Lafını esirgemeyen, düşüncelerini korkmadan, ürkmeden söyleyenleri severim..

Kimse kırılmasın, gücenmesin, alınmasın anlayışını benimseyen, konuşuyormuş gibi davranışlar sergileyenlerden ise hoşlanmam..

Rahmetli Demirel, bu düşüncede olanları eleştirirdi:

“Garnınızdan konuşmayın” derdi..

Düşündüklerini patır patır söyleyen, karnından konuşmak yerine gerçekleri haykıran kişilerden birisi de Altı Nokta Körler Derneği Antalya Şube Başkanı Rahim Ezgi..

Rahim Ezgi, görme engelli ama konuşma engelli değil..

Başkanı olduğu derneği bazıları gibi kişisel çıkarlar adına kullanmak yerine gerçekleri söylemeyi yeğliyor.

Yönetici konumunda olanlar Rahim Ezgi gibileri pek sevmezler..

Sevmezler de onların temsil ettiği kitleyi kırdırmamak, hatta şirin görünmek adına zoraki de olsa gülümser, söylediklerini dikkate alıyormuş gibi tavır sergiler..

Bunları niçin mi yazıyorum ?

Antalya Türkiye’nin vizyon kentlerinden biri..

Vizyonu zenginleştirmek amacıyla projeler üretiliyor..

Bu projelerden birisi de ‘Engelsiz Antalya’

Özellikle yerel yönetimler, kendi hizmet alanlarında engelleri kaldırdıklarını söylerler, engelsiz bir toplum hedefini seçtiklerini iddia ederler..

Ancak bunlar genellikle sözde kalır, uygulamada bir arpa boyu yol alınmaz..

Altı Nokta Körler Derneği Antalya Şube Başkanı Rahim Ezgi, kentin gündemini oluşturan toplu ulaşım konusunda Akdeniz GERÇEK’e  çarpıcı açıklamalar yaptı..

Ezgi, görme engelliler olarak otobüs duraklarında ve yaya geçitlerinde sesli uyarı sistemi istediklerini söylüyor.

Söylüyor da toplu ulaşımda çağ atlatan uygulamalara geçildiğini söyleyen Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin böyle bir çalışma halen söz konusu değil..

Ezgi’nin şu sözleri dikkat çekici :

“Sorunları anlatıyoruz ama hassasiyet gösterilmiyor. Sanırım bizi anlamaları için birilerinin kör olması gerekiyor. Bu konuda Başkan Menderes Türel den destek istiyoruz. Bizler, eşit yurttaşlar olduğumuzun bilinmesini ve onlarla eşit haklardan yararlanmak istiyoruz. Yani otobüsü herkes gibi aynı şartlarda binmek isteriz. Yollarda sokaklarda aynı şekilde yürümek isteriz. Kendimizden kaynaklı bir sorun varsa ki; -zaten sorun bu- bu engellerin de bir takım çalışmalarla ortadan kaldırılmasını isteriz

Rahim Ezgi, Dünya Engelliler Günü’nde de koltuk sevdalılarını kızdıran açıklamalar yapmıştı..

Engellilerin düşüncelerini tercüman olarak şunları söylemişti :

“Bizler herkes için tasarlanmış kentler, sokaklar, konutlar, toplu taşım araçları, ürünler ve yaşanabilir bir ülke istiyoruz. Kimsenin yardımına gereksinim duymadan yaşamını sürdüren, kendi kendine yeterli bağımsız bireyler olmak istiyoruz. Engellilere, kadınlara ve çocuklara yönelen ayrımcılık, dışlama, şiddet, taciz ve istismarın sona erdirilmesini istiyoruz

Ardında da şu ifadelere yer vermişti :

“Engelliler aciz bireyler olarak görülüyor. Onlar da bu durumu kabul etmiş, örgütlü mücadeleye yanaşmaz olmuştur. Bizler engelli bireyler olarak herkes için tasarlanmış kentler, sokaklar, konutlar, toplu ulaşım araçları, ürünler yani yaşanabilir bir ülke istiyoruz. Kimsenin yardımına gereksinim duymadan yaşamını sürdüren, kendi kendine yeterli bireyler olmak istiyoruz”

Rahim Ezgi, yerden göre kadar haklı.. 

Gerçek şu ki Antalya, sadece engelliler değil herkes gibi yaşamın zor olduğu bir kent..

Bakınız çağdaş toplu ulaşıma..

Kimi yerlerde durak yok, olanların önemli bir bölümü ise derme çatma..

Antalya’da yaya olmak büyük sıkıntı..

Cadde ve sokaklar ölüm tuzaklarıyla dolu..

Sürücüler yayaların haklarına saygı göstermediği gibi, yaya kaldırımlarını otopark olarak kullanıyor..

Trafik ışıklarına ise pek çoğu uymuyor, polis, kuralları çiğneyenlere otomobilin markasına göre yaptırım uyguluyor..

Antalya’nın bazı cadde ve sokaklarında hala ralli yapıyor gençler..

Böyle bir tabloda görme engellilerin sokağa güvenli çıkmaları mümkün mü ?