Liyakatin
bittiği, üniversitelere dahi el atıldığı, cemaat ve siyasi kıskaçta eğitimin
geriye gittiği günlerde kapatın gitsin üniversiteleri. Hem böylece mezun olan
gençler, iş ararken, liyakatsiz atama ve görevlendirmeler de göze batmaz.
Nasılsa üniversite yok der geçeriz…
Memlekette
diplomasızların iş başında olduğu bir süreçte elbette diplomalılar işsiz
kalacak. Yoksa nasıl gelir, diplomasızlar başa…
İçim acıyor,
ufkum kararıyor ama mücadeleden vazgeçmeyenlerden biri olarak karşı devrimin
yükselişine karşı durmaya çalışıyorum. Hem ben hem gazetem…
Tüm ekibime
teşekkür ediyorum. Sayfa sekreterlerimiz, yazarlarımız, muhabirlerimiz her
birinin büyük emeği var. İşte bugünkü manşetimiz. Eğitim Sen Genel Başkanı
Nejla Kurul, isyan ediyor…
Atanamayan
yüz binlerce öğretmen eylemdeyken, birçoğu tezgahtarlık yapıp hayatta kalmaya
çalışırken Milli Eğitim’de imamlara ikinci maaş ve görev…
Laik ve
bilimsel eğitime bir darbe de imam ve imam eşlerini öğretmen olarak
görevlendirenlerden…
Neymiş, öğretmenler
köylere gitmiyormuş…
Haydi oradan…
Siz atayın da
gitmezlerse biz topa tutalım…
Ben biliyorum
ki Diyarbakır’ın en ücra köyünde de Antalya’nın dağında da göreve hazır
öğretmenlerimiz…
Yeter ki
atayın…
Sonra hangi
üstün vasıflarla belirleniyor bu görevlendirmeler…
Milli Eğitim
Müdürümüz Hüseyin Er, arandı ve açıklama istedik. Ses yok…
O da haklı ne
yapsın ki…
Milli Eğitim
Bakanlığı’nın da tarikat ve cemaat protokolleriyle eğitimi devrettiği
memlekette imamlara, köy okullara teslim edilmiş çok mu!
Evet çok…
Herkes işini
yapacak…
Eleştirdiğimiz
müfredat bile imamın ajandasından iyidir…
Yanlış
anlaşılmasın imamlara saygımız var. Ancak camide…
Okullara,
öğretmen yakışır…
Bekliyoruz,
takipteyiz…