TÜİK tarafından açıklanan taze nüfus istatistikleri neler söylüyor?
Doğum oranları geriliyor, evli çiftlerin nüfus içindeki oranı azalıyor, nüfus oranı içindeki çocuk ve genç oranı hızla azalıyor...Buna karşın nüfus oranı içindeki yaşlı oranı hızla yükseliyor...Boşanma oranlarında rekor artışlar var...
Tarihin en düşük yıllık nüfus artış hızı
Türkiye’de ilki 1927’de ve ikincisi 1935 yılında yapılan, sonra genelde beşer yılda bir tekrarlanan sayımlar ile 2000-2006 dönemi için TÜİK nüfus tahminlerinin ortalaması ve 2007’den bu yana da ADNKS’ne göre yapılan belirlemelere göre 2023 yılında kaydedilen binde 1,1’lik oran, tüm yılların en düşük yıllık nüfus artışı anlamına geliyor.
İnsanlarımız 21. yüzyılda hızla yoksullaşıyor...
İnsanlarımız barınma sorunuyla annesinin babasının yanına taşınıyor...
İnsanlarımızın yüksek enflasyonun, yüksek vergilerin, ekonomik verilerin tahribatıyla ev ve otomobil sahibi olabilmek için giderek daha uzun yıllar çalışması gerekiyor...
İnsanlarımız artan kiralar nedeniyle daha düşük, daha az kira ödenen illere, hatta büyük şehirden köylere göç etmeye çalışıyor...
İnsanlarımız günlük yaşamında Gabar'dan çıkarılan petrol varilinin rekor derecede artmasının olumlu anlamda katkısını asla göremeyeceklerinin de fena halde farkındalar...
İnsanlarımız okul servis ücretlerini bile karşılamakta zorlanıyor, çocuğuna okul kantininden alışveriş yapacak günlük harçlığı bile temin edemiyor...
TÜİK istatistikleri genç, evli, T.C. vatandaşlarının AKP kurucusu ve liderinin "evlenin, bolca, çokça çocuk yapın," tavsiyelerine kulak asmadığını ve çocuk yapma konusunda aşırı derecede frene bastığını, hatta kurulmuş yuvalarını yıktığını, boşanma oranlarında rekorlar kırıldığını kanıtlıyor...
Doğum oranları geriliyor, evli çiftlerin nüfus içindeki oranı azalıyor, nüfus oranı içindeki çocuk ve genç oranı hızla azalıyor...Buna karşın nüfus oranı içindeki yaşlı oranı hızla yükseliyor...
Geçen yıl (2023) toplam nüfus sadece 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377 oldu. Yıllık nüfus artış hızı binde 1,1’le tarihi en düşük düzeye indi. Kent nüfusu 21 bin 987 kişi azalırken kırsal nüfus 306 bin 811 arttı. Depremzede 11 il, toplamda 220 bin 450 kişilik nüfus kaybı yaşadı. İstanbul’un nüfusu 252 bin 27 azaldı.
Kahramanmaraş ve Hatay merkezli üç büyük depremin önemli sayıda can kaybına yol açtığı 2023 yılında, depremzede 11 ilde toplam nüfus 220 binden fazla azalırken, Türkiye’nin toplam nüfusu sadece 92 bin 824 kişi artarak 85 milyon 372 bin 377 oldu.
Kent nüfusu azalırken, kırsal nüfus arttı; toplamda yıllık nüfus artış hızı 2023’te ülke tarihinin en düşük düzeyine indi. Deprem tehdidindeki İstanbul, 250 binin üzerindeki azalışla depremzede illerin toplamından daha fazla nüfus kaybı yaşadı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemine göre belirlenen nüfus verilerinin 2023 yılı sonuçlarını açıkladı. Buna göre 2022’de binde 7,1 olan yıllık nüfus artış hızı 2023’te binde 1,1’e indi.
