Ne yalan söyleyeyim, Bakanlıkta çalışır iken, İspanya
Sevilla EXPO organizasyonu ile başlayan bir çok ulusal ve uluslar arası
organizasyonun planlama, hazırlama ve uygulama alanlarının içinde olmuştum.
--Bu tür olay ve organizasyonların ne olduğu (ukalalık
olmasın ama) tanıyanlar bilir, baya iyi bilirim.
--Dünya Ralli Şampiyonası'nın (WRC) Türkiye-Muğla
etabının duyurularını ilk ilanlarda gördüğünde pek ciddiye almamıştım.
Yarışların başlamasına üç gün kala Marmaris'de yollarda hazırlıklar yapılmaya
başlayınca bende şafak attı.
--Artık eski bir bürokrat, yeni bir taşralı olarak,
Angara'da ki tanıdıkları aradım. "Hoop, Beyler neler yapıyorsunuz?"
diye. Bazılarının haberi yok, bazılarının ilgisi, derken bir gün sonra bana kocaman
bir zarf içinde, Rallinin araç dahil etaplara ilişkin VİP kartları geldi. Dün
de Datça'dan denizden izlenen programına katıldım.
--Her ne kadar Sevgili Tevfik Mustafa Kızgınkaya siyasi
bir çalışmanın içinde koştursa da, ben özel VİP araba-Tekne ile Datça
Rallisinin safari bölüne katıldım. Oh olsun.
--Gerçekten 22 ülkeden 68 otomobil ve 136 sporcunun
katıldığı organizasyonun Marmaris'te gerçekleştirilen 10. ayağı kapsamında
pilotlar Yeşilbelde, Datça ve İçmeler etaplarında yarıştılar, ben de Datça sahillerinden
denizden izledim.
--Yarışın Datça etabını Uluslararası Motor Sporları
Federasyonu (FIA) Başkanı Jean Todt ve Türkiye'den bir çok etkili ve yetkili
Sarı Liman Adası'nda yattan takip etti ve yattan ve helikopterden de
görüntülenerek 155 ülkede canlı yapıldığı bilgisi verildi.
--Ülke ve Muğla-Marmaris-Datça'nın tanıtımı için olağan
üstü bir fırsat oldu. Akyaka, Marmaris, İçmeler, Datça dahil her yerde
turistten yollarda yürünmüyor.
--Bu kısma kadar olanlar haber bülteni. Şimdi gelelim
benim cins olarak gözlem ve değerlendirmelerime. Organizasyon öncelikle
yabancılar ve dış tanıtıma yönelik olduğundan, yerlilere duyuru ve
bilgilendirmede ufak tefek sorunlar yaşanıyor.
--WRC haklı olarak tüm organizasyonun
sorumluluğunu/masraflarını üstlendiğinden, gazete ve TV tanıtım yayınlarını da
tek elden yürütüyor. Dünyadan bu kadar insanın ilgisinin olduğu TV yayınlarına
ülke olarak da bağımsız reklam anlamında yayınlar ekleyebilseydik.
--Organizasyon üst şirketi hiç bir masraftan kaçınmamış
ama alt yüklenici ve destekçiler biraz amatör kalmışlar. Ülkenin olduğu gibi,
özel sektörde hala amatörlüğünü atamamış gibi görünüyor.
--Beni asıl üzen ise, haydi ben sonradan ralli görmüş
birisi olarak katıldım bu organizasyona. Aylar önceden bilgisi olan ve her şeye
para verilerek izlenen bir organizasyona, özellikle İstanbul, İzmir, Ankara,
Kıbrıs gibi yerlerden gelen yüzlerce kişi ve organizasyon var.
--Bir de Estonya, gibi küçücük ülkelerden gelen sayıları
50'yi geçmeyen ülke vatandaşları vardı. Nereden mi bildim, Daha yarışın
başladığı ilk günden itibaren her taraf gelen ülkelerin bayrakları ile
donatılmıştı. Kendimi başka bir ülkede hissettim.
--Keşke hiç bir masraftan kaçınmamış organizasyonun Türk
ayağı da, katılan Türklerin ellerine Türk Bayrakları verse iyi olmaz mıydı diye
düşündüm ve üzüldüm.
--Sorun Bayrak sallama olayı değil, Ülkede, Bayrak gibi
Ulusal değerlerin sıradanlaştırıldığı bir dönemi yaşıyoruz olmamızda. Ralliyi
yüzlerce Euro vererek izleyenlerin çoğunun tuzu kuru ama, içlerinde de gelecek
kaygıları var. Orada bile "NE OLACAK BU MEMLEKETİN HALİ" sorusu
soruluyor artık.
--Yıllar önce, Bodrum yöresinde turizmin geliştirilmesi
İSPANYA-İTALYA gibi BETONLAŞMAMASI için bilgilendirme
toplantıları yapardık, Bakanlık olarak.
--Bu yaz güneydeydim ya, (ki hala da oradayım, henüz
Ankara ve Antalya gönül kırgınlıklarım geçmiş değil.) Bodrum'u denizden gezip
dolaştıktan sonra içim yandı. O kadar BETONLAŞMAYALIM adiye yırtınanlardan
birisi olarak, olanları görünce, İspanya ve İtalya'da ki betonlaşmayı bile arar
olmuşuz.
--O yüzden, Datça’nın hala bakir, sakin ve temiz kalmış
sahillerini görünce, bu Ralli Programına DATÇA'nın alınmasına sevineyim mi,
üzüleyim mi karar veremedim;.
--Biz gerçekten Nasrettin Hocanın torunlarıyız. Çok iyi
anladım.
--EŞEĞİMİZİ KAYBETMEDİKTEN SONRA, DEĞERİNİ BİLİYORUZ.
--İnsandan, doğaya, maldan mülkten paraya kadar hiç bir
şeyin.