Anıları da sulamak gerek; aşk ve sevda da olduğu gibi,
sosyal ve siyasi olaylarda da. Unutmamak, unutturmamak gerek.
--Hayal gibi günlerdi artık o günler. Necmettin Erbakan
Başbakanlığında Doğru Yol Partisi(DYP) ile Refah Partisi(RP) 28 Haziran 1996
tarihinde REFAH-YOL Hükümetini kurarlar. 28 Şubat 1997'de de "post-modern
darbe" olarak da adlandırılan 28 Şubat süreci başlar. Siyasi hava
gergindir.
--Recep Tayyip Erdoğan, 6 Aralık 1997'de (6 yıl sonra
milletvekili seçileceği) Siirt'te bir açık hava toplantısında okuduğu bir
dörtlükten dolayı yargılanacak ve mahkum olacaktır.
--Okunan şiir ve şairi ise tartışmalıydı. Tarihçi Murat
Bardakçı’ya göre, okunan ve Ziya Gökalp’in olduğu iddia edilen "Asker
Duası" şiirinin ilk dörtlüğünde “Minareler süngü, kubbeler miğfer /
Camiler kışlamız, müminler asker / Bu ilahî ordu dinimi bekler / Dillerde
tevhid Allahu Ekber” gibi dizelerinin olmadığı, birileri tarafından monte
edilmiş olabileceği; okunan şiirin aslında Ankara’da yaşayan Cevat Örnek adlı
şaire ait olduğu ve "7 Dağın Çiçeği ve Gülden Dikenden" adlı
kitaplarında yer aldığını söylüyordu.
--Ne idiğü belirsiz bir şiir ile başlayan bir serüven ve
gelinen nokta bu idi.
--Erdoğan, o günler siyasi yasaklıdır ama siyasi parti
kuruyor; sonra bu günlerde bir dediği bir dediğine uymayan YSK o günlerde de
Milletvekili olmasına izin vermiyor.
--Seçim sisteminin azizliği sayesinde Erdoğan/AKP genel
seçimlerde %34.28 oy alıp TBMM'de yüzde 65'lik bir oranda 363'lük bir
Milletvekili sayısı ile temsil elde ediyor.
--Erdoğan, bu ne idiğü belirsiz şiir yüzünden siyasi
yasaklıdır. Seçim sisteminin azizliği yüzünden de Anayasayı değiştirecek bir
sayıya ulaşmasa da(367), referanduma(330) gidecek sayısı vardır.
--O günün TBMM'de ki Ana Muhalefet Lideri Deniz Baykal'ın
"Vazo Mutabakatı" denilen anlaşması sonucunda, süreci zorlamamak için
yapılan Anayasa değişikliği ile, Erdoğan'ın siyasi yasağı kalkıyor ve siyasette
önü açılıyor.
--Bu güne gelince; 31 Mart seçimlerinin daha dumanı
tüterken, 23 Haziran İstanbul B.B.Başkanlığı seçim sonuçları ile de AKP Genel
Başkanı ve CB Erdoğan ve yakın çevresinin uykuları kaçmaya başlıyor.
--Yok "Ekrem İmamoğlu, Vali'ye , ........ dedi"
yok efendim örgütlü başarının mimarı CHP İstanbul İl Başkanı Canan
Kaftancıoğlu'na "Cumhurbaşkanına hakaret, Türkiye Cumhuriyeti devletini
alenen aşağılama, halkı kin ve düşmanlığı tahrik etmek ve terör örgütü
propagandası yapmak" suçlarından 17 yıla kadar hapis cezası istemiyle
hakkından dava açılıyor.
--Kişisel olarak o günler nasıl Sayın Recep Tayyip
Erdoğan'ın o günkü yargılanmasını nasıl doğru bulmamış ve SİYASİLER İLE
MÜCADELNİN SİYASİ OLMASI GEREKTİĞİNE, o günler nasıl inanmış isem, bu gün de
Sayın Dr. Canan Kaftancıoğlu hakkında açılan bu davayı doğru bulmuyorum.
--SİYASİ MÜCADELENİN ARGÜMANLARI VE MÜCADELE ŞEKLİ,
SİYASİ OLMALIDIR. Siyasi gücü elinde bulunduranların, bu gücün siyasi, yasal
hatta askeri kanatlarını kullanarak siyasi muhataplarına üstünlük sağlamak
gayreti içinde olmaları da doğru değildir.
--Yoksa "Zulüm ile abad olanın akıbeti berbat
olur" sözü herkesin aklından çıkmasa iyi olur. Bu halk uzun zaman sonra,
herkese seçim sandığı ile ödül ve cezanın nasıl verileceğini 23 Haziran akşamı
herkese/dosta, düşmana göstermiştir.