ve ne acıdır ki insan faktörünün yangınlara etkisi bir türlü düşmüyor…
Yıllardır yangınların ana sebebi; yüzde 90 insan…
Türkiye Ormancılar Derneği Batı Akdeniz Şube Başkanı Prof. Dr. Tuncay Neyişçi’ye katılıyorum. Suçlu sadece rantçılar değil. Göz yuman, ses çıkarmayan, takip etmeyen herkes…
Tuncay Hoca; net konuştu: “En başta orman mühendisleri olarak ben dahil hepimiz suçluyuz” dedi…
Yanlış mı…
Değil…
O zaman mücadele yöntemlerimizi değiştirmeyi ve takibi elden bırakmadan, kent dinamiklerinin ortak mücadele sistemini kurgulamayı başarmalıyız…
Gücünü birleştiren kent dinamiği, kent savunucuları kent suçlarıyla daha etkin mücadele edebilecektir…
Yeter ki deneyelim…