Her zamanki gibi Torosları aşan güneş, Antalya'nın
üstünde yükseliyordu. Her ne kadar ülkemin üstüne çöken karabasan gibi, kara
bulutlar tüm gökyüzünü kaplasa, ha yağdı, ha yağacak diye insanların
yüreklerini hoplatsa da, Doğa Ana kıyamadı Antalya ve Antalyalıya.
--Güneş ise güneş, hem de bahar güneşi. Berrak bir bir
gökyüzü ile akşamı teslim etti, Antalyalılara ve Cumhurbaşkanı Adayları
Muharrem İNCE'ye.
--Sabah dokuzda gelmişti Halk Arenası ilk ekibi Antalya
Havaalanına. Örnek Köy/Lara sahilinde ilk mahmurluklarını attıktan sonra,
heyecan ile gittiler Muratpaşa Belediyesi Meydanına.
--Saat 11'e doğru geliyordu, meydan tam bir inşaat alnı
görünümündeydi. İşçiler, güvenlikçiler, temizlikçiler, çevre esnafı, Antalya
Halkı hepsi tatlı bir telaş ile akşamın HALK ARENASI için bir koşturma
içindeydi.
--Güneş, Beydağlarının omuza boynunu yaslamak ister gibi
nazlı nazlı eğiliyordu. Belediye Kent Meydanın etrafında ki kahveler,
lokantalar, parklar tıklım tıklım dolmaya, Antalyalılar, Halk Arenası için
güvenlik bariyerlerini geçip koltuklarına erkenden oturmaya çoktan
başlamışlardı bile.
--Akşam saat 09.00'a yaklaştıkça, sahneden yapılan müzik
yayınının hareketliliği artmakta, heyecan doruğa çıkmaktaydı.
--Türküler, marşlar hoparlorlerden, meydandan gökyüzüne
bir isyan çığlığı gibi yayılıyordu.
--YETER artık, TAMAM dercesine.
--Oturduğum yerden ekrana, etrafıma bakıyordum ama, benim
merakım arka sıralar, meydanın çevresi, sokaklardı.
--Uğur DÜNDAR, o muhteşem ve etkileyici sunumu ile kitleleri
ekrana kitlemiş ve ağır ağır güvenli, adımlar ile proğramı sürdürüyordu.
--HALK TV ve HALK ARENASININ muhteşem teknik ekibi ise,
hiç bir ayrıntıyı kaçırmamak için çırpınıyordu.
--Muharrem İNCE, o muhteşem hatipliğine halktan aldığı
güvenini de ekleyerek konuşmasını sürdürüyordu.
--Meydan tıklım, tıklım.
--Ekran, ekrana sığmayacak kadar coşkulu.
--Kameralar her yeri tarıyor, coşku HALK TV ekranlarından
evlere doldukça, insanlar birer ikişer, konu-komşu, çollu-çocuklu sokaklara
dokülmeye başlamışı.
--Meydanına çıkan bir sokağın köşesinde karşılaştığım bir
kişi, ağız arar, karşıdakinin tansiyonu ölçmek ister gibi, bana:
--Halk Arenasında, Meydanda Muharrem İNCE varmış diyerek
geçti yanımdan.
--Ardından baktım ki nereye gidecek diye, koşar adımlar
ile meydan giriş güvenliğini aşmaya çalışıyordu.
--İnsanlar gerçekten bıkmışlar, bir çıkışı yolu, güvenli
bir liman arıyor.
--Korkak, ürkek de olsa bir şeye dokunmak, bir şeylerden
umut bulmak istiyordu.
--CHP ve sayın Genel Başkan KILIÇDAROĞLU'nun CB Adayı
sayın Muharrem İNCE çıkışı muhteşem bir sinerji yaratıyordu sıradan halk
arasında.
--İYİ Parti ve sayın Meral Akşener'in ilk çıkışta
yakaladığı sinerjiyi çoktan geçmiş görünüyor sayın İNCE.
--Meydan Mitinğlerinden, salonlara, salonlardan ekranlara
koşan Muharrem İNCE, sayın Cumhurbaşkanı ve AKP genel Başkanı Erdoğan'ın
memleketi RİZE'den, ANTALYA'ya selam getirmişti.
--15 yıldan fazla yaşanan bıkkınlık, yılgınlıktan sonra,
halk üstünde ki "ölü toprağın"nı atmış, YETER arık tamam diyordu.
--Özetle, ANTALYA'NIN. CHP'lisi, AKP dışında ki tüm
partileri, tek tek, ya da hep bir ağızdan:
--"VOYUN, BİZİM OLAN, BİZİM GIZ YETTİ GARİ!..."
--"TAMAM" diyor.
--Darısı öteki illerin başına.