Teleferik kazası ile ilgili tutuklamaların bilirkişi raporuna dayandırıldığı anlaşılmaktadır.
Ancak düzenlenen bilirkişi ön raporunun tarafsız olmadığı ilk anda kolaylıkla anlaşılabilecek niteliktedir.
Son derece yüzeysel tespitler ile somut ve şüpheye yer vermeyecek kadar nedensellik bağı kurulmaksın işaret edilen kaza nedeni üzerinden hazırlanan ön rapora dayanarak işletmeci firma ABB şirketi olan ANET son Gn. Md. Mesut Kocagöz ve Gn Md V. Ahmet Buğra Samsunlu,
Mekanik Mühendisi Okan Erol, Megatower bakım şirketi sahibi Serdar Tezcan ile şirketin bakım ve otomasyon amiri Serkan Yellice'nin tutuklanmasına karar verilmiştir.
Bilirkişi ön raporu esas olarak ANET yetkililerini suçlamak üzere hazırlandığı izlenimi vermektedir.
Ancak yine de Ön Raporda Gn. Md sıfatıyla tutuklanan Kocagöz hakkında yerel seçimler nedeniyle 2023 Aralık ayında istifa edinceye kadar sorumlu olduğu dönemde dolaysız bir sorumluluğu ortaya konulmamıştır.
Kocagöz’ün görevleri arasında bulunan Bakım sözleşmesi, risk yönetimi ve fiziki denetimlerin yapılmasına ilişkin yetkili kurullarını sevk ve idare etmediğine yönelik bir saptama ön raporda bulunmamaktadır.
Üstelik istifasından sonra
02.01.2024 tarihinde Antalya Sarısu- Tünektepe Teleferik Bakım, Onarım ve Teknik İşletme Hizmet Alımı Sözleşmesinin 9. Sayfasının K Bendinde ‘’Direk Bağlantı Elemanları Kontrolleri Eksiklerin Giderilerek Uygun Sıkılıkların Sağlanması’’ maddesine karşın Megatower AŞ nin gereğinin yerine getirip getirmediği konusunda da hiç bir açıklama ön raporda bulunmamaktadır.
Bilirkişi raporunda açıklanması beklenmeyecek bir diğer konu ise, bir kamusal yatırım kararı ile başlatılan ancak piyasa şartlarına göre hareket edilen teleferik yatırımının gerçekte nasıl daha en az maliyetli olabileceği ve piyasa aktörlerini nasıl daha çok kazandırmaya yönelik hareket edildiğine ilişkin yaklaşımlardır.
Bu yaklaşımlar nedeniyledir ki bakanlıklardan başlayan kamusal denetimi ortadan kaldıran, Kamusal Hizmetleri özel şirketler eliyle yürütülmesini sağlayarak bütün süreci kollama / para kazanma / zenginleşme aracı haline getiren siyasi iktidar bu tür faciaların baş sorumlusudur.
O nedenle Yargı organlarının yetersiz ve tarafsız olmayan bilirkişi raporlarına dayanarak hareket etmesi ve sonuçta siyasi iradenin siyasi rakiplerini haklı olmayan nedenlerle tutuklama kararı vermesi ne iktidara ne de yargının kendisine bir faydası olmayacaktır.