Bazı işlerim ile ilgili olarak bir süreliğine gelmiştim memleketim Antalya'ya.

   Bu arada da bir çok süreçte yıllardır katkı verdiğim, gönül bağım da olan bir partinin Sayın Genel Başkanın da katılacağı bir programa denk gelip;

   Bazı programlarına davetli ya da görevli arkadaşlarımın da ısrarlarını kıramayınca ben de kendimi oralarda buluverdim.

    Bu ise bana hem olayları hem de yapılanları yakından görüp, bilgi edinmemi sağladı. Ayrıca da uzun süredir görmediğim dost ve arkadaşlarımı görmeme sebep oldu. 

    Programın geneli için bir şey diyemem, çünkü çok yakından izlemedim. O yüzden bunu zaman ve seçim süreçleri ile sonuçları gösterecek.

    Lise öğrenciliğimden bu yana hep sosyal ve siyasal olay ve süreçlerin içinde yer almış birisi olarak; bu da Sevgili şehrim Antalya'ya ve sol, Sosyal Demokrat dost ve arkadaşlara bir sitemim ile tarihe bir notum olsun.

     İnsanlar zamanla, yaşadıkları ile birlikte bir çok şeye "adam sen de," deyip, boş geçebiliyor.

   Bu yüzden artık ne Antalya ne de Ülkem için öyle harcayacak ne zamanım ve ne de hevesim var.

    Elbette oturup, öyle kağıt ya da taş oynayacak da değilim. Ülkesine, memleketine gönül ve vicdan borcu olan birisi olarak, elbette ki dün ve bugün ne yaptıysak, yapıyor isek, bundan sonra da aynısını, hiç bir beklenti olmadan yapmaya devam edeceğiz 

    Ankara'dan gelirken arabamın bagajında duran çantamda;

    Daha önceden, hemşerimiz Deniz Baykal döneminden başlayıp, daha sonra da mevcut Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu'nun da Tuncay Özkan aracılığıyla çağırıp, projelerinize devam edin dediği ve bizim de hazırlayıp ilgili Genel Başkan yardımcılarına verdiğimiz proje dosyalarının bir kopyası da bulunuyordu.

   Kurucusu ve başkanı olduğum Düşünce Topluluğundan arkadaşlarım ile de görüştüm ve toplantılar arasında bu dosyaların bir örneklerini Sayın Genel Başkanımıza vermeyi düşündüm.

   İçlerinde, sosyal bir proje için hazırladığımız, bir örneğini de parti yetkililerine verdiğimiz ancak Genel merkezde birilerinin "kes, kopyala yapıştır" yaparak ortalıkta dolaştığı;

   Hatta Bülent Ecevit'in DPT Müsteşarı ve SBF'nin efsane Hocası Prof. Dr. Bilsay KURUÇ'un, "İbrahim Bey'in, projesi ne hallere sokulmuş" diyerek, bana gönderdiği teselli Whatsapp iletisinin konusu olan proje dosyası da vardı.

    Baktım ki, vereceğim dosya, Sayın Genel Başkanın etrafındaki "kes kopyala yapıştır" projecilere verilecek ve yeni aşırmalar olacak, ben de dosyaları vermekten vaz geçtim ve vermedim.

    Belki anımsayanlar olur, bilirsiniz bir seçim döneminde, "CHP'nin Seçim Bildirgesi" çalındı diye basında haberler çıkmıştı.

   Bir şey çalınmadı. Partim projeyi doğru dürüst üstlenmediği için, ben de düşünce topluluğundaki diğer partilerden arkadaşlara, ülke menfaati olur diye verdim ve iktidarda olanlar da "çalındı" denilenleri uyguladılar.

    Katıldığım toplantılardan bende kalan ise, girilen seçim sürecinde, Genel Başkanın gözüne MV olmak için girme yarısından başka değişen bir şey yok.

    Şimdiden Antalya ve ülke geneli CHP seçmenine, seçecekleri bu Milletvekilleri hayırlı ve uğurlu olsun. 

    Sonra da yine düşündüm,

     Neyzen Tevfik, Ziya paşa, Namık Kemal'in olduğu söylenilen aradan yüz yıldan fazla zaman geçmesine karşın bu sizlerde ve yaşananlarda bir değişiklik yok.

     Biz Ankaralarda, memleketimiz, Antalyamız için uğraşırken, memlekete de siyasi düşünce paydaşlarımız var sanırken (ki biz Ankara'da, Antalya'dan gelen, telefon ile ulaşan her hemşerimizin derdine derman oluyorduk) Yukarıda adını saydığım ustaların sözleri meğer ne kadar çok doğru ve haklı imiş 

     "Ayağa kalk ey Ehl-i Vatan!" dediler, kalktık; puştlar oturdu, biz ayakta kaldık!"

     Allah'tan bu konuda emek veren bir çok arkadaş olarak, hiç birimiz "namerde muhtaç değiliz.

   Tâbi, kahrından hasta olup, sonsuzluğa uğurladığımız dostlara da selam olsun.

   O ünlü şarkının sözleri ile, bir sonraki seçimde de "ellerim kırılsaydı" diyecek, sevgili hemşerilerime ve partililere de şimdiden kolay gelsin.

     Bur şarkının da bazı dizeleri söylemi idi: "Bana ne aman, ben anlamam!.."