(Proje Üretmeye Nereden Başladık, nereye vardık)
CHP yeniden açılmış, Antalyalı bir Genel Başkan seçilmiş,
dolayısı ile ister istemez hem bürokrasinin içinde, hem de Antalyalılar Derneği
gibi bir derneğin yönetiminde ve sosyal çevresinde olunca; ister istemez bazı
şeylerin dışında olamıyor ve kalmıyorsunuz.
İşte böyle bir
zamanda, çeşitli yerlerde toplantılar, kendiliğinden oluşan, gelişen gruplarda
sohbetler oluyor, "Ne olacak bu memleketin hali" dememek için, bir
şeyler yapılmalı deniliyordu.
Çalıştığım
Bakanlıkta, içinde bulunduğum bir proje ile ilgili konuşurken, orada olan
siyasiler, bu anlattıklarımı bir proje olarak hazırlayıp, seçimlerden önce
partiye versen, ne iyi olur deyince, bana da gereğini yapmak kaldı.
Önce
bürokrasideki arkadaşlarım ile daha sonra da üniversitelerde projeler
yürüttüğümüz akademisyen ve sivil toplum örgütlerindeki arkadaşlarım ile bir
düşünce topluluğu kurmaya karar verdik.
Hoş geldin
"YEDİNCİ OK DÜŞÜNCE TOPLULUĞU"!..
Bu CHP'nin 6
Oku'na bir ok eklemek değil; bu o okları koruyup, kollayacak ve Atatürk'ün
gösterdiği "Çağdaş Medeniyet Seviyesinin Üstüne Çıkartacak" bir ok
olmalıydı; hem de muhataplarında bir ilgi uyandırmalı idi.
Düşünce
topluluğumuzu hemen kurduk ve çalışmalara başladık. Bir arkadaşımızın Kuğulu
Parkın yakınlarındaki bürosunu da çalışma ofisi olarak kullanmaya başladık.
Bu ofisde
yaptığımız "think tank" toplantılarına kimler katılmadı ki.
Öncelikle bu
grup üç çemberden oluşuyordu.
İlk çember,
bizim sol, sosyal demokrat arkadaşlarımızdı. Temel tartışmaları ilk burada
birlikte yapıyorduk.
İkinci çember
ise biraz daha esnek, bir siyasi yapı içinde yer almayan kişiler ile merkez
sağdan, sosyalist sola kadar herkese açılıyordu.
Üçüncü çember
ise, en uçlar dahil olabilecek herkesi kapsıyor ve konuşma ve tartışmaları hep
birlikte yapıyorduk.
Önceliğimiz
ülkemiz ve milletimiz olduğundan, herkes ile birlikte düşünmek ve üretmek
gerekiyordu.
Bazı
toplantılarda bir karar metni çıkması gerekiyor ise, o tartışmayı önceleyip
getirenlerin düşüncesi, sayıya bakılmaksızın rapor metninde esas alınıyor,
diğer görüş ve düşünceler ise "şerh" olarak kalıyordu.
Bu süreç
oldukça uzun bir zaman işledi.
Kimler gelip,
kimler geçmedi ki.
Gazeteci
dostumuz Murat YETKİN'den, Babası Edirne AP Milletvekili olan Mustafa BULUT ve
Yiğit BULUT'a kadar birçok kişi ve gazeteci.
Üniversaitlerden gelen akademisyen arkadaşlarımızın arkadaşları ya da
tartıştıkları konuların muhatapları da birlikte olduklarımızdı.
Siyasiler mi?
Dedim ya, ikinci
ve üçüncü çember daha esnek bir çember. Ak Partiden, MHP'ye, SP'den, sola
birçok Milletvekili ve siyasi kişilik.
CHP Genel
Sekreterliği döneminde Bihlun TAMAYLIGİL, sürece her türlü aktif destek
sağlamış, hem de hazırlanan projeleri parti organlarına taşımış idi.
Bir başka
aktif partnerimiz ise DSP Genel Başkanı Zeki SEZER idi. Hüseyin Akbulut gibi
DSP PM üyeleri ve Bülent Ecevit dönemi Ankara İl Başkanlığı da yapmış, Öncü
UYSAL gibi DSP'liler idi.
Bu süreç ise,
bizim düşünce topluluğumuzun kuruluş ve öncelikli proje seçim ve üretme
yıllarımız olmuştu.
Bütün düşünce
topluluğu üyesi arkadaşlar, hem kaynak tarıyor, hem yurt içi yurt dışı
siyasilerin süreç ve gelişmelerini araştırıyorlardı.
Ve ilk projemiz,
Amerika'dan.
Kaynak kişi ise,
Amerika Birleşik Devletleri'nin 1993 ile 2001 yılları arasında 42' nci Başkanı
olan Bill CLİNTON idi.
Bu çalışmalar ve
çabalar, Millet İrtifakı sürecinde de sürdü ve CHP Genel Başkanı
Kılıçdaroğlu'nun görevlendirmesi ile İyi Partinin bir Çalıştayında
arkadaşlarımız ile birlikte konuşmacı olduk.