Bugün 14 Mart Tıp Bayramı..
Bilindik nutukların atılacağı, yönetenlerin ve
siyasilerin asla yerine getirilmeyecek vaatleri sıralayacağı bir gün..
Adı Tıp Bayramı ama sağlık emekçileri bayram
kabul etmiyor 14 Mart’ı..
Kuşkusuz
insanın en önemli zenginliği sağlık..
Sağlık emekçileri de insan sağlığı için büyük bir özveriyle
çalışıyorlar..
Bu nedenle onlar 14 Mart Tıp Bayramı’nı buruk
kutlasa da her biri sevgi, saygı ve şükranı hak ediyor.
Türk
Tabipler Birliği(TTB) Genel Başkanı Raşit Tükel, 14 Mart Tıp Bayramı nedeniyle
çarpıcı değerlendirmeler yaptı.
Tükel,
Sağlıkta Dönüşüm sürecinin Dünya Bankası ile birlikte AKP eliyle
başlatıldığını vurgulayarak şunları söylüyor :“Sağlıkta Dönüşüm Programı’nın üzerinden geçen 15 yılda Türkiye’de
sağlık ortamı ve sağlık sistemi bir çok açıdan etkilenmiş ve sorun çözme
iddiasındaki bu programın yol açtığı bir çok yeni sorun ortaya çıkmıştır”
Raşit Tükel, 14 Mart’a giden süreçte Türk
Tabipler Birliği’nin(TTB)yapacağı etkinliklerle Sağlık Dönüşüm Programı’nın
yarattığı tahribatı ve piyasacı anlayışla
düzenlenen sağlık ortamının sorunlarına dikkat çekmeyi hedeflediklerini de
söylüyor.
Sağlık
Bakanlığı’nın ve hükümet yetkililerinin özellikle 14 Mart dönemlerinde
verdikleri sözleri tutmadığını belirten Tükel, sağlık
emekçilerinin ivedi çözüm istediği talepleri ise şöyle sıraladı :
-Ek düşük uzman hekim ücreti yoksulluk sınırının
iki mislinden fazla olmalıdır.
-2014’ten bu yana verileceği söylenen yıpranma
payı hakkı verilsin..
-TTB’nin
önermiş olduğu sağlıkta şiddeti ilişkin yasa tasarısı yasalaşsın..
-Güvenlik soruşturmaları nedeniyle bekletilen ya
da ataması yapılmayan tüm hekimler görevlerine başlatılsın..
AKP hükümeti bu taleplere ne yanıt verir,
yaklaşım ne olur bilinmez..
Ancak hızla tırmanan şiddetin sağlık sektörüne
de sıçraması, hatta sağlık sektöründe cinayetlere kadar uzaması endişe verici.
Sağlıkta şiddete karşı ivedilikle bir yasa
çıkarılması tüm sağlık emekçilerinin beklentisi.
Sağlık-Sen
Antalya Şube Başkanı Ali İhsan Yılmaz da 14 Mart Tıp Bayramı için dikkat
çekici açıklama yaptı.
Sağlık çalışanlarının bayram tadında 14 Mart’a
hasret kaldığını belirten Yılmaz, şunları söylüyor :
“Bir
bayramın kaynağını vatan ve millet davasından alması onun değerini paha
biçilmez yapar. Bunu gerçek anlamda idrak etmek ise hekimlerimizin ve tüm
sağlık çalışanların boyunun borcudur. Türk Sağlık-Sen olarak Türk Tabipler
Birliğinde kurucu tıbbiyeli ruhun tekrar hakim olması için elimizden geleni
yapacağımızdan hiç kimsenin şüphesi olmasın. Biz Türk hekimlerinin bunu
başaracağına inanıyor ve yanınızdayız mesajını en güçlü şekilde haykırıyoruz”
14 Mart Tıp Bayramı’nın sorunlarının çözümü
noktasında milat olmasını talep ettiklerini vurgulayan Yılmaz, sağlık
emekçilerinin sorunları ise şöyle sıraladı :
“Yıpranma
payının hayata geçmemesi, sağlıkta şiddetin cinayetlere dönüşerek devam etmesi,
aşırı iş yükü, mobbing ve başta döner sermayeler olmak üzere ücretlerde yaşanan
düşüşler nedeniyle sağlık çalışanları, bayramı çoktan unutmuşlardır. Taşerona
kadro meselesinde bile 500 bin kişiye kadro verilirken, yıllardır devletin
emrinde görev yapan ve 9 bin kişiyi aşan kamu dışı aile sağlığı çalışanları,
tıbbi sekreterler ve vekil ebe hemşirelerimiz kapsam dışında bırakılmışlardır.
Çalışma hayatımızda durum vahimdir. Çalışanın huzuru yoktur. Bunun önüne
geçilmesi için gerekli olan temel şart, çalışanların memnuniyetlerinin
arttırılmasıdır"
Görüldüğü gibi sağlık sektöründe sorun çok..
Her yıl 14 Mart Tıp Bayramı’nda dillendirilen
sorunların önemli bir bölümünün ötelendiğini iddia ediyor sağlık emekçileri ve
onların örgütleri..
Yani sağlık emekçileri 14 Mart’a huzursuz ve
umutsuz giriyor..