19 Mart’ta gözaltına alınan ve 23 Mart’ta tutuklanan İBB Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’na selam göndererek ve serbest bırakılmasını talep eden CHP Antalya İl Başkanı başlatılan imza kampanyasını işaret ederek ‘Adayımı yanımda, sandığı önümde görmek istiyorum’ diyerek tüm yurttaşları desteğe davet etti. Müdürlük önünde yapılan basin açıklamasına CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, Milletvekilleri Cavit Arı, Aykut Kaya, PM üyesi Niyazi Şen, CHP Muratpaşa İlçe Başkanı Can Okan Kıran, CHP Konyaaltı İlçe Başkanı Demet Gündüz, CHP Kepez İlçe Başkanı Gökhan Ölmez, CHP Döşemealtı İlçe Başkanı Veli Çot, CHP Aksu İlçe Başkanı Hamza Erdem, CHP Kadın Kolları İl Başkanı Necla İnci Bayrak, DİSK Akdeniz Bölge Temsilcisi ve Genel-İş Antalya Şube Başkanı Vedat Küçük, Eğitim-İş Antalya Şube Başkanı Sadık Acar, Eğitim-Sen Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, Eğitim-Sen eski Antalya Şube Başkanı Nurettin Sönmez, İl Disiplin Kurulu Başkanı Hüseyin Eroğlu, Tüm-Bel Sen Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt, Emek Partisi Antalya İl Başkanı Feyyaz Balcı, Eğitim-İş 2 Nolu Şube Başkanı Önder Güneş, ESM Antalya Şube Başkanı Tanju İşeri, DİSK Devrimci Sağlık-İş Antalya Şube Başkanı Erol Şahin, Tüm Emeklilerin Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Ergen ve Antalya Şube Başkanı Bilge Torosoğlu, Veli-Der Antalya Şube Başkanı Tülin Koç, parti üyeleri ve yöneticiler katıldı.
ŞİRKETİN BORCU HALKA YIKILDI
1 Nisan’dan itibaren yürürlüğe giren elektrik zamlarını eleştiren CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı, “Bugün burada, her ay elimizi yakan, aile bütçemizi sarsan elektrik faturalarının ardındaki gerçekleri konuşmak için toplandık. Çünkü artık yeter! Elektrik bir lüks değil, temel bir insan hakkıdır. Ancak bugün ülkemizde elektrik; yiyecekten, içecekten, ısınmadan, aydınlanmadan fedakârlık ederek kullanabildiğimiz, adeta bir lüks haline gelmiştir. Bu durumun nedeni yalnızca yapılan zamlar değildir. Bu, yıllardır uygulanan yanlış enerji politikalarının, plansız ve rant odaklı özelleştirmelerin acı bir sonucudur. Hatırlatalım: 2012 yılında Antalya’nın da içinde bulunduğu Akdeniz Elektrik Dağıtım A.Ş., 546 milyon dolara özel sektöre satıldı. O günün dolar kuru 1.60 TL idi. Şirket bu bedeli cebinden ödemedi; bankalardan dövizle kredi çekti. Yani Türk lirası geliri olan bir işe dövizle borçlandı. Bu borcun halka yıkılacağı o günden belliydi” dedi.
HALKTAN ALINAN ÖZEL SEKTÖRE KAYNAK AKTARILIYOR
Başkan Kamacı, “Bugün dolar 38 TL’yi aştı. Şirketler borçlarını ödeyemiyor. Peki çözüm ne? Yine halka fatura edilmek. Yapılan her zamla, gelen her faturayla halk bu borcu ödüyor. 5 Nisan 2025 itibarıyla elektriğe %25 zam yapıldı. Bu sadece bir oran değildir. Bu, sofradaki ekmeğimizden, çocuğumuzun defterinden, cebimizdeki son kuruştan alınan bedeldir. Türkiye’de 42 milyon elektrik abonesi vardır. Bu zamlardan konut abonelerinin %97’si doğrudan etkilenmektedir. Her ay vatandaşın cebinden 5 milyar lira daha fazla para çıkacak. Ve bu paralar nereye gidiyor? AKP eliyle özelleştirilen elektrik dağıtım şirketlerinin kasasına. 2004 yılında başlatılan özelleştirme süreciyle TEDAŞ üçe bölündü: EÜAŞ, EİAŞ ve EDAŞ. Üretim (EÜAŞ) ve dağıtım (EDAŞ) özel sektöre devredildi. İletim (EİAŞ) ise kamuya bırakıldı çünkü rant yoktu! Bu süreçte yaklaşık 70 milyar dolar gelir elde edildi. Bugün bu altyapıları yeniden kurmaya kalksanız o para yetmez. Ülkemizde elektrik üretiminin %85’i özel şirketler tarafından gerçekleştiriliyor. Dağıtımın tamamı özel sektörde. AKP’nin yarattığı sistemde bu şirketler birer kartel haline geldi. Devlet, elektriği özel sektörden pahalıya alıp onlara ucuza satıyor. Aradaki fark Hazine’den, yani sizden karşılanıyor. Buna da “devlet desteği” deniyor! Aslında bu, halktan alınanın halka bir kısmının geri verilmesi değil, özel sektöre yeni kaynak aktarımıdır” dedi.
HALKIN YAŞAMINI AYDINLATIN
Başkan Kamacı, “AKP, faturalarla ilgili vatandaşlara hileli ve yanıltıcı mesajlar gönderiyor. “Devlet desteği indirimi” adı altında mesaj atıyorlar. Oysa böyle bir destek yok. Tıpkı mağazaya önce zam yapıp sonra “%50 indirim” tabelası asmak gibi. Vatandaşla dalga geçiliyor. Bugün bir elektrik faturasının sadece %19’u gerçek enerji bedelidir. Kalan %81’i dağıtım, vergi ve fonlardır. Yani biz elektriği değil, ona ulaşmayı pahalıya ödüyoruz! Kullandıkları altyapı hâlâ kamuya ait. Ama bu hizmet, belli şirketlerin kâr makinesine dönüşmüş durumda. Bu sadece aile bütçesini değil, ülke ekonomisini de çökertmektedir. Elektrik dağıtımı yeniden kamunun denetimine alınmalıdır. Faturalardaki dağıtım bedeli şeffaf, makul ve denetlenebilir hale getirilmelidir. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu (EPDK), şirketleri değil halkı korumalıdır. Özelleştirilen bölgeler ve enerji tesisleri kamulaştırılmalıdır. Enerji politikaları, siyasi ve ticari çıkarların değil, halkın refahının merkezinde olmalıdır.
Geçiş sürecinde bağımsız ve güçlü bir Kamulaştırma İdaresi kurulmalı, kamu kaynakları yeniden halk yararına kullanılmalıdır. Biz, Cumhuriyet Halk Partisi Antalya İl Başkanlığı olarak bu düzene sessiz kalmayacağız. Elektrik faturası şirketlerin borcunu değil, halkın yaşamını aydınlatmalıdır! Bu ülke birkaç ayrıcalıklı şirkete değil, 85 milyona aittir” dedi.