Çok değerli okurlarım ve yakından takip eden dostlarım bilir ki benim için esas olan ‘kamu’dur. Kamu yararı için kalemimi oynatırım.

Gazeteciliğimi de görev yaptığım dönemlerde de yöneticiliğimi de hep bu doğrultuda yaptım. Kariyer hedefim asla memleketin önüne geçmedi…

Tanıyanlar ‘aday mısın’ diye sormaz. Sormuyor da. Ama tanımayanlar ya da tanımaktan rahatsız olanlar -ki onlar da olacak muhakkak- ‘Aday mıyım?’ı çok merak ediyor…

Öyle ya ranta geçit vermeyen, kamucu bir anlayışla hem gazetecilikte hem görevlerimde çok can yakmışlığım var.  Ondan korkuyor bir kısmı…

Bir kısmı da beni en büyük rakip olarak görüp şimdiden itibar cellatlığı yapmaya çalışıyor ki yıkamacı yağlamacı onlar.  Beslendikleri kanallara övgüler dizerken iki arada bir derede şahsıma dönük asılsız, uyduruk çapsız yazılar yazıyorlar…

E, meyve veren ağaç taşlanır. Ama bir seviyeniz olsun…

Gazeteciliğimi unutup her ziyaretimden ya da bana yapılan her ziyaretten anlam çıkarmaya çalışanlar var ki akıllara zarar…

Bir gün HDP, diğer gün DP, bir başka gün DEVA, Zafer, Saadet; İYİ Parti heyetleri ile gören aklı evveller devreleri yanmış yorumlar yapmaya çalışıyor…

Yazık, Allah şifalarını versin…

Bunu şimdilik burada kesiyor ve bu kadar ciddi ülke meselesi arasında adaylığıma kilitlenmeleri yerine ülkenin bu kadar yakıcı meselesine karşı bir şey yapmalarını öneriyorum. Ama yapabileceklerinden umudum yok…

Çünkü iktidarın dümeninden ayrılamazlar. Yandan muhalefetten de beslenirler ama muhalefete hayırları yoktur…

Ben ne yapıyorum onu anlatayım. 41 Yaşında genç bir anne, iş insanı, gazeteci, aktivist olarak tüm mücadelem memleketimizin düzlüğe çıkışı. Yıllardır mesleğimi tüm zorluğa rağmen sürdürmem de bundandır. Demokratik, laik ve refah seviyesi yükselmiş bir Türkiye Cumhuriyeti için çabalıyorum…

Sadece siyasetçilerle birlikte değilim. Meslek odaları, esnaf odaları, hemşehri dernekleri, kadın örgütleri, sendikalar, öğrenciler vs…

Yoksullaşan Türkiye’de öğrencilerin beslenme ve barınma sorununu en çok haber yapan, yazan gazeteciyim…

Bazı aklı evveller ‘Onların ‘kaçak apartı’ var ama sürekli yurt haberi yapıyorlar’ diye uyduruk saldırılarda da bulunmaya çalıştı ama tutmaz…

Kaçağı dışında doğru hem şahsımın hem de eşimin mülkleri var. Öğrencilere ucuz olarak kiralıyoruz. Ama kaygımız mülklerimizi doldurmak değil, devletin yeterli yurt yatırımı yapmasını sağlamak…

Bakın ne güzel ki ısrarlı haberciliğimizle hem barınma hem de beslenme konusunda adımlar atılıyor…

Sadece bunlar değil tabii kent suçlarını, insan hakları ihlallerini ısrarla takip ediyoruz…

Çünkü hem ben hem gazetemiz sadece kamunun yararı ve çıkarı için çalışıyor…

Yarın için bugünden bir şey söylemek mümkün değil. Aday da olabilirim olmayabilirim de. Ama tüm çabam bu ülkeyi yönetenlerin liyakatli olması, kadın ve genç temsilinin yükselmesi…

Önce insan, önce memleket…

Birilerinin bir yere gelmesi değil, memleketin düzlüğe çıkması mühim olan…

Sevgiyle kalın…