Kumluca’nın Mavikent; Finike’nin Turunçova,
Sahilkent ve Yeşilyurt, Demre’nin ise Beymelek ve Kapaklı mahalleleriyle
çevresini vuran hortumun bölgeye verdiği zararı yerinde incelemek ve mağdur
olan vatandaşlarla yerinde görüşmek üzere afet bölgesine gittik. Zarar gören
vatandaşlarımızla görüşmeler yaptık.
Acılar büyük, yürekler yaralıydı. hortum
sonrası oluşan tabloda; ciddi bir felaket, büyük acılar, birikmiş borçlar,
emeklerin hebası, yıkılmış hayaller ve devletten çözüm bekleyen birikmiş
sorunlar vardı.
Kimi evler büyük zarar görmüştü, balkonları
yıkılmış, camları parçalanmış, eşyaları zarar görmüştü. Hortum; örtülü tarım
arazilerinde tüm sera kaplamasını, demir karkas ve çatılarını komple dağıtmış
ve yere sermişti. Daha yeni yapılmış tam otomasyon sisteme sahip seralar adeta
dümdüz olmuşlardı. Onbinlerce ağaç zarar görmüş, yüzbinlerce dönüm naylon-cam
örtülü tarım arazisi ürünleriyle birlikte neredeyse yok olmuş, birçok
vatandaşımız yaralanmıştı. Hastanelerde hala yaralı vatandaşlarımız vardı.
Vatandaşlarımız her şeye rağmen bu acıların
ve kötü günlerin geçeceğini ve bunca sıkıntıyla tek başına mücadele vermeyip,
Devletin gereken desteği vereceğine inanıyordu. İşte, bu inancın boş çıkmaması gerçekten
çok önemlidir.
Sadece kredi ve SGK prim ertelemeleriyle
yaraların sarılamayacağı açıktır. AKP siyasi İktidarı boş laflar yerine, samimi
icraatlar yapmalı, yaraları sarmalıdır. Bölge halkının, mağdur vatandaşların
beklentisi budur. Öncelikle bölgede AFET ilan edilmeli ve üreticinin zararı tam
olarak karşılanmalıdır. Bu işlem yapılırken gerçek zarar gören vatandaşlar
tespit edilerek reel toplam zararları karşılanmalıdır. Yapılacak ödemelerde
İcarcı, ortakçı, mal sahibi ayrımı dikkatle yapılmalı, üretici zarar payları
doğru tespit edilmeli ve paylar kişilerin ayrı-ayrı hesaplarına aktarılmalıdır.
Zarar gören arazilerde temizlik ve enkaz kaldırma çalışmaları vatandaşa yük
gelmeyecek şekilde devletin yetkili organlarınca yürütülmelidir. TARSİM sigorta
politikası gözden geçirilmeli ve DASK benzeri zorunlu tarım sigortası
yapılmalıdır. Tarım sigorta sisteminin bölge seracılığının altyapısına ve miras
hukukunun ortaya koyduğu engellere göre düzenlenmesi zorunludur. Mağdur olan
üreticinin her türlü borçları ertelenmeli, devlete olan borçları silinmelidir.
Buna benzer doğal afetler yaşanması ihtimaline karşı hazırlıklı olunmalı,
gerekli mevzuat düzenlemeleri biran evvel yapılmalıdır. Borçla üretimi sürdüren
üreticilerin, seraları yeniden üretime döndürebilmeleri için plastik seralarda
ve cam seralarda nakit kaynağa ihtiyaç duyacakları dikkate alındığında, Siyasi
İktidarın finansmana katkı olarak hibe sağlaması gerekir. İlaç, fide, gübre
gibi ihtiyaçlar içinde ayrıca hibe verilmesi, Afet nedeniyle
bir yıl kaybeden üreticilerin gelecek yıla kadar geçimlerini
sağlaması için karşılıksız destek verilmesi ve zararların tümüyle karşılanması
zorunludur.
Üretici Yaşadığı acının paylaşılmasını,
Yeterli desteğin sağlanmasını ve zararın karşılanmasını bekliyor. Çocuklarının
geleceğini ve evine götüreceği ekmeği düşünüyor. Gelecek kaygısı duymadan
yaşamak ve doğal afetlerde yalnız olmadığını bilmek istiyor. Sosyal devletin kendisine
sahip çıkmasını bekliyor.
Bölgede günlerdir yaşanan durum ise sadece
Boş laf ve Şov’dan ibarettir. Somut atılan tek bir adım yoktur. AKP Siyasi
İktidarı şov yapmayı bıraksın, sahte sözlerle milleti avutmasın. Millete
dokunur, elle tutulur, gözle görünür bir icraat yapsın. Demre, Finike, Kaş,
Kumluca ve Kemer’de hortum-dolu felaketinden mağdur olan vatandaşlara derhal ve
açıkça destek olsun, görevini yapsın istiyoruz. Devletin İmkanlarını sermayeye
peşkeş çekmek yerine, mağdur üreticinin lehine kullansın istiyoruz. Dışarıdan
et, nohut, buğday, saman, sebze, meyve İthal edeceğine, kendi üreticimize sahip
çıksın istiyoruz. Suriyeli’lere sahip çıktığın kadar, Antalyalı mağdur
üreticiye sahip çık diyoruz.
Üreticimiz asla yalnız değildir, konunun
sonuna kadar takipçisi olacağız.