“Türkiye’nin
onurunu koruyacak olanlar, Türkiye’nin şerefini yüceltecek olanlar, Türkiye’yi
bu savaşa sokanlar değil, Türkiye’nin bu savaşa girmesine-hayır- diyenler
olacaktır”
Bu sözlerin sahibi Deniz Baykal..
Hepimizin bir an önce sağlığına kavuşması
için dua ettiğimiz CHP önceki Genel
Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, AKP hükümeti tarafından 25
Mart 2003’te Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sunulan 1 Mart Tezkeresi’nin
görüşüldüğü gizli oturumda tarihli bir konuşma yapmıştı.
Baykal’ın tarihi konuşması AKP’li bir grup
milletvekili de etkilemiş, böylece Türkiye, çok büyük bir beladan uzak
kalmıştı..
Pekala
1 Mart Tezkeresi neleri getirecekti ?
Tezkere ile Türkiye’nin güneyine on
binlerce Amerikan askerinin yerleştirilmesi planlanmıştı.
Tezkere
Meclis’te kabul edilseydi, ABD-Irak savaşının Türkiye cephesi açılmış
olacaktı..
Yani
Türkiye yangın yerine dönen Irak-Suriye savaşına girmiş, büyük bir olasılıkla
da sınırları değişmiş olacaktı..
1 Mart 2003 tezkeresine sadece CHP
karşıydı..
Deniz Baykal’ın Meclis’in gizli
oturumundaki konuşması, AKP’li vekilleri ikna çabası sonuç verdi, CHP’nin
tamamı ve bir gurup AKP’li vekilin ‘hayır’ oyu ile tezkere kabul edilmedi.
Tezkereye
hayır oyu veren AKP’li milletvekillerinin hiç birisi bir sonraki seçimlerde
listelere konulmadı.
Deniz Baykal’ın o tarihi konuşmasından bir
bölümü sizlerle paylaşmak istiyorum :
Baykal, Meclis kürsüsünden şöyle
haykırıyordu:
“Türkiye korsan devlet değildir. İyi
komşuluk anlayışına daima özen göstermiş sorumlu bir devlettir. Irak’a karşı da
aynı sorumlu davranış içinde olmalıyız. Biz,
ABD’nin her isteğine evet demeden Türkiye’nin yararlarını her şeyin
üzerinde tutan bir anlayışla siyaset yapıyoruz. Irak tezkeresine bir CHP
milletvekilleri olarak hayır diyoruz. Meclis ne karar verirse versin, biz
kesinlikle hayır diyeceğiz. Biz bu ‘hayır’ı CHP’ye oy vermiş, vermemiş
milyonlarca insan adına, bir umutla-dürüst, namuslu, adaletli bir iktidar kurar
umuduyla- AKP’ye oy vermiş milyon adına da diyoruz. Bu savaşı Irak
kaybedecektir. Bu savaşa girmek istemiyoruz. Ama bu savaşa sürükleniyoruz. Bu
savaşta bizi kullanmak istiyorlar. Türkiye’nin coğrafyasını, toprağını
istiyorlar. Irak’taki bu savaşın uluslararası bir meşruiyeti yoktur. Dünya ülkeleri
bu konuda hem fikirdir. Baskılara boyun eğilmiştir ama baskılara boyun eğen bu
hükümettir. Baskılara boyun eğen Türkiye değildir. Türk halkı değildir.
Hükümet-savaş kararı almıyoruz, yabancı
askerlerin Türkiye’ye yerleşmesine izin veriyoruz-demekte. Peki o askerler bir
süre sonra Irak sınırında geçecekler de Bağdat’a hurma toplamaya mı gidecekler
?
Bu bir aldatmacadır. Alınacak olan karar
çok açık bir şekilde savaş kararıdır. –çaresiziz- diyorlar-çaremiz yok
mecburuz, yapacak bir şeyimiz yok, onun için kabul ediyoruz- diyorlar.
-Amerikan askerlerinin Türkiye’de yerleştirilmelerine izin veren tezkereyi
başka türlü davranma imkanımız olmadığı için kabul ediyoruz-diyorlar. Yazıklar
olsun”
Baykal’ın tarihi konuşmasındaki şu bölümün
altını daha kalın harflerle çizmek gerektiğini düşünüyorum :
“Biz
1919 yılında çaresiz değildik. Türkiye’ye girmek isteyenlere karşı Türkiye
çaresiz değildi. Türkiye’nin 2.Dünya Savaşı’na girmesini istedikleri zaman da
çaresiz değildik. 1974’te de çaresiz değildik. Ama şimdi anlıyoruz ki AKP
iktidarında, 2003 yılında Türkiye çaresizdir ve çaresiz olduğu için de ABD
askerlerini kabul etmektedir. Bu bir itiraftır, bu bir aczdir”
Baykal’ın yazımın başında da paylaştığım Türkiye’nin
onurunu, şerefini koruma konusundaki hassasiyetini ortaya koyan şu sözleri de
çok çarpıcı:
“Türkiye’nin
onurunu koruyacak olanlar, Türkiye’nin şerefini yüceltecek olanlar, Türkiye’yi
bu savaşa sokanlar değil, Türkiye’nin bu savaşa girmesine “hayır” diyenler
olacaktır. Irak’taki bu savaşın
uluslararası hukuki bir meşruiyeti yoktur. Dünya ülkeleri bu konuda hem fikirdir.
Baskılara boyun eğilmiştir; ama baskılara boyun eğen bu hükümettir. Baskılara
boyun eğen Türkiye değildir, Türk halkı değildir”
ABD,
işbirlikçileri ve FETÖ haini 1 Mart
Tezkeresi’nin Baykal’ın çabaları ile Türkiye Büyük Millet Meclisi’nden
geçmeyişini hazmedemediler, hala da bu hazımsızlık söz konusu..
O
nedenle Deniz Baykal’a kaset kumpası kurdular..
Baykal, partisinin zarar görmemesi için CHP
Genel Başkanlığı’ndan istifa ederek onurlu bir duruş sergiledi..
Kaset kumpası sırasında Baykal’a her türlü
hakareti yapanlar, hatta teneke çalanlar, geç de olsa Baykal’ın değerini kabul etmek zorunda
kaldılar..
Çünkü Baykal’ın demokrasi anlayışı
düşmanlarının bile önünü açtı..
Bugün Baykal karşıtı olan pek çok kişiyi
siyaset sahnesine Baykal çıkardı..
Engin siyaset deneyimi, devlet adamlığı
duruşu ile Baykal, siyasetin yaşayan en önemli ismi..