İnsanlarının, sorgusuz sualsiz gönülden birlik ve beraber olduğu bayramı KURBAN,

BAYRAMLARIMIZ KUTLU OLSUN!..

Ne kadar da büyük bir olay, yüce Mevlamın işi gibi işi cehaletin hamasetine kaptırmaya gerek olmadan, ne nedire bakmak isterim.

Hicri ve Miladi takvimin gün ve hesapları farklıdır. O yüzden, M.S.622'den bu yana en az birden fazla böyle denk gelmiştir. Bundan sonra da, her iki kutsal bayramlarımız, ikisinin de varlık nedenleri olduğu sürece de onlar, yüzler, binler hatta milyonlar kere sürecektir.

Burada güzel ve inanılmaz olan olacak şey, her ikisinin de biri birini takip etmesi, hatta birlikte kutlanması değil, her iki rastlantıyı gerekli kılan şeyleri bizin resmi ve sosyal yaşamımız da yaşatıp yaşatamayacağımız ile ilgilidir. Bu da, hamaset ile değil, bilim ve akıl ile olacaktır.

Kurban Bayramımız, bir zamanlar bazılarını "büyük alim, dünya lideri, halife, ........vs., vs" olarak gördüğü Fethullah Gülen gibiler kurban etmedikçe,ya da gibilere kurban edilmedikçe sonsuza kadar yaşayacaktır.

Zafer bayramımız ise, bu günün cehalet ve zırva kokan hamaset ustalarına, akıllarının ucunda ki ya da uşaklık ettikleri zihin, düşünce ve emperyalist grupların akıllarına uyup, YIKMAYA KALKIŞACAKLARI TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN YIKILMASINA izin vermediğimiz sürece ki verilmeyecektir. Türkiye Cumhuriyeti sonsuza kadar yaşayacaktır.

Orta Asya bozkırlarından Anadolu'nun Torosları, Malazgirt ovalarını aşılarak kurulan Osmanoğlu Beyliği, diğer Bey ve Beyliklerin birlik ve beraberliği ile 1922'de bir devlet ve devamında da bir İmparatorluk kurulmuştur.

Her çağ, kendi üstünlüğünü ve gerekliliğini yakalayanlara her şeyini sunar. Bir beylikten, devlet sonra da imparatorluk kuran bu toprakların insanları, hem günlük yaşamda, hem de yönetimde bütün devlet yönetim ve yönetim organizasyonlarının eksiklik ve aksaklığına, adaletsizliğine rağmen yüzlerce sürecek bir devlet olmayı, çağ açıp kapamayı becermişlerdir.

Ne yazık ki, devlet yönetimindekilerin, çağın gerekliliklerini görememeleri;

18. YY'ın başından itibaren sanayi devrimi ile gelişen milliyetçilik akımları ve emperyalistlerin, bugün 3.paylaşım verdikleri geçmişin Osmanlı topraklarını 1900'lü yılların başında parçalamaya karar vermeleri;

Osmanlı Saray yönetiminin de bunu görememesi, işbirlikçi ve hainlerin yönetimde söz sahibi olmaları gibi sebepler sonucu,

MONDROS ve SEVR ANTLAŞMALARI, Osmanlı devletinin sonu getirmiştir.

Aklı, kafasına taktığı, giydiği şeyleri bile aşamayan gönlü, kalbi ve fikri satılmış zihniyet ve kişilerin her türlü inkar ve çarpıtmalarına rağmen,

19 Mayıs 1919'da Samsuna çıkış ile başlayan,

AMASYA, isyan ve ihtilal beyan ve genelgeleri ile başlanılan ANADOLU'NUN KURTULUŞ ve TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİNİN kuruluş serüveni başlamıştır.

23 Nisan 1920'de kurulan TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİNİN yönettiği, Mustafa Kemal'i Başkomutan seçtiği ve Mustafa Kemal'in de KOCATEPE'den, "

"Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz’dir İLERİ!.." komutu ile başlayan inanç ve serüven,

30 AĞUSTOS 1922'de zafer ile sonuçlanmıştır.

Askeri alanda alınan bu zafer belgesi,

Lozan'da elde edilen siyasi zafer belgesi ile tüm dünyaya duyurulmuş ve onaylatılmıştır.

Dünyanın ilk ANTİ-EMPERYALİST SAVAŞININ kazımı sunucu kurulan, buna giden yolda en önemli köşe taşlarından olan,

30 AĞUSTOS, ZAFER BAYRAMIMIZ,

ve talihin güzel bir rastlantısı olan KURBAN BAYRAMIMIZ,

HERKESE KUTLU OLSUN!..

Yaşasın Cumhuriyet

Yaşasın ZAFER!...

YAŞASIN ZAFER BAYRAMI!..