Toplam nüfusun 2023 sonu itibarıyla yüzde 50,1 oranındaki 42 milyon 734 bin 71’ini erkekler, yüzde 49,9 oranındaki 42 milyon 638 bin 306’sını kadınlar oluşturdu. İl ve ilçe merkezlerinde yaşayan nüfus binde 2,7 oranında 213 bin 987 kişi azalarak 79 milyon 399 bin 292’ye gerilerken; belde ve köylerden yaşayanlar binde 54,1 oranında 306 bin 811 kişi artarak 5 milyon 973 bin 84’e yükseldi. 2022 yılında yüzde 93,4 olan il ve ilçe merkezlerinde yaşayanların oranı, 2023 yılında yüzde 93’e geriledi.
Başka deyişle belde ve köylerde yaşayanların oranı yüzde 6,6’dan yüzde 7’ye yükseldi. Türkiye’de ikamet eden yabancı nüfus bir önceki yıla göre 253 bin 293 kişi azalarak 1 milyon 570 bin 543 kişi oldu. Bu nüfusun yüzde 48,6’sını erkekler, yüzde 51,4’ünü kadınlar oluşturdu.
Depremzede iller 220 bin 450 kişi azaldı
TÜİK’in ADNKS verileri, 6 Şubat 2023’te merkez üssü Kahramanmaraş’ın Pazarcık ve Elbistan ilçeleri olan 7.7 ve 7.6 ve 20 Şubat 2023’te de Hatay Yayladağı merkez üslü 6.4 büyüklüğünde üç büyük depremin can ve mal kaybına yol açtığı 11 ilde toplam nüfusun geçen yıl binde 15,7 oranında 220 bin 450 kişi azaldığını ortaya koydu.
Bu 11 ilin 2022’de 14 milyon 13 bin 196 olan nüfusu 2023 sonunda 13 milyon 792 bin 746’ya indi. Depremzede illerdeki nüfus azalışında can kayıplarının yanı sıra köylere ve başka illere göçler de etkili oldu. 11 ilde kent (il, ilçe) nüfusu bir yılda binde 19,1 oranında 259 bin 404 kişi azalarak 13 milyon 293 bin 879’a gerilerken, bu illerin kır (köy, belde) nüfusları toplamı binde 84,7 oranında 38 bin 954 kişi artarak 498 bin 867 kişiye yükseldi.
En fazla kayıp Hatay’da
Depremzede iller içinde en fazla nüfus kaybı Hatay ilinde yaşandı. İlin nüfusu binde 83,9 oranında 141 bin 403 kişi azalarak 1 milyon 544 bin 640’a geriledi. 2023 yılında nüfus depremzede illerden Malatya’da 69 bin 855, Kahramanmaraş’ta 60 bin 818, Adıyaman’da 30 bin 191, Adana’da 3 bin 808, Osmaniye’de 1.739 kişi azalırken; Şanlıurfa’da 43 bin 854, Diyarbakır’da 13 bin 253, Elâzığ’da 12 bin 914, Gaziantep’te 10 bin 83, Kilis’te 7 bin 260 kişi arttı.
Kilometrekareye İstanbul’da 3 bin 13, Tunceli’de 12 kişi düşüyor
“Nüfus yoğunluğu” olarak tanımlanan bir kilometrekareye düşen kişi sayısı, Türkiye genelinde 111 kişi olarak değişmedi. İstanbul, kilometrekareye düşen 3 bin 13 kişi ile nüfus yoğunluğu en yüksek olan il oldu. İstanbul’u 582 kişi ile Kocaeli ve 373 kişi ile İzmir izledi.
Nüfus yoğunluğu en az olan il de önceki yılda olduğu gibi, kilometrekareye 12 kişi ile yine Tunceli oldu. Düşük nüfus yoğunluğunda Tunceli’yi, 19 kişi ile Ardahan ve 21 kişi ile Erzincan izledi. Yüz ölçümü büyüklüğünde ilk sırada yer alan Konya’nın nüfus yoğunluğu 60, en küçük yüz ölçümüne sahip Yalova’nın nüfus yoğunluğu ise 360 olarak gerçekleşti.
Çalışma çağındaki nüfus yüzde 68,5 oldu
Çalışma çağı olarak tanımlanan 15-64 yaş grubundaki nüfusun ADNKS’ine geçilen 2007 yılında yüzde 66,5 olan oranı, 2023 yılında yüzde 68,3’e yükseldi.
