“Sana
bir sürprizim. Akla hayale gelmeyecek bir emeğin, gün yüzüne çıkma zamanı.
Buranın ilk fotoğraflarını sen çekeceksin” demişti. Yanı başındaki mesai
arkadaşları; gecenin 23.00’ünde buluşurken, “abi ne önemli adammışsın. Başkanım
kendisi bile burada tek fotoğraf çekmedi” demişlerdi.
11
Ekim gecesi benimle başlayan “Bir zamanlar Antalya Müzesi” gezisi, Antalyalılarla
buluşmaya devam ediyor. Bu fotoğrafların 40 gündür sizlere ulaşmaması, “40’ı
çıkmayan çocuk evden çıkmaz” geleneğinin tezahürü değildir.
Şimdi
burada sözü uzatmayacağız. Geçenlerde bu müzenin belleğine katkı koyabilmek
amacıyla arşivi turalarken 1997 olmalı, Akdeniz Atılım’da, “Müze Bakan
Bekliyor” diye başlık atmışım. Antalya Müzesi Perge Salonu tamamlanmış, açılış
için Kültür Bakanı’nı bekliyordu. Bugün Antalya’nın kabinede 2 önemli bakanı
var. Hele de “Kültür ve Turizm Bakanı” Antalyalı. Sustum…
Dedik
ya müzenin ilk ziyaretçisi ben oldum. Çıkışta Tramvay yolunda yürüyoruz,
saatler gecenin 01 suları. “Ne düşünüyorsun” dedi Başkan Hakan Tütüncü. Ben
eksik aramayı sevmem. Haddimi aşmayı hiç sevmem.
Bu
müzenin bir başlangıç olduğunu. İlerde içerdeki her bir bölümün bu müzeden daha
büyük gruplara ayrılacağını düşündüğümü söylediğimde gözleri parladı.
İçeriyi
özetleyelim mi?
Antalya’nın
ekolojik dokusu var. Toprağımızda yetişen bitkiler, yaşayan canlılar, deniz
dibi var. Kavanozlarda, o sularda yaşayan balıklar. Havada uçan kuşlar, dağda,
bayırda,serada yetişen çiçekler var.
Tarihi
var Antalya’nın,binlerce yıl öncesi var. Hele bi esnaf arastası varkiiii….
AESOB Başkanımız Adlıhan Dere gördüğünde mest olduydu.
Şiş-
Piyazcı orda, 18 Poaça orda, terzisi, yorgancısı, demircisi, tahta kaşıkcısı,
yemenicisi orda, tirmisci bile orda yaw.
Üst
kata çıkarken, Antalya kent yaşamı ile ilgili foroğraflar var. Burada Altın
Portakal’a önemli bölüm ayrılmış. Elhamra Sineması da burada. En önemli
köşelerden biri (bana göre) Antalyaspor bölümü. Takımın kuruluş sözleşmesi, ilk
forması, ilk deplasman fotoğrafı. Ata sporumuz güreşte var tabii.
Antalya’nın
konuk ettiği siyasiler, tarihe not düşen mitinglerden fotoğraflar ayrı bir
bölümde. Yörük Göçü görselleri eşliğinde girdiğiniz koridordan bir düğün
görseli ve sünnet görseli olan salona geçiyorsunuz. Bitmedi, bir de “Basın”
bölümü var tabii. Tarihe not düşen olayların manşetleri orada mesela.
Neyse.
Harbiden kısa keselim. Fotoğraflara yer kalsın. Bu arada geçen hafta verdiğim
“Sarı Tefenni” sayfası haftaya kaldı. İdare et artık.