Safiye Ayla tüm birikimini, Etiler'deki villası ve Sıraselviler'deki evi dahil dahil her şeyini Türk Eğitim Vakfı'na bağışlamıştı...Safiye Ayla Targan, 1968 yılında hazırladığı vasiyetnamesinde tüm mal varlığını gençlerin eğitimine katkı sağlamak adına TEV’e bağışlamıştı.


Aziz Nesin ise kitaplarından elde ettiği tüm kazancını yoksul ailelerin çocuklarına yüksek nitelikli eğitim verilmesi için harcamıştı...

Türkan Şoray da 1973 yılında oturduğu evin yakınlarında ilköğretim okulu yaptırmıştır...

Fatih Terim de 2019'da yaklaşık 1 milyon Amerikan dolarını Çocuk Esirgeme Kurumu'na bağışlamıştır...


Zeki Müren

1958-1959-1960 yıllarında Türkiye ekonomik krizdeydi...ABD 300 milyon dolarlık isteğimizi geri çevirdi...Rusya'dan 300 milyon dolar istemeye karar veren Menderes'i TSK Moskova'ya gitmek için valizini hazırlayamadan tutukladı...Dışişleri Bakanlığı eski sözcüsü Namık Tan: "2023'teki vaziyetimiz, Türkiye’nin 1958’deki resmi iflas ilanına benziyor. O dönemde borçlarımızı ödeyemez hale gelmiştik."


1958'de Çanakkale Şehitleri Anıtı inşaatı da parasızlıktan yarım kalmıştı. Bağış kampanyası başlatıldı. Zeki Müren gazino programlarını hemen yarıda kesti. Önce gazinolardan para toplamaya başladı ve tüm sözleşmelerini iptal etti, ardından hemen ülke içinde turnelere çıktı, şehir şehir şarkı söyledi. Turneden elde ettiği geliri inşaatın tamamlanması için bağışladı...Bugün Çanakkale'de Şehitler Abidesi varsa, onu Zeki Müren’in çabalarına borçluyuz...


Zeki Müren tüm servetini, varlıklarını Türk Eğitim Vakfı ve Türk Silahlı Kuvvetleri Mehmetçik Vakfı arasında yarı yarıya paylaştırmıştı...


Zeki Müren, Kıbrıs Barış harekatı sırasında (1974) kendisine ait 27 adet daireyi satarak Türk Silahlı Kuvvetlerine bağışlamıştır.



Zeki Müren'in vefatından 6 ay önce yapılan kayıtta ilginç ifadeler dikkat çekiyor. Müren, kendisinden "Zekicik" diye bahsettiği kayıtta,26 Mart 1996 sabaha karşı bir rüya gördüğünü ve böylece mirasını Mehmetçik Vakfı'na bırakmaya karar verdiğini anlatıyor. Ses kaydında Zeki Müren şunları söylüyor:"Türk Eğitim Vakfı'nın ve de Mehmetçik Vakfı'nın vefakâr dostları var. 26 Mart 1996 sabaha karşı gördüğüm bir rüyanın, rüya değil hakikatti galiba, etkisiyle yıllarca ciğerimde, kalbimde, kanımda, beynimde, böbrek taşımı sahnede düşüren, müspet, menfi bin türlü insanı yola getirmeye çalışan Zekicik, o an bir karara varmıştı. Sınır boylarımızda vatanımız için, bizim için, seve seve can vermeye yüce yürekleriyle, büyük ruhlarıyla nöbet bekleyen ve düşmana karşı yurdumuzu koruyan Türk askerlerinin bir armağan mahiyetinde, candan dualarımla birlikte Mehmetçik Vakfı'na miras olarak bırakışım. Bu tarih henüz yeni sayılır... 26.3.1996 sabahı Bodrum'daki vasiyetimi imzalattıktan sonra kendimi hür bir martının denizi yalayarak uçuşu gibi hissettim hem de beyaz kanatlar üstünde. Duygularımı anlatacak kelimeyi bulamıyorum. Ama sizlerin hissettiğine inanıyorum."




Refik Saydam

Başbakan Refik Saydam 1942'de vefat ettiğinde  bütün servetinin; ailesinden miras kalan İstinye’de bir yalı ve Ankara’da Atatürk tarafından hediye edilen bir evden ibaret olduğu anlaşıldı. Ölmeden bir yıl önce İstanbul’daki yalısını Darüşşafaka’ya, Ankara’daki evini de Kızılay’a bağışladı. İsmet İnönü tarafından 25 Ocak 1939’da Başbakan olarak görevlendirildi. II. Dünya Savaşı sebebi ile Türkiye’nin karşılaştığı iç ve dış sorunların çözümlenmesi, Dr. Refik Saydam’ın hayli zorluklarla geçen Başbakanlığı devresine rastladı. Devlet teşkilatında A’dan Z’ye köklü bir değişiklik yapmak düşüncesinde iken geldiği İstanbul’da kaldığı Pera Palas Oteli’nde 8 Temmuz 1942 günü kalp krizinden vefat etti.

Çetin Altan Refik Saydam'ı anlatmıştı: 

İsmet Paşa, Gazi'nin ölümünden sonra Cumhurbaşkanı seçildiği zaman Başbakanlık'a da, eski Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam'ı getirmişti. Çünkü Gazi, İsmet Paşa'yı Başbakanlık'tan alıp, yerine Celal Bayar'ı atadığı gün, kendisiyle birlikte kabineden ayrılan tek bakan Sağlık Bakanı Dr. Refik Saydam olmuştu.Ve Dr. Refik Saydam ilk verdiği demeçte şöyle demişti:

- Her işimiz A'dan Z'ye bozuktur.



Ben de, CHP'nin grup odasında İsmet Paşa ile baş başa konuşurken sormuştum:- A'dan Z'ye kadar bozuk olan işler, sizin zamanınızda da neden düzelmedi Paşam?

İsmet Paşa şöyle demişti:- Biz iktidara geldiğimiz zaman Dünya Savaşı çıktı; Savaş bittikten az sonra da biz iktidardan düştük; fırsat bulamadık.

Dr. Refik Saydam'ın Başbakan olur olmaz, "Her işimiz A'dan Z'ye kadar bozuktur" diye yaptığı açıklama üstünde hiç kimse bir daha durmadı. Oysa durmak gerekirdi. Türkiye'nin bugünkü hazin durumunun nedenleri belki de o saptamada gizliydi.



HALKINA DUDAK UÇUKLATAN, DEVASA BAĞIŞLAR YAPANLARI HATIRLAYALIM:

1-MUSTAFA KEMAL ATATÜRK

2-FAHRETTİN KERİM GÖKAY

3-FATİH TERİM

4-SAFİYE AYLA

5-TÜRKAN ŞORAY

6-AZİZ NESİN

7-SEYFİ DURSUNOĞLU (HUYSUZ VİRJİN)

8-ZEKİ MÜREN

9-REFİK SAYDAM


Tutumlu Türkler

Vehbi Koç’un ev sakinlerine / ailesine yazdığı 11 Ağustos 1961 Cuma tarihli mektubundan: “Bütün ev halkından ricam: Muslukların fazla açılmaması, su israfına zerre kadar meydan verilmemesidir.Bu hususa dikkat edilmesini ehemmiyetle rica ederim.”


Türkiye'nin tutumluluğuyla (kazandığı parayı,birikimini saçıp savurmamasıyla) ünlü kişileri:

1-KEMAL SUNAL

2-METİN AKPINAR

3-VEHBİ KOÇ

4-RAHŞAN & BÜLENT ECEVİT

5-FAHRETTİN KERİM GÖKAY

6-FATİH TERİM

7-SAFİYE AYLA

8-AZİZ NESİN

9-SEYFİ DURSUNOĞLU (HUYSUZ VİRJİN)

10-ZEKİ MÜREN

11-MÜJDE AR

12-TÜRKAN ŞORAY