Bu dönemde çocuk yaş grubu olarak tanımlanan 0-14 yaş grubundaki nüfusun oranı yüzde 26,4’ten yüzde 21,4’e gerilerken, 65 ve daha yukarı yaştaki nüfusun oranı ise yüzde 7,1’den yüzde 10,2’ye yükseldi. Çalışma çağındaki birey başına düşen çocuk ve yaşlı birey sayısını gösteren toplam yaş bağımlılık oranı, 2022 yılındaki yüzde 46,8 düzeyinden 2023’te yüzde 46,3’e geriledi.
Çalışma çağındaki birey başına düşen çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı yüzde 32,3’ten, yüzde 31,4’e gerilerken, çalışma çağındaki birey başına düşen yaşlı birey sayısını ölçen yaşlı bağımlılık oranı ise yüzde 14,5’ten yüzde 15’e yükseldi. Diğer bir ifadeyle, Türkiye’de 2023 yılında, çalışma çağındaki her 100 kişi, 31,4 çocuğa ve 15 yaşlıya bakıyor.
Tarihin en düşük yıllık nüfus artış hızı
Türkiye’de ilki 1927’de ve ikincisi 1935 yılında yapılan, sonra genelde beşer yılda bir tekrarlanan sayımlar ile 2000-2006 dönemi için TÜİK nüfus tahminlerinin ortalaması ve 2007’den bu yana da ADNKS’ne göre yapılan belirlemelere göre 2023 yılında kaydedilen binde 1,1’lik oran, tüm yılların en düşük yıllık nüfus artışı anlamına geliyor.
Bundan önce en düşük yıllık nüfus artış hızı binde 5,5’le ağır pandemi koşullarının etkili olduğu 2020 yılında yaşanmıştı. Nüfus artış hızında 2022 yılında da binde 7,1’le önceki dönemin ikinci en düşük düzeyi görülmüştü.
Yabancı nüfusta 253 bin kişilik azalma
2023 yılında Türkiye’deki yabancı nüfus 253 bin 293 kişi azalarak 1 milyon 570 bin 543’e geriledi. Bu azalmanın 137 bin 162 kişilik bölümü, İstanbul’daki yabancı nüfustan kaynaklandı. Bu gelişme, geçen yıl İstanbul nüfusundaki 252 bini aşan azalmada etkili oldu.
İstanbul’dan ayrılan yabancılar düşüldükten sonra İstanbul’un yerli nüfusundaki ne azalma 114 bin 815 olarak belirlendi. İllere göre yabancı nüfustaki azalmada İstanbul’u 40 bin 330 kişi ile Antalya, 14 bin 499 kişi ile Ankara, 8 bin 56 ile Samsun ve 6 bin 37 kişi ile Muğla izledi.
Türkiye biraz daha yaşlandı
Yeni doğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşı gösteren ve aynı zamanda nüfusun yaş yapısının yorumlanmasında kullanılan önemli göstergelerden “ortanca yaş”, 2022 yılında 33,5 olan düzeyinden, 2023 yılında 34’e yükseldi.
Ortanca yaş erkeklerde 32,8’den 33,2’ye, kadınlarda ise 34,2’den 34,7’ye çıktı. Sinop 42,8 ile en yüksek ortanca yaş değerine sahip il oldu, onu 42,4 ile Giresun ve Kastamonu izledi.
En düşük ortanca yaşa (en genç nüfusa) sahip iller ise 21,2 ile Şanlıurfa, 22,7 ile Şırnak ve 24 ile Ağrı oldu. Cinsiyete göre incelendiğinde, erkeklerde 41,9 ile Sinop en yüksek, 20,7 ile Şanlıurfa en düşük; kadınlarda da 43,8 ile Sinop yine en yüksek ve Şanlıurfa 21,6 ile en düşük ortanca yaş değerine sahip olan il olarak belirlendi.
İstanbul'un nüfusu bir yılda 252 bin 27 kişi azaldı
2023 yılında 81 il içinde sayıca en büyük nüfus azalışı ise en büyük nüfusa sahip il olan İstanbul’da yaşandı. Beklenen büyük depremin tehdidi altındaki İstanbul’un nüfusu geçen yıl binde 15,8 oranında 252 bin 27 kişi azalarak 15 milyon 655 bin 924’e, ülke nüfusu içindeki payı da yüzde 18,7’den yüzde 18,3’e geriledi.
Sayıca ikinci sırada yer alan Ankara’nın nüfusu binde 3,7 oranında 21 bin 197 kişi artarak 5 milyon 803 bin 482, İzmir’in nüfusu binde 3,9 artışla 4 milyon 479 bin 525, Bursa’nın binde 6,2 artışla 3 milyon 214 bin 571 ve Antalya’nın nüfusu binde 3,1 artışla 2 milyon 696 bin 249 oldu. Bu illeri 2 milyon 320 bin 241 kişi ile Konya, 2 milyon 270 bin 298’le Adana, 2 milyon 213 bin 964’le Şanlıurfa, 2 milyon 164 bin 134’le Gaziantep ve 2 milyon 102 bin 907 kişi ile Kocaeli izledi.
Nüfusu 2 milyonun üzerindeki on ilin toplam nüfusu 42 milyon 921 bin 295 kişi ile ülke nüfusunun yüzde 50,3’ünü oluşturdu. Geçen yıl İstanbul ile Hatay, Malatya, Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana ve Osmaniye olmak üzere 6 depremzede il dışında üç il daha nüfus azalışı yaşadı. Kütahya’nın nüfusu 5 bin 27, Van’ın 1.137 ve Bilecik’in nüfusu 615 kişi azaldı.
İbrahim Kahveci'nin Karar Gazetesi'ndeki yazısı (7 Şubat 2024; Türkiye İçeriden Yıkılıyor) ve Erhan Afyoncu'nun Sabah Gazetesi'ndeki yazısı (11 Şubat 2024 Pazar; Osmanlı İmparatorluğu nüfusu artmayınca çökmüştü) bu konuda alarm zillerinin çalması gerektiğini vurguluyor...
Doğum oranları geriliyor, evli çiftlerin nüfus içindeki oranı azalıyor, nüfus oranı içindeki çocuk ve genç oranı hızla azalıyor...Buna karşın nüfus oranı içindeki yaşlı oranı hızla yükseliyor...
10 Şubat 2024 : Türkiye'nin yaşlı nüfus oranı ilk kez çift hanede olarak ilan edildi...
Türkiye'de yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 2023'te yüzde 10,2'ye çıkarak Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi görürken 'ortanca yaş' da 2013'te 30,4 iken, geçen yıl 34'e yükseldi. Çocuk sayısı düştü, yaşlı sayısının oranı arttı.
Türkiye'nin yaşlı nüfus oranı ilk kez çift hanede
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerinden yapılan derlemeye göre, Türkiye'nin nüfusu hızla yaşlanıyor. 65 yaş ve üzeri nüfus, 2023'te 8 milyon 722 bin 806 kişi oldu. Geçen yıl yaşlı nüfusunun 3 milyon 880 bin 356'sının erkek, 4 milyon 842 bin 450'sinin kadın olduğu görüldü.
Yaşlı nüfusun toplam nüfus içindeki oranı, 1935'te yüzde 3,9, 1950 yılında yüzde 3,3, 1970 yılında yüzde 4,4, 2000 yılında yüzde 5,7 olarak hesaplandı. Söz konusu oran, 2010 yılında yüzde 7,2'ye çıkarken bu tarihten itibaren de yükselişini sürdürdü. 2020'de yüzde 9,5 seviyesine yükselen bu oran, geçen yıl yüzde 10,2'ye çıktı ve böylece Cumhuriyet tarihinde ilk kez çift haneyi gördü.
Yaşlı nüfus açısından iller kıyaslandığında geçen yıl İstanbul, 1 milyon 238 bin 899 kişi ile ilk sırada yer aldı. İstanbul'daki yaşlı nüfusun 707 bin 114'ünü kadınlar, 531 bin 785'ini erkekler oluşturdu. Bu ili, 576 bin 209 yaşlıyla Ankara, 573 bin 856 kişiyle de İzmir izledi.
Yaşlı nüfusun en az olduğu iller ise 10 bin 365 ile Bayburt, 11 bin 564 ile Hakkari ve 12 bin 341 ile Kilis olarak kayıtlara geçti.
İstanbul'un yaşlı nüfusu, diğer illerin toplam nüfusları ile karşılaştırıldığında birçok ili geride bıraktı. İstanbul'un yaşlı nüfusu, aralarında Denizli, Sakarya, Muğla, Eskişehir, Malatya, Tekirdağ ve Aydın'ın da bulunduğu 65 ilin genel nüfusunu geride bıraktığı görüldü.
Türkiye'nin ortanca yaşı da yükseliyor
Nüfusun yaş yapısının yorumlanmasında kullanılan önemli göstergelerden biri olan ve yenidoğan bebekten en yaşlıya kadar nüfusu oluşturan kişilerin yaşları küçükten büyüğe doğru sıralandığında ortada kalan kişinin yaşını gösteren "ortanca yaş" 2013'te 30,4 iken, geçen yıl 34'e yükseldi.
Sinop'un 42,8 ile en yüksek ortanca yaş değerine sahip il olduğu görüldü. Bu ili, 42,4 ile Giresun ve Kastamonu izledi. 21,2 ile Şanlıurfa en düşük ortanca yaşa sahip il olurken, ortanca yaşın Şırnak'ta 22,7, Ağrı'da 24 olduğu belirlendi.
Bağımlı yaşlı nüfus arttı
Çalışma çağındaki birey başına düşen çocuk ve yaşlı birey sayısını gösteren toplam yaş bağımlılık oranı, 2022 yılında yüzde 46,8 iken 2023 yılında yüzde 46,3'e düştü.
Çalışma çağındaki birey başına düşen çocuk sayısını ifade eden çocuk bağımlılık oranı, yüzde 32,3'ten, yüzde 31,4'e gerilerken, çalışma çağındaki birey başına düşen yaşlı birey sayısını ölçen yaşlı bağımlılık oranı ise yüzde 14,5'ten yüzde 15'e yükseldi.
Diğer bir ifadeyle, Türkiye'de 2023 yılında, çalışma çağındaki her 100 kişi, 31,4 çocuğa ve 15 yaşlıya bakmaktadır.
İbrahim Kahveci: 2018-2023 yılları içinde ülkemizde 0-4 yaş çocuk nüfusu -1 milyon 137 bin kişi azalıyor. Oysa aynı dönemde 65+ yaş nüfus dediğimiz yaşlı nüfus 1 milyon 537 bin kişi artıyor. (...)2008 yılında ülkemizde evlilik çağındaki nüfusun yüzde 64,4’ü aile sahibiymiş.(...)Evli olma oranı yüzde 64,4’den 61,0’e düşmüş. Boşanma oranı ise en büyük çöküşü gösteriyor. 2008 yılında boşanma oranı yüzde 2,58’den 2023 yılında yüzde 4,78’e çıkmış.
(...)İstanbul nüfusu ilk olarak 2020 yılında 56 bin 815 kişi ile nüfus azalması yaşamıştı. Ve sonrasında ikinci nüfus azalmasını 2023 yılında 252 bin 027 kişi ile yaşadı.TÜİK yıl bazında 2007 yılından bu yana iller bazında detay nüfus verilerini paylaşıyor. Ve İstanbul’dan ilk kez yerli nüfus net olarak 2023 yılında gitti.252 bin azalan nüfusun 137 bini yabancı ve 115 bini de yerli nüfustan oluştu.
Erhan Afyoncu : Türkiye’nin açıklanan yeni nüfusu, artık genç nüfusa sahip olmadığımızı ve nüfus artış hızımızın durma noktasına geldiğini gösterdi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son asırlarında da nüfusumuz artmamış, bu yüzden savaşları ve bir imparatorluğu kaybetmiştik...Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa'dan teknolojik olarak geri kalması ve bu yüzden savaşlarda mağlup olup topraklarımızı kaybettiğimiz hep anlatılır. Ancak üzerinde fazlaca durulmayan önemli bir husus ise Osmanlı Devleti'nin özellikle Rusya'ya karşı savaşları kaybetmesinde teknolojik geriliği kadar nüfus olarak da Ruslardan geri kalmasının önemli bir rolü olduğudur.
Tarihçi Charles Issawi, 17. yüzyılın başlarında Osmanlı nüfusu Avrupa'nın altıda biriyken, iki asır sonra 18. yüzyılın sonlarında onda birine gerilediğini söyler.
Rusya'nın nüfusu 1500'lü yıllarda 6 milyon iken 1600'lerde 13 milyona, 1700'lerde 15 milyona, 1800'lerde 40 milyona, 1871'de ise 90 milyona ulaşmıştı. 1700'lü yıllarda Rusya 32 bin asker çıkarırken, artan nüfusu ve askere alma sisteminin gelişmesiyle birlikte 1871'de 750 bin askerlik bir gücü olmuştu.
Osmanlı ordusu ise aynı dönemde yaklaşık 150 bin askerden ancak 300 bin kişilik bir güce ulaşmıştı.
1877-1878, yani 93 Harbi'ne girerken askeri teknolojik üstünlüğü bir tarafa nüfus fazlalığı da Ruslardan yanaydı. 1711'de Prut Savaşı sırasında nüfusu Osmanlı'dan daha az olan Ruslar, bu dönemde 100 milyona yaklaşan nüfuslarıyla Osmanlı'dan üç-dört misli daha kalabalıklardı. Bu yüzden daha fazla asker çıkarabildiler. Osmanlı'nın omurgasını kıran 93 Harbi'nde Rus orduları Yeşilköy'e kadar geldiler.Birinci Dünya Savaşı başladığında ise Rusya'nın nüfusu 175 milyona yaklaşmıştı ve Ruslar bu savaşta 12 milyon kişilik bir ordu çıkarmışlardı. Osmanlı İmparatorluğu'nun nüfusu ise 22 milyondu ve tarihinin en büyük ordusunu çıkarmasına rağmen Türk ordusunun sayısı sadece 2 milyon 750 bindi. İmparatorluğun son iki asrında Osmanlı nüfusu hemen hemen aynı kalırken Rusya'nın nüfusu 10 misli artmış, ordu büyüklükleri karşılaştırıldığında da Rus ordusu Türk ordusunun beş misline yakın bir büyüklüğe ulaşmıştı. Artmayan nüfusumuz bize milyonlarca kilometre karelik bir imparatorluğu kaybettirmişti."
21 Ekim 2023: "23 yılda Rusya'nın nüfusu 7,5 milyon kişi azalacak..."
Bu tahmin, Rusya resmi istatistik kurumu Rosstat'ın raporuna dayanıyor. Buna göre Rusya'daki doğal nüfus düşüşünün 2046'ya kadar devam etmesi öngörülüyor
Diğer yandan doğum oranının 2028 yılında yeniden artmaya başlaması bekleniyor. Ancak bu, genel tabloyu değiştirmeye yetmeyecek.
Rosstat raporuna göre, 2046 yılına gelindiğinde, yeni bölgeler hariç ülkede yaklaşık 139 milyon insan yaşıyorolacak. Bu sayı, bu yıl 1 Ocak itibarıyla saptanan nüfus kıyasla 7,5 milyondan daha az.
Rosstat, 2024'ten 2045'e kadar nüfusun yılda ortalama 332 bin kişi azalacağını, göç artışının doğal düşüşü telafi edemeyeceğini öngörüyor.
1 Ocak 2023 itibarıyla Rusya'da 146,45 milyon insan yaşıyordu. Rosstat'a göre 1 Ocak 2046'ya kadar nüfus 138,77 milyon kişiye düşecek.
Tahminlere göre Rusya Federasyonu'nun nüfusu 2026'da 145 milyonun altına, 2030'da 143 milyonun altına, 2039'da ise 140 milyonun altına inecek.
Rosstat, ortalama yaşam süresinin 2023'te 73,1 yıl olacağını, 2045'te ise 79,8 yıla çıkacağını öngörüyor. Aynı zamanda, Rosstat'a göre 2045 yılında kadınların yaşam beklentisi 83,2 yıl, erkekler için ise 75,9 yıl olacak.
BM'ye göre 1994 ile 2021 yılları arasında Rusya nüfusu 6 milyon kişi azaldı, 149 milyondan 143 milyona indi. Yine BM'ye göre Rusya'da mevcut demografik eğilim sürerse nüfus 2050 yılına kadar 120 milyona düşecek.
AKP'nin ekonomik politikaları az çocuk yapmayı teşvik ediyor
Hakan Sonok
Yorumlar