Bir şoför minibüsü yaktı, kızılca kıyamet koptu..

O da ne koro halinde hücuma geçti arkadaşlar..

Neymiş efendim, minibüsün yakılmasını haber yapmak dev projelere öncülük eden Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne karşı karalama kampanyası devam ediyormuş..

Arkadaşlar bu ne şiddet, bu ne celal ?

Bir bardak suda fırtına koparmanın anlamı ne ?

Önce olayı anımsayalım..

Geçen hafta sonunda Varsak Depolama Alanı’nda bir ulaşım esnafının para kazanamadığı, evine ekmek götürmekte zorlandığı için minibüsünü yakacağı haberi bize ulaştı..

Gazeteci böyle haberleri elbette izler ve kamuoyu ile paylaşır..

Akdeniz GERÇEK’te öyle yaptı..

Olayı “ Ekmek Teknesini Yaktı’ manşetiyle duyurdu..

Haberde yoruma kaçmadan, bir yerleri adres göstermeden, arkadaşların iddia ettiği gibi Antalya Büyükşehir Belediyesi’ne eleştiri getirmeden, arkadaşların ettiği karalama kampanyasına katkıda bulunmadan ki, böyle bir kampanyanın varlığını da gazetelerden ve gazetecilerin yorumlarından öğrendik..

Akdeniz GERÇEK Yazı İşleri Müdürü Büyükşehir ve Muratpaşa Belediye Meclisi Üyesi Songül Başkaya ise sosyal medya hesabından toplu ulaşım esnafının dönüşüme zorlanması sürecinde bu tür sıkıntıların yaşanacağı yönündeki görüşlerin doğrultusunda araç yakma olayını kişisel olarak paylaştı..

Vah sen misin paylaşan ?

İfadelere bakıldığında hiddet ve nefret söylemleri ile beslenen ve aynı merkezden yönlendirildiği anlaşılan bir toplu saldırıya geçildi..

Songül Başkaya ve Akdeniz GERÇEK adeta idam sehpasına konuldu..

Bakar mısınız başlıklara :

‘Kirli Kumpas’ Oldu mu Şimdi ? daha neler neler..

Arkadaşlar öylesine sinirli, öylesine kızgın ki bizim için ‘yandaş gazeteciler’ demişler..

Üzücü olan taraf sevgi duyduğumuz, yakın ve sıcak ilişki içinde olduğumuz bir medya grubundan böyle bir saldırının yapılması..

Bu hiddetin, şiddetin satır aralarını okumak güç değil..

Akdeniz GERÇEK’in yayın politikası..

İstiyorlar ki kendileri gibi iktidara ve iktidar belediyelerine yakın duralım, meslek etiğini bir kenara bırakıp koşullar ne olursa olsun biat edelim..

Arkadaşlar şunun ayırtına varamamışlar :

Antalya’da toplu ulaşım sorununu en çok gündemde tutan, Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in 12 metrelik modern otobüslerle ulaşım hizmetinin yapılması kararına destek veren de biziz..

Buradan Antalya Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği(AESOB)Başkanı Adlıhan Dere’nin de hatırını sormak istiyorum.

Adlıhan Dere ve bize koro halinde saldıran arkadaşlar aracı yakan esnafın OHAL endişesi ve baskısı ile ifadesini verdiğini iyi biliyorlar.

Keşke Adlıhan Dere, o tutanağı bizi de ulaştırsaydı, biz de habercilik etiğine sadık kalarak kamuoyu ile paylaşaydık..

Demek ki fikir başka..

Bir de gazetecilik dayanışmasını hatırlatmakta yarar var..

Hedef tahtasına koyduğunuz, yargısız infaz yapmaya çalıştığınız Songül Başkaya bir gazeteci.

Yani gazetecilerin yerel meclislerdeki temsilcisi.

Başkaya’ya destek vermek, Antalya adına verdiği mücadeleye katkı koymak yerine yıpratmaya çalışmak, itibarsızlaştırma yarışına girmek ne derece doğru ?

Kıskanmak, çekememezlik yapmak yerine sahip çıkmak gerekmez mi ?

Bence asıl karalama kampanyası bu..

Birilerinin paşa gönlü rahatlayacak diye gazetecilerin ve gazetelerin arasını bozmak, nifak tohumları ekmek kimseye bir şey kazandırmaz, çok şey kaybettirir..

Siz iktidara koruyor  ve kolluyorsunuz, ilişkileriniz iyi, keyfiniz yerinde..

Bizim çomak sokmak, ortalığı karıştırmak gibi bir düşüncemiz yok.

Bu böyle biline..