İnsanların hayalleri de, umutları da yaşamları kadar
oluyor. Kimimiz azıcık ötesine geçebiliyoruz, bu tutsak edildiğimiz dünyadan.
Elimiz bağsız, kolumuz kelepçesiz, gözlerimiz açık, goynumuzda ip- ayağımızda
köstek yoktur ama gidebileceğimiz yol da pek uzak olmaz neden ise.
--Ben pervasız insanları pek severim. Aç kalınca karını
doyursam da; kimsesiz kalınca kimi olsam da, düşünce elinden tutup kaldırsam
da, belki de olamadığımı yaşadıkları, yapamadığımı yaptıkları için, bu
insanları pek seviyorum.
--Oysa, yürek mi, ben de mangal kadar olanı var.
--Aç kalma korkusu mu, ne gezer; kimsiz, kimsesiz kalmak
mı, kim tek başıma bırakır ki benim gibi birini. Derdine dertlenen, yarasına
derman, türküsüne eşlik eden, ağıtına mendil, gece karanlığında fener olan
birini.
--Sahiden ya, biz neden böyleyiz ki. "Her hıyarım
var diyen, tuzumuzu alıp koşarız" ki?. Akılsız mıyız? Gülerim buna. Salak
mıyız? Estağfurullah. Ya peki neden?.
--Kahretsin, hem de Allah kahretsin, vicdan!.. vicdan.
Vicdan.
--Başka türlü de insan olunmuyor ki.
--Biz o kadar kolay suçlanırız ki.
--İlk Okul'da yan sıralardan yuvarlanıp, sıramızın
altımıza gelen kalemlerle, ortaokulda, arkadaşımıza defterimizi, lisede de
kravatımızı verip, deftersiz ve kravatsız kaldığımız için az ellerimiz
cetvelle, kırmızı yanaklarımız öğretmenlerimizin, kıyamasalar da tokatları ile
az kızarmamıştı.
--Hele hele üniversite yılları. Daha ilk günden vukuat.
Hem de dahlimiz, haberimiz olmadan, haberimizin olmadığı şeylerden, iki
ipsiz-sapsızın lafı ile az karakollarda sabahlayıp, derdimizi anlatamadığımız
az olmadı.
--Sonrası, sonrası, sonrası. Bir de yaşam, bir de herekse
adil derler. "Hadi canım" sende, diye boşa denmemiş ki.
--Ben, birilerinden şanslıydım, birileri de benden.
--Ama bize öyle şeyler öğrettiler ki, "aç isen tok
gibi, kir isen pak gibi olacaksın!.." "Komşun/arkadaşın aç iken,
yanında bir şey yemeyeceksin", ..... , ... say say bitmez bize yasaklar.
--Neden ki?
--İşte feodal kültür denen şey bu. Ama kötü de değil ki.
--Sorun bu kültürde değil. Sorun değişen zaman da.
--Gerçekten zaman çok değişti.
--Zaman, "zamane" oldu çıktı.
--Bize KOSMOSUN KARDEŞİLİĞİ ÖĞRETMİŞLERDİ.
--Hem de nazım Baba'nın dilinden:
KOSMOSUN KARDEŞLİĞİ ADINA
"Kosmos’da bizden başka düşünen var mı
var
bize benzer mi
bilmiyorum
belki bizden güzeldir
biz ona benzer mesela ama çayırdan nazik
belki de akarsuyun şavkına benzer
belki çirkindir bizden
karıncaya benzer mesela ama traktörden iri
belki de kapı gıcırtısına benzer
belki ne güzeldir bizden ne de çirkin
belki tıpatıp bize benzer
ve yıldızlardan birinde
hangisinde bilmiyorum
yıldızlardan birinde konuşacak elçimiz
hangi dilde bilmiyorum
yıldızlardan birinde konuşacak elçimiz onunla
Tovariş diyecek
söze bu sözle başlayacak biliyorum
Tovariş diyecek
ne üs kurmağa geldim yıldızına
ne petrol ne yemiş imtiyazı istemeğe
Kola-kola satacak da değilim
selamlamaya geldim seni yeryüzü umutları adına,
bedava ekmek ve bedava karanfil adına
mutlu emeklerle mutlu dinlenmeler adına
"Yarın yanağından gayrı her yerde her şeyde hep
beraber"
diyebilmek adına
evlerin
yurtların
dünyaların
ve kosmosun kardeşliği adına" 13 Nisan 1961, Paris
--Evet ya. Yarin yanağından gayrı, her yerde, her şeyde,
heep beraber!..
--Biz yüreğimizi insanlığa, insanları da yüreğimizin
listesine yazarken;
--Bazen,
--Gerçekten bazen,
--Ama bazen, isimlerimizi hain,
--alçak,
--kahpe
listelerinde gördük.
--Onur, şeref listesi sayarak, bize neydi ki, alçağın
alçaklığından, şerefsizin şerefsizliğinden.
--Biz adam gibi adam, kadın gibi kadınlardık.
--Biz insan gibi insan, meleklerden daha melek şeylerdik.
--Her şeyimizi paylaşarak.
--Hem de bugün.
--Hem de bu dünyada!..
--Büyüdük. Büyüdük. Büyüdük.
--Biz sevdiyesek de gerçekten, çalıştıysak da alın terimizle,
iki kelam etmişsek de bilerek etmişiz, yapmışız, dinlediyesek de anlayarak
dinlemişizdir.
--Anlamayanları, dinlemeyenleri de.
--Biz, herkesin, her şeyi olduk da.
--Bize, biz olan olmadı.
--Yine de "be hey behey!.." naraları ile, sizin
bilmediğiniz, duymadığınız Aşık İhsani, Aşık Mahsuni dizeleri. Dizginlenmeden.
Diz çökmeden!..
:.......Mahsuni gerçeği bulmalı insan
Savaşlar olmasın dökülmesin kan
Eğitim kültürle uyansın her can
Aydınlık başını dikti yürüdü!.." diye , diye!..