Dünyayı etkisi altına alan korona virüs geriye
dönüşü olmayacak değişiklikleri de hayatımıza soktu. Her eve zorunlu olarak
internet girdi, herkes akıllı telefon ve dijital uygulamaları kullanmaya
başladı. Hatta 70 yaş üstünde teknoloji kullanımı arttı. Dijital para ve evden
çalışma dönemi başladı…
Daha pekçok şey var elbette…
Olumlu
yönleri de muhakkak olmuştur. Aile bağlarını daha çok güçlendirmek için bir
fırsat. Ya da kendimize daha çok zaman ayırmak için…
Unutulan ama yeniden filizlenen dayanışma
kültürü için de bir ışık…
Ama geri
dönüşü olmayan kayıpları, ekonomik tahribatı, özgürlüğümüzün esir edilişini ve
virüs mücadelesi gösterilen o müthiş emeği düşününce yaşanmamasını yeğliyoruz
hepimiz…
Zamanı geriye çeviremediğimiz için başa çıkmaya,
az hasarla kapatmaya çalışıyoruz, süreci. Ne tozpembe ne kapkara ortalık. Çabuk
düzelecek gibi de değil. Halk sağlığı açısından tehdidi ortadan kaldırsak bile
ekonomik yıkımını çabukça atlatamayacağız…
İşten
çıkarmalar ve kısa dönem çalışmalarla birlikte işsizler için çok daha zor bir
döneme giriliyor. Fabrikatöründen esnafına, işçisinden üreticisine ve
emeklisine işimiz daha da zorlaşacak…
Bu sürecin sonunda kurtuluş ancak yeniden karma
ekonomiye sarılmayla olur. Milli politikaların hayata geçişiyle olur…
Fabrika açmak, üretimi desteklemekle olur…
Ama
bakıyoruz virüs mücadelesi arasında yerli tohum tesisi yerle bir ediliyor…
İstanbul’da rant ihalesi, maskeli komisyonla
yapılıyor…
Ve maalesef
neoliberal politikalarla krizden kurtulmaya çalışılıyor. Olmaz. Olamaz. Korkut
Boratav da yazdı. Çare devlette, kamu harcamalarında…
Saray’ın paketinde sermayenin sorunlarının kısa
vadeli pansumanı var. Paketin bir iki maddesinde halk var. O da en düşük emekli maaşının 1500 Lira olması, bayram ikramiyesinin
erken verilmesi, sosyal yardımların artırılması, 80 yaş üstü takip…
Kurtuluş çok açık ki sosyal devletle olacak.
Devlet, halkına sahip çıkacak. OHAL’siz yasaklara sığınmanın nedenleri malum…
Oysa yapılması gerekeni biliyoruz…
Sağlığa ek
kaynak…
İşçiye,
halka nakdi yardım…
Ama görünen
odur ki bu yapılmayacak. Yarı nüfusumuza sahip İspanya’nın 200 milyar Avroluk
paketine karşılık, anlı şanlı ülkemizin 14 milyar Avroluk paketi derde deva
olmayacak…
Bu arada da kriz fırsatçılığı tarzında
uygulamalara dikkat. Hazır kriz gerekçesiyle kayyım, ihale, mevzuat
değişiklikleriyle koruma alanlarının talanı vd kararları iyi izleyin…
Peki ne olacak…
Kurtuluşun
solda, devletçi politikalarda olduğunu söylediğimize göre sol umut ekecek, umut
olacak. İktidar yarışında ipi göğüsleyecek…
Ötesini düşünmek istemiyorum…
Sağlıcakla kalın…