Birileri kızsa da kafa tutsa da ötekileştirse de cephe açsa
da yurtseverler, aydınlar konuşacak. Konuşmalı da. Hep birlikte konuşmazsak ve
sorgulamazsak işimiz kötü…
İşte önceki gece olanları da konuşacağız. Bir gece birkaç
saatte yapılan ayarla yaşananlar nedir? Ne anlama geliyor? Bu taktik neye
yarar? Dolar’daki ani düşüş Türk Lirası’nı kurtardı mı? Düşük faiz denile
denile gelinen noktada yapılan uygulama yüksek faiz uygulaması değil mi?
İşte Türkiye’nin en saygın ve değerli iş örgütleri
konuşuyor. Antalya’nın değerli iş insanları örgütü Antalya Sanayici ve İş
İnsanları Derneği’nden de dün sabah açıklama yapıldı...
“Üretimde, istihdamda, vergi gelirinde eli taşın altında
olan, risk alıp yatırım yapan iş insanlarının ekonomideki gidişi
değerlendirmeleri, sorunları dile getirerek çözüm önermeleri temel bir hak ve
toplumsal görevdir” hatırlatmasıyla 31 yıllık ANSİAD’dan önemli tespitler
içeren açıklama yapıldı…
Yaşanan enflasyon ve belirsizlik, güvenin kalmaması sonucu
yaşanan bunalıma karşı yapılan açıklamaların gerilim malzemesi yapılması
eleştirildi…
Yapılan eleştiri ve önerilerin siyasi ön yargıdan uzak olduğu
kaydedilerek, ön yargısız olarak ve demokratik olgunlukla değerlendirilmesi
istendi…
İşte o açıklamadan önemli satırlar…
“Merkez Bankası faiz indirimi piyasa faizinin artmasına
neden olmuş, döviz kurunu ve enflasyonu beklenmedik noktalara getirmiştir.
Devalüasyon-enflasyon kısır döngüsü nedeniyle hammadde tedariki sorunları
artmış, fiyatlar günlük ilan edilir olmuş, fiyat belirsizliği ihracatı bile
aksatmaya başlamıştır. Şirketler girdi maliyetleri artışına karşı sermayelerini
korumak için, halk gelirini enflasyondan korumak için girdi ve mal almak ya da
döviz ve altın gibi araçlara sığınmak zorunda kalmıştır.”
“Düşük faiz politikası sözü ekonomide geçerliliği olmayan
siyasi bir slogandır. Uygulanan politika düşük değil, yüksek faiz
politikasıdır.”
“Merkez Bankası politikası faiz düşürmeye değil, piyasaya
para sürerek canlılık yaratmaya dönük bir politikadır. Bu uygulama Türkiye’yi
enflasyonda Arjantin ve Zimbabwe düzeyinin de üzerine çıkararak büyük bir
yoksullaşmaya neden olabilir.”
“Ücret ve maaş artışları böyle bir enflasyon karşısında
yoksulluğu önleyemez. Bu nedenle faiz indirimlerinin mutlaka ciddi, tutarlı
hedefleri açık bir ekonomik programın parçası olması gerekir. Maalesef bugün
itibarıyla 2022 yılı para ve maliye politikasını, büyüme ve enflasyon
hedeflerini içeren yeni ve resmi bir program açıklanmış değildir.”
“Ülkemizin geleceği için hiç kimseye faydası olmayan faiz
tartışmasından vazgeçilmesini, onun yerine 2022 yılı para ve maliye
politikasının, büyüme ve enflasyon hedeflerinin açıklanmasını öneriyoruz.
Piyasaya güven verecek adımlar atılmadığı takdirde ekonominin bu
döviz-enflasyon bunalımına uzun süre dayanması mümkün olmayacaktır.”
“Türkiye ekonomisinin geleceği açısından uzun vadeli bir bakışla değerlendirilmesini, ekonomide teknik uzmanlık konularının siyasi taraftarlık, cepheleşme ve gerilim aracı olmaktan çıkarılmasını, ANSİAD, TÜRKONFED, TÜSİAD gibi siyasetin dışında olan, bağımsız olduklarını on yıllar boyunca kanıtlamış, önceki yıllarda birçok projede Hükümetle veya Bakanlıklarla işbirliği yapmış saygın kuruluşların düşüncelerine saygı gösterilmesini ve dikkate alınmasını tüm ilgililerden ve kamuoyundan rica ediyoruz